21.bölüm

6 1 0
                                    

Bugün her şeyin açığa çıkacağı gündü. Ben bugün içimdeki yangından sonunda kurtulacaktım.

Geldiğim yere baktım. Geldiğim her hangi bir yer değildi burası. Yıllar önce gerçeği öğrendiğim yerdi burası.

Bende Baran'ın burada olmasını bu yüzden istemiştim.

Ormanın içine ilerlerken o zaman yaşanılanlar gözlerimde beliriyordu.

Beni ağaç ile arasına almış. Sıkıştırmış çığlık atmayayım diye ağzımı kapatmıştı. O anki gözlerimde korku ve ihanet öyle bir yer edinmişti ki

Aslında ilk başta sevgili olduğumuzda anlamam gerekmiyor muydu?

Onunla ilk sevgili olduğumuz zaman bana karşı olan o hisleri gitmiş gibi hissettim ama o zaman da asla hisleri olmadı ki.

Ailem gibi beni umursamayınca ondan ayrılmak istediğimi söylediğimde ise bir şans istediğini söylemişti. Son kez tamam demiştim. O zamandan sonra gerçekten beni sevdiğine ikna olmuştum.

Yavaş yavaş ilerledim. Siyahlar içindeydim. O günkü gibi

Kulübeyi gördüğümde Baran'ı orada gördüm. Beni bekliyordu yanına doğru ilerledim. Adımlarım yavaştı.

Az çokta geçmişin hesaplaşmasını yapacağımız için korku içindeydim ama korkunun ecele faydası yoktu. İlerledim ilerledim ve ilerledim.

"Baran" bana baktı. "Konuşalım" dedim ve kulübeyigl gösterdim başımla.

Kapıyı açıp beni eliyle içeri geçmemi işaret etti. Girdim ve arkasından ona baktım.

Arkasından o da girip kapıyı kapattı. Derin bir nefes aldım. "Kimim ben" diye sordum.

"O sun" dedi sadece.

"Kimim"

"Damla" sustum.

"Doğru" diyerek başımı salladım. "Benim adım Damla" gözlerinde bir parıltı oluştu.

"Hangi Damla peki" ardından düşünür gibi yaptım. "Pardon yıllar önce seviyorum diyerek kandırdığın, gerçeği öğrenince de ben seni hiç seviyorum demedim diyen kız mı?" Diye bağırdım.

Sustu cevap veremedi. Gözlerindeki pişmanlığı gördüm ama umursamadım.

"Sana başta kim olduğumu itiraf etmedim çünkü senden intikam almak istedim"

O gün alamadığım tokatı attım ona "her şeyim olmuştun be sen benim her şeyim"

"Anlamam gerekirdi baştan ama beni öyle çok güzel bir yalana inandırdın ki seviyorum demese de sevdiğine inandım" diye bağırdım.

Göğsüne vurmaya devam ettim. "bir cevap ver" diye seslendim.

Bileklerimi tuttu. "Damla" dedi gözlerinde gördüklerimi artık anlamadım. O kadar başka bakıyordu ki bana.

"Sen bir şeye inanmadın çünkü ben seni gerçekten sevdim" durdum. Hareket edemedim. Cevap veremedim. Sanki benim için o an zaman durdu. Bir şey söylemek istedim. Sormak istedim ama öylece donmuş bir şekilde gözlerine baktım.

"Ne?" Diyebildim sonunda.

"Ben seni gerçekten sevdim ve hala da seviyorum"

"Kandırma" diyerek geri çekildim. "Yıllar önce yaptığın gibi beni kandırma"

"Kandırmadım" bana yaklaşıp ellerimi tuttu. "Evet ilk başta her şey bir oyundu ama sonra kendimi kaptırdım ben sana, o gün onları söylememin nedeni de o adamlar dedemin adamlarıydı. Seni sevdiğimi anlarlarsa sana zarar vericeklerdi. O gün beni izliyor ve dinliyorlardı." Ellerimi bıraktı. "Ben buna mecburdum. Eğer o gece orada olmasaydın seni alıp yurt dışına kaçıcaktım. Öğrendiğinde de bundan vazgeçmedim. Her şeyi sana anlatacak ve yine kaçıracaktım intihar edip kendini ölü göstermeseydin. Her şeyi biliyordun ama yine de"

"Bilmiyordum" diyerek onu susturdum. O gün her şeyin bir oyun komplo olduğunu düşünüyordu ama değildi.

"Ben o gün gerçekten öldürdüm kendimi ama kalbim sağ tarafta olduğunu öğrendim ve dedem de beni ölü göstermiş."

Durdu. Nasıl olur der gibi bana baktı. Ne yapacağını bekledim. Ne diyeceğini ama o hiç beklemediğim bir şey yaptı.

Hızlıca dudaklarımızı birleştirdi. Bir şey yapamadım çünkü şok olmuştum ardından kendime geldiğimde onu iktirdim. Bana baktı.

Ardından bende onun canını yakmak istedim. Benim yıllar önce canımın yandığı gibi onun da yanmasını istedim.

"Ne olursa olsun ben sana güvendim ama sen yine de canımı öyle bir yaktın ki, ben sana teslim oldum. Ben bedenimi teslim ettim sana" dedim.

Ardından sanki içimden bir canavar çıkmış gibi etrafı yıkmaya başladım. Her şeyi öyle bir parçalamaya başladım ki.

"Anlatacaktım Damla yemin ederim anlatacaktım. Düşmanımızın torunu olduğunu biliyordum ama onlar bilmesin diye belgeleri değiştirdim ben yoksa onlar seni yaşatmazdı. Dedenin himayesinde olman gerekiyordu ve deden o zamanlar varlığından bile bir haberdi." Diye bağırdı bana sesini duyurmak ister gibi.

Yere çöküp ağlamaya başladım. Acılarımın dışa vurumunu sonunda yaşamıştım.

Beni gerçekten seviyordu öyle mi? Beni gerçekten sevmişti.

Baran yere çöküp bana sarıldı ve ben ağlamaya devam ettim. Saçlarımı okşadı ve ben ağlamaya devam ettim.

"Hamileydim ben" diye mırıldandım. Baran durdu. "Benim içimde bir can vardı."

"Öğrendiğimde o bebek çoktan gitmişti."

"Kimse hamile olduğumu düşünmediği için verdikleri ilaçlara bebeğimiz dayanamadı ve gitti." Diyerek ağlamanı daha da artırdım. "Bizim bir bebeğimiz olacaktı Baran."

"Sen baba olacaktın" diye mırıldandım.

"Ben baba"

"Evet baba olacaktın ama ben onu koruyamadım. Özür dilerim bebeğini düşürdüğüm için"

"Sakın!" Diye sesini yükseltti. "Sakın özür dileme"

Ona baktım gözüm yaşlı bir şekilde kaskatı kesilmişti. Kendimi toparlayıp ayağa kalktım. Etrafta ne var ne yoksa kırmaya yere dökmeye başladım. Gitmiştim ben gitmiştim. Bebeğimden ve sevdiğim adamdan gitmiştim.

"Senden nefret ediyorum" diye bağırdım.

"Ben bunları hak etmedim. Ben ilk kez sende sevgi görünce sorgulayamadım. Çünkü öyle açtım ki ben sevgiye."

"Annem beni hiç emzirmedi bile. Peki o beni neden sevmedi biliyor musun?" Acıyla güldüm. "O da annesi sevmemiş ve anneannem beni kucağına aldı diye benden nefret etmiş. Sırf kıskançlıktan kendi abisini öldürmüş." diye bağırdım.

"Ve en önemlisi babam dediğim adam da öz babam değilmişim. Saçımı okşasın beni sevsin diye yandığım adam benim babam bile değilmiş." Saçlarımı arkaya doğru attım. Ona tekrar bir tokat attım. O gün izin vermemişti tokat atmama ama şuan da tokat atmamı istiyordu.

O da şaşkınlığından uzun bir süre kendine gelemedi. "Seni nasıl affedeyim ben"

Bana yaklaşıp sarıldı ama ben öylece durdum. "Affetme ben bile kendimi affedemezken sen asla affetme ama yanında olmama izin ver" sarılışına karşılık veremedim.

"O kadar yıl neler gittiğini öldüğünü sandığım için neler çektiğini bilmiyorsun"

Bilsem ne olurdu ki

Bir anda kendimi Baran'ın kollarında buldum. O kadar çok kendimden geçmiştim ki sonunda yavaş yavaş bilincini kaybediyordum.

Baran beni kucağına aldı. "Uykum var Baran" diye fısıldadım. "Uyu bitanem" dedi ve ben gözlerimi kapattım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

nefret tohumları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin