Yakın gelecekte öngörülebilen teknolojilerin peşine düşen ülkeler, bir güç yarışına girer. Ülkelerin tehlike getiren icatları, dünyaya sunulması konusunda yöneticileri düşündürür. Yapay zekâ ve biyolojik silah üretiminde ilerleyen bir hükümet dünyay...
Ben çok heyecanlıyım. Bölüm sonuna bütün duygularınızı yazmanızı istiyorum. Bol yorum yapmayı unutmayın. Çok fazla şeyyaşıyoruz bu bölümde.
Wordde yazıp buraya kopyalıyorum yine. Bir hata olursa paragraftekrarı vs. gibi bana yazın.
Instagram: fairymits Tiktok: fairymits YouTube: fairymits Hesaplarından beni takip edebilirsiniz.
Çok duygusalım. Bir final bölümü okuyorsunuz. Korkmayın sezon finali. Kitabımız 46. bölümden yine devam edecek. Devam bölümlerartık yeni kitap oluyor. Yakın zamanda bir açıklamabölümü yazarım.
Keyifli okumalar...
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
"Hayat üç şeydir. Gördüklerin, düşündüklerin, hissettiklerin."
“Beni rahat bırak Seo.” Sistem odasına kadar peşimden gelmişti. Diğerlerinden ayrıldığımda rahat nefes alabilirim sandım. Yanılmışım.
“Tamam, şunu da cevapla gideceğim.” Ekran başında olmamı umursamadı. Robot üretimi ve güvenlik ağı hakkında çalışmalarım devam ediyor. Yani, etmesi gerekiyordu. Ta ki bu ısrarcı bay agresif gelene kadar.
Buranın hafif karanlığını aydınlatan tek şey mavi ekran ışıkları ve hologramlardı. Seo masamın üzerine kalçasının yarısıyla oturmaya devam etti. Onunla ilgilenmemeyi denesem de ekranımın önüne burnunu sokmaktan vazgeçmiyor.
Derin bir nefes boşaltıp arkama yaslandım. “Zaten beş defa anlattım. Daha ne kadar yeni bir şey duymayı bekliyorsun?” Tek kaşımı kaldırıp meraklı yüzüne baktım.
Boğazını temizledi. “Yüzeysel anlatıyorsun. Ayrıntı istiyorum,” diyerek suratıma beklentiyle bakmaya devam etti.
Yan masalardan homurdanma sesleri geldi. İkimiz de diğer çalışan askerlere yan gözlerle baktık. “Sadece beni değil, diğer insanları da rahatsız ediyorsun. Git buradan.”
