「 12 」

127 19 33
                                    


İyi Okumalar.

Ender, toplantı odasının önünden geçerken istemeden duraksadı. Büyük bir ciddiyetle önündeki kağıtları okuyan ve dikkatini çeken satırların altını sertçe çizdikten sonra da kendine göre notlar alan adam sebep olmuştu, buna. Kaya'yı o ana kadar hiç dikkatle incelemediğini fark etmişti sanki. Bazen gerginlikle kalemini parmakları arasında çeviriyor, yine gerginliğin verdiği bir dürtüyle de dudaklarını kemiriyordu. Adamın mümkünmüş gibi daha çok çatılan kaşlarından, Ender'in bakışları saçlarına ulaştığında kendisi de hafifçe kaşlarını çattı. İyice uzamış saçlarını dağınık bırakmıştı. Belki yine gerginlikle farkında olmadan dağıtmıştır, düşüncesi geçti hızlıca zihninden. Bu düşüncesine o an takılamayacak kadar şaşkın hissediyordu, neyse ki kendisini. Zayıfladığından olsa gerek adamın yüz hatları iyice ortaya çıkmıştı ve sıradan bir insana göre de oldukça çekici göründüğünü itiraf edebilirdi, Ender. Ancak daha fazlası yoktu, içinde. İstemsizce tırnaklarını avuçlarına geçirdi. Adama karşı hissizleşmiş olamazdı, herhalde?

Yıllar sonra cenazede karşısına çıktığında da herhangi bir duyguyla kasılmamıştı, bedeni. Bu farkındalık Ender'in içinde bir boşluğun açılmasına neden oldu. Kalp atışları, adamın varlığıyla değil de yine bu farkındalık sayesinde sert vuruşlarıyla sarsıyordu bedenini. Bakışları kesiştiğinde ayakları yerden kesilmiyordu. Onunla üzüntülerini, sevinçlerini paylaşmak istemiyordu. Kendini henüz belli eden boşluğu, tüm bunların hayal kırıklığıyla doldurduğunda dahi bu durumu düzeltmek istemediğine emindi. Belki de, dedi kendi kendine. Tek başıma verdiğim mücadeleler, geride kalan güzel ne varsa hepsini silip süpürmeye yetmiştir gerçekten.

Ender, yumruk hâlindeki ellerini serbest bıraktı, parmaklarını birbirine sürttü ve derin bir nefes aldı. İçinde bir yerlerde hâlâ Kaya'yı sevdiğini biliyordu. Belki de, içinde bulundukları karmaşık durum ona böyle hissettiriyordu. Çünkü Kaya'yı sevmediği bir dünya nasıl olurdu, bunu hiç bilemiyordu. Adama görünmeden oradan gitmeye niyetlense de, geç kalmıştı. Kaya varlığını fark etmişti.

"Ender?" Dedi Kaya sorgularcasına kalemini bir köşeye bırakıp. Sonra gülümsedi, ayaklandı. "Gelsene. Bir şey mi oldu?"

Kadının suratındaki ifadesizlik endişelendirmişe benziyordu. Ender diliyle dudaklarını ıslatıp gülümsemeye gayret etti. Aklına ilk gelen bahaneyi dillendirdi, ardından. "Ben odadan çıktıktan sonra bir şey konuşuldu mu diye soracaktım, aslında."

"Aç mısın? Bir şeyler yiyelim mi?" Derken Kaya, kadının sorusunu es geçmişti. Bir yandan da eşyalarını toplamaya devam ediyordu. "Leyla için incelemem gereken birkaç evrak vardı da... Ara vermemin zamanı geldi, artık."

Ender kaşlarını çattı. Dudaklarını diliyle ıslattıktan sonra da kaşları havada adamın teklifini reddedecekken onaylar bir ses çıkardı. "Olur. Hem konuşuruz biraz da."

Kaya şaşkınlıkla duraksadı. O da kadının teklifini hemen kabul etmesini beklemiyordu. Sonra gülümsedi, başını salladı. Ender çantasını almak için odasına geçerken de çoktan eşyalarını toplamış ve asansörlere doğru yönelmişti.

2 Yıl Önce.

Uygar bir süre kapısı yarı açık odadan adamı inceledi. Karakoldan çıkıp eve geldiklerinden beri odasından ayrılmamıştı. Masasında öylece oturuyor ve sadece düşünüyordu. Bu durum artık Uygar'ı endişelendirmeye başlamıştı. Saklamaya gayret etse de, daha fazla içinde tutamayacaktı. Boğazını temizledi, kapıyı tıklatıp içeri girdi. Adamın koyu renk gözleri, çattığı kaşlarıyla iyice korkutucu bir hâl almıştı ve bir anlığına olduğu yerde mıhlanıp kalmasını sağlamıştı, Uygar'ın.

Same For YouOù les histoires vivent. Découvrez maintenant