⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
⋆
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Gecenin ayazında, altındaki motoru kükreterek asfalt yolda ilerliyordu. Arkasında onunla birlikte gelen iş arkadaşlarına bakındı aynadan. İri elleri gaza asıldı ve lastikler asfaltı yaktı. Siyah maskenin altında kıvrılan dudakları gecenin karanlığında, sadece ayın altında işe gitmeyi sevdiğini gösteriyordu. Maskenin altında kalan kulağındaki kulaklıktan cızırtılı sesler yükseldiğinde şekilli kaşları çatıldı. Ardından alışık olduğu sesi duydu.
"Arka temiz. Ön giriş halledildi. İçerisi sizde."
Hande'nin verdiği bilgiler sonucu gaza daha çok asılarak koca binanın açık olan demir kapısından girdi. Arkasından onu takip eden motorlar da içeriye girdiğinde motor sesleri azaldı, sustu.
İri bedenini motordan indirerek giydiği zırhlı yeleğin ön cebindeki silahını kavradı eldivenli eli. Geniş omuzlarından başını çevirerek arkaya baktığında herkesin konum alarak harekete geçtiğini gördüğünde içi kıpır kıpırdı. Ona şevk veren tek şey buydu. Ölüm, kan, hayati tehlikeler, aksiyonlar, para. Onun için tek zevk buydu. Siyah gözlerini kapatarak başını iki yana salladığında bir sırıtma oluştu dudaklarında. Gözlerini açtığında bomboş olan, eski püskü betondan oluşan alanı inceledi. Gözleri, kenarda duran kilitli demir kapıya kaydığında kısıldı. Deri botlarıyla ve sert adımlarıyla oraya doğru yöneldi. Arkasında duyduğu adım seslerine alışıktı. Soner her zaman arkasında olurdu.
Demir kapıya ulaştığında sadece maskenin altında görünen siyah gözleri kısıldı. Kulağını kapıya yaklaştırarak ses duymayı bekledi fakat hiçbir ses duymadı. Eldivenli eliyle kilidi kavrayarak çekmeye çalıştığında başaramadı. Kaşlarını çatarak silahının kabzasını kilide geçirdiğinde boş alanda demir ve kilidin yere düşen sesi yankılandı. Böyle ufak, karşısındakini tedirgin edici ve korkutan sesler çıkarmayı seviyordu.
İri parmaklarını kapı kulpuna sarıp arkasını döndüğünde Caner, Funda ve Ekin'in elindeki taramalı silahlarla pozisyon aldığını gördü. Caner ona bakıyor, bir işaret bekliyordu.
Elini kaldırdı, iki parmağının birleştirip kapıyı gösterdiğinde önünü döndü. Gıcırtıyla açılan kapıdan içeriği yansıtan tek şey kalitesiz bir lambaydı. Arkasında Soner'le içeriye girdi.
Funda elindeki silahla arkayı kollayarak demir kapıya kadar ulaştı. Tepeden at kuyruğu yaptığı kırmızı saçları ve açık kahve gözleri siyah maskenin altında görünen tek şeydi. Üzerine giymiş olduğu kapşonlu montunun cebindeki telsizi kavradı. Gür kirpiklerini kırpıştırarak telsize doğru konuştu.
"Bir şey görüyor musun?"
"İçeri hakkında bilgim yok ama tahminimce on veya onbeş adam vardır. Çatı tamamen boş, mallar çatıda."
Karan'dan aldığı bilgilerle telsizin düğmesine basarak Soner'le iletişime geçti Funda.
"Çatıya yöneliyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYÂL
RandomNe adam bir daha cebinde ezilmiş papatyalar buldu, ne de kız ezdiği papatyaları hatırladı. ❋