(17) "Sen bildirdin..."

797 75 17
                                    

İyi okumalar, sevgili dostlarım.

Satır arası yorumlarınızı ve tepkilerinizi bekliyorum.

___&___

Alda – Callisto Çifti

“Bizi kovdu,” Alda Hanım hazmedemediği şeyleri sinirle kocasına hatırlatırken Callisto Bey de artık olanların fazla olduğunu, eşinin haklı olduğunu düşündü. “Bizi o hastaneden zorla çıkardı, ne için biliyor musun, sırf o kıza dediklerimiz için!” Alda Hanım tüm içinde biriktirdiklerini dışına kusarken Callisto Bey kiraladıkları evin yumuşak koltuğuna bıraktı kendini. “Alda, bu böyle olmayacak. Elijah’ı durduramıyoruz, ne olursa olsun o kızın peşinde! Biz oğlumuz eve gelmediği için endişe ederken beyefendi gidip eski karsısının yakınında bir ev tuttu.” Callisto Bey’in hatırlattıkları ile Alda Hanım dönüp dolaştığı salonda durdu ve eşine baktı. “Bizin oğlumuz, bize karşı çıkıyor Callisto!” Dediğinde Callisto Bey işaret ve orta parmağını birbirine bastırarak şakağına dayadı. Sıkıntılı bir nefes verdiğinde ne yapacağını bilmiyordu.

“Onu nasıl durduracağımı bilmiyorum, böyle giderse o da Müslüman olacak ve İsa’nın lanetini kendi üzerine çekecek.” Callisto Bey’in dedikleri ile Alda Hanım başını salladı. “İzin vermemeliyiz, o kızı görmedin mi? Ne hâle gelmiş! Rahibe gibi giyinmesi yetmiyor, bir de etkilemeye çalışıyor oğlumuzu.” Callisto Bey başını kaldırıp Alda Hanım’a baktı. “Elijah neden o kızın peşinde? Eskiden aşıktı ama şimdi onu terk etmesine rağmen neden peşinde? Eğer olayın derinine inersek eskisi gibi oğlumuzu kazanabiliriz.” Callisto Bey’in söyledikleri Alda Hanım’a oldukça mantıklı gelmişti.

“Eskiden aşıktı, şimdi aşık değil mi? Hâlâ aşık ama başka bir sebep olmalı, Elijah bu kadar gurursuz değil ki.” Alda Hanım derince düşünüyordu. Ne yapabilirdi? Nasıl yapabilirdi? Sorun neydi? Nerede hata yapıyorlardı? Kısa bir süre sonra Alda Hanım’ın gözleri parladı, bir anda doğruldu. Callisto Bey, eşini böyle görünce bir şeyler bulduğunu umut ederek baktı. Zira eskiden olduğu gibi oğlunu istiyordu.

“Buldum, oğlumuzu kazanmanın, o kızdan soğutmanın bir yolu var.” Dedi Alda Hanım kendinden emin bir şekilde.

Camelia – Elijah çifti

Hangi söylenen beyinden silinirdi? Söylenmemiş gibi hiç hatırlanmazdı?

Hangi söylenmeyen insanın hayatını değiştirirdi? Hangi bilinmezlik kendi içinde insanı yokluğa sürükledi? Kim insanın kalbinde olan huzursuzluğu silip beyazlığı eklerdi? Kimin içi Elijah kadar huzursuzdu?

Kalbinin sıkıştığını, paramparça olduğunu hissetti Elijah. Sanki biri onu yok ediyordu, yok eden kimdi? Camelia mı? Aşkını kalbine sığdıramadığı kadın mıydı onu delip deşen? Değildi, onu bu denli kıran sevdası, sevdiği olamazdı. Yanında duran Alparslan karşısındaki adamın değişen ifadesini henüz anlamamıştı, çünkü Valentina Hanım İtalyanca konuşmuştu. “Elijah,” dedi Alparslan sersemlemiş olan adama doğru ama Elijah duymuyordu, her yerden, her şeyden soyutlanmıştı. Kendinde değildi, gelen her şey üst üste geliyordu. Önce kaza, sonra ailesi, sonra hastane çalışanları ve en son Camelia’nın ailesi.

Onlara da hak veriyordu, bu kadar hakareti  kim duysa aynı tepkiyi verirdi ancak Elijah’ın düşündüğü gibi sadece hastanede annesi yüzünden söylenenler değildi sebebi.

Daha fazla içini parçalayan sözcükleri duymamak için ayaklarını hareket ettirdi oldukça yavaş hareketlerle. Hemen sonra içeri geçti. Hemen ardından da Alparslan içeri girdi. Aklında bir şeyler oturmaya başlamıştı, umuyordu ki, düşündükleri gerçek olmasın. Elijah içeri girer girmez önce Camelia’ya baktı. Hâlâ eskisi gibi uzanmış hâlde dolu gözlerle annesine bakıyordu. Elijah bu göründü karşısında daha fazla dayanamadı, olaya müdahale etme isteği ile yanıp tutuştu. “Anne, biraz hızlı karar vermedin mi? Anlıyorum annem ve babam hadlerini aştılar ama artık bize ulaşamazlar, değil mi?” İkna etme çabaları ile bakarken Valentina Hanım Elijah’a ve kızına bakmamaya çalışıyordu, biliyordu, eğer bakarsa bir şey yapamayacağını çok iyi biliyordu. “Anne,” dedi içten bir şekilde. “Benim annem ne beni, ne Camelia’yı, ne de  torunlarını düşündü. Ama sen öyle değilsin, bize kıymazsın. Bugüne kadar görmediğim anne şefkatini senden öğrendim anne. Seninle yaşadım anne-oğul bağını. Seninle tattım o güzel anları. Şimdi bizi böyle bırakma.”

AŞK-I REALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin