2024'ün ün bir Eylül akşamı, bir kadın ve bir adam tam 15 yıl sonra yeniden karşılaşmışlardı.
Ve bitti sandıkları hikayeleri, yeniden can bulmuştu.
Çünkü bazı hikayeler yarım kalırdı, yeniden başlasın diye.
***Gerçek bir hikayeden esinlenilmiştir.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🎶 Erol Evgin - Bir de Bana Sor
•••
-13 Şubat 2010-
Şubat ayı gelmişti. Hava öylesine soğuktu ki, günlerden cumartesi olmasına rağmen, şehir bomboştu. Birazdan yağması beklenen kar yüzünden, sanki herkes evlerine sığınmıştı.
Bu kış, tahmin ettiklerinden de sert geçiyordu.
Leyla, odasının camından gri ve dalgalı denizi izlerken, içinde bir melankoli hüküm sürüyordu sanki.
Mevsimle beraber Ronan Yalısı'nda da çok şey değişmişti.
Abisi sömestr tatili için ülkeye dönmüştü. Belki yüz yüze gelince bir şeyler değişir diye ümit etmişti Leyla fakat hiç bir şey değişmemişti. Telefonda kendileriyle zoraki konuşan abisi, burada da sadece akşam yemekleri ve kahvaltılar da aile bireyleriyle bir arada oluyordu. Onlar da olmasa çocuğun burada olduğuna şahit gerekecekti.
Kaya mutsuzdu. Abisinin mutsuzluğunu iliklerine kadar hissediyordu Leyla. Abisinin mutsuzluğu hepsinin hayatına sirayet etmişti.
Büyük bir hevesle oğlunun gelişini bekleyen Aydan Hanım, karşılaştığı manzara ile büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı. Kilo vermişti Kaya. Zaman zaman gülümsese de gözleri gülmüyordu.
Kadın, oğlu geldiği günden beri mutlu gözükmeye ve evdeki herkesi neşelendirmeye çalışsa da, tek başına kaldığında derin bir sessizliğe bürünüyordu. Leyla onu sürekli yüksek tavanlı salonun cam kenarındaki koltuğunda düşünceli bir şekilde dışarıyı izlerken buluyordu.
Babası.. Babası ise her zamankinden daha sinirliydi. Kaya ile araları, doping mevzusu ortaya çıktığından beri tam olarak düzelmemişti. Adam, her ne kadar onu kendi imkanlarıyla istediği okula göndermiş olsa da, bunu sadece Kumru'dan uzaklaşması için yaptığını herkes biliyordu.
Kaya'yı cezalandırmak yerine ödüllendirmiş gibi hisseden adamın, oğluna karşı öfkesi bir türlü geçmiyordu. Bu öfkenin geçmesinin tek bir yolu vardı.. Abisinin okulu bittiğinde diretmeden işlerin başına geçmesi.
İçinde, tüm bedenini kemiren bir kurt olduğunu hissediyordu Leyla. Aklı sürekli, bulduğu fotoğrafları annesine verdiği güne gidiyordu. Kumru'yu sevmemişti. Karşılığında ise bulduğu fotoğrafları Aydan Hanım'a vermişti. Çünkü biliyordu ki annesi, bu ilişkiyi bitirirdi.
O zaman bir oyun olarak gördüğü bu durumun, bu kadar ağır sonuçlar doğuracağını düşünmemişti. Keşke diyordu kendi kendine. Keşke o fotoğrafları hiç vermeseydim..
Odasından çıkıp, abisinin odasına adımladı. Akşam yemeğinin üzerinden neredeyse bir saat geçmişti.
Kapıyı tıklatıp, içeri girdiğinde, arkası dönük bir şekilde yatıp televizyon izleyen Kaya'ya seslendi, çekingen bir tavırla.