2024'ün ün bir Eylül akşamı, bir kadın ve bir adam tam 15 yıl sonra yeniden karşılaşmışlardı.
Ve bitti sandıkları hikayeleri, yeniden can bulmuştu.
Çünkü bazı hikayeler yarım kalırdı, yeniden başlasın diye.
***Gerçek bir hikayeden esinlenilmiştir.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🎶Sezen Aksu - Sen Ağlama
•••
-13 Temmuz 2009-
Gün, bugün Kumru ve Kaya için doğmuş gibiydi. Hatta son bir haftadır sanki her gün yeniden onlar için doğuyordu.
Araları düzeldiğinden beri ikisi de içinde sanki güneş daha parlak ışıldıyor, her gün bir öncekinden daha güzel geçiyordu.
İnsan, bazı şeylerin değerini onu kaybetmeden anlamıyordu. Kumru ve Kaya da araları bozuk olduğu günler boyunca birlikte mutlu olmanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamışlardı.
Bugün bir değişiklik yapıp, beraber hiç gitmedikleri bir yere gitmeye karar vermişlerdi; Büyükada'ya...
Filmlerden izlediği kadarıyla Büyükada hep aşkı çağrıştırmıştı Kumru'ya. Sanki o adada her şey hep güzel, herkes hep mutlu, hep aşk doluydu. Bütün kötülüklerden uzak, sanki sadece mutlu olan insanların olduğu bir cennet gibi.
Vapurla denizi seyrederek adaya geçmişlerdi. Daha doğrusu Kaya denizi, Kumru da onu seyretmişti. Deniz, çocuk için öyle büyük bir tutkuydu ki, bakışlarının her zerresine yansıyordu bu. Sanki o kapkara gözler, denize bakarken daha berrak bir tona bürünüyordu.. Fakat Kumru, Kaya'nın en çok kömür karası gibi bakan halini seviyordu. O bakışların içindeki sonsuzluğa dalıp gitmeyi, orada kaybolmayı..
Her zaman mavi gözlü olmanın bir avantaj olduğunu düşünmüştü.. taa ki Kaya'nın gözlerinin kahverengisini görene kadar..
Vapurdan iner inmez, Kaya'nın elini tutmuştu Kumru. Bembeyaz, uçuş uçuş, dizlerinin biraz üzerinde, askılı bir elbise giymişti. Kafasında ise hasır bir şapka ve beyaz güneş gözlükleri vardı. Dışarıdan dikkat çektiğinin farkındaydı. Kaya'nın ise bugün ona nasıl hayran hayran baktığının da..
Bugünkü konseptleri ise piknikti.. Issız bir sahile gidip, kimse tarafından rahatsız edilmeden Kumru'nun kendileri için hazırladığı kurabiye, kek ve meyvelerden yiyip, baş başa romantik bir kaç saat geçireceklerdi.
Yanlarında mayoları da vardı. Pek niyetleri olmasa da, belki denize de girerlerdi.
İstedikleri ıssızlıktaki plaja ulaştıklarında, kumların üzerine kocaman örtülerini serip yan yana oturdular.
Kumru, özenle hazırladığı her şeyi Kaya'ya tattırabilmek için adeta bir sunum tabağı hazırlıyordu. Kaya'nın elinde ise bugüne kadarki bütün fotoğraflarını çektikleri kamera vardı.