21. Bölüm - Bütün mümkünlerin kıyısında

261 59 14
                                    

Bölüm müziği: Yağmur yüreklim
Keyifli okumalar ♡

.

Elif'in kaçırılma haberini aldığımız gibi apar topar evlerine gitmiştik. Ali şerefsizi gizlice eve girip kızı zorla kaçırmıştı. Anne babası seslere uyanana kadar olan olmuştu. Kazım amca silahını alıp peşlerinden gidince Melek teyze bir umutla bizi aramıştı. Evine gelip olanları iyice öğrendikten sonra Kürşat hemen bir kaç yere haber yollamıştı.

Şimdi ise arabadaydık. Kazım amcadan haber yoktu. Ama Ali'nin kızı kaçırdığı eve dair bir haber gelmişti. Kürşat ne kadar gelmemem için ısrar etsede kabul etmemiştim. O serefsizle görülecek hesabım vardı.

Kolumdaki saate baktım 7:55 geçiyordu. Uykusuzluğun verdiği yorgunlukla başımı koltuğa yasladım. Gözlerimi kapatıp arabadaki sessizliği dinlemeye başladım. Daha bir kaç saat önce yanımdaki adamla çok derin mevzuları konuşuyorduk. Daha onu atlatamadan bu sorun çıkmıştı başımıza.

"Çok varmı?" Gözlerimi açıp kafamı çevirdim ona. Bana kısa bir bakış atıp önüne döndü. "Az kaldı güzel bakışlım sen dinlendir gözlerini." dedi yumuşak ses tonuyla. Hitap şekli kalbimi ısıtırken dudaklarım hafifçe kıvrıldı.

"Seninki daha güzel" dedim bakışlarımı yüzünde gezdirmeye devam ederken. Ne dediğimi anlamayıp bana çevirdi bakışlarını "benimki?" Kafamı salladım "bakışların işte" sırıtıp yola döndü tekrar.

"Sana bakınca anlam kazanıyor güzelim" normalde başkası dese muhtemelen ağzı burnu kanlar içinde olurdu. Ama onun demesi sinirlendirmek bir yana dursun aksine hoşuma gidiyordu hep böyle şeyler söyleyip kalbimi eritsin istiyordum.

"Normalde yakışıklı olduğumu söylerler ama senin için güzelde oluruz Kürşat efendi." Kaşları çatıldı. Bakışlarını anlık bana döndürüp geri çekti.
"Bana bunlarla gelme yavrum dellendirme durduk yere."

Yerime yayılıp keyifle sırıttım. Birisi çıkıp hemcinsinin sana duyguları var üstüne kıskanıyor dese ağız dolusu küfür edip siktiri basardim. Ama şimdi onun bu tavrı aşırı derecede hoşuma gidiyordu. Bu duygu beni havalara uçuruyordu.

Nihayet varıcağımız yere gelince Kürşat arabayı görünmeyen bir yere park etti. Arabadan inip bulundukları eve doğru ilerlemeye kalkışınca Kürşat önüme geçip elini göğsüme koydu. "Sen burda bekliyorsun" istemsizce catilan kaşlarimla gözlerinin içine baktım. Ne diyordu lan bu. Karı gibi burda bekleyecekmiydim. Oradan bakınca korkak yada zayıf birine mi benziyordum. Göğsümdeki elini indirdim.

"Sende bana bunlarla gelme deli etme beni." dedim itiraz kabul etmeyen bir ciddiyetle. Bir kaç saniye beklesede çekildi önümden, birlikte eve doğru temkinli bir şekilde ilerledik. Etrafı bol ağaçlı eve yaklaştığımızda Kürşat etrafını kolaçan edip gecekondu tipli evin penceresine doğru ilerledi. Bende dikkatli bir şekilde yanına gidip perdesi aralıklı camdan içeriye göz gezdirdim.

Yerdeki mindere oturmuş bacaklarını kendisine çekip göz yaşları akan kızı görünce bakışlarım Kürşatı buldu. O da beni izliyordu. "Kız burda, Ali gözükmüyor" dedim heyecanla. Kafasını sallayıp beni onayladı. Pantolonunun arka kısmına sıkıştırdığı silahını alıp çevik bi hareketle emniyeti açtı ne olur ne olmaz diye. Emin adımlarla kapıya ulaşıp bir kaç saniye kulak kabarttı. Elimi pencerenin önündeki korkuluğa atıp köşeye çekilmiş kıza çaktırmadan burda olduğumuzu belli etmek istedim. Ama o hiç kafasını kaldırmadığı için çabam boşunaydı.

"Cama tıklatayım mı fark etmiyor beni" dedim Kürşat'a dönüp. Kafasını salladı. Hemen yavaşça bir kaç kere cama tıklatıp Elif'in beni fark etmesini sağladım. Hemen ayağa kalkıp cama doğru ilerledi. Yüzünde inanılmaz bir mutluluk peyda oldu. Böyle rahat ettiğine göre evde tekti. Camı açmasını işaret edip bekledim. Kürşatta yanıma gelmişti. Camı açıp heyecanla "Ferit" dedi. "Elif seni almaya geldik o şerefsiz nerde?" Yüzündeki yaşları sildi. "Yarım saat önce çıktı kapıları kilitledi pencerelerde kaplı çıkamıyorum Ferit n'olur yardım et bana." Elini elime atıp yalvarırcasına bana bakmaya devam etti.

Kafamı sallayıp Kürşat'a döndüm. Bakışları ellerimizdeydi kaşları çatık sinirli duruyordu. Elimi çekip onu onayladım. "Tamam kapıyı kırıp yanına gelicez korkma sen" diye temkin ettim.

Kürşat beni arkada bırakıp tekrar kapıya ilerledi. Yanına gidince eli bileğimi buldu. Sertçe sıkıyordu şerefsiz"bana bak Ferit bu kız niye benim sana baktığım gibi bakıyor seni seviyor mu yoksa " sabır çekip elimi kendime çektim. "Sırası mı Kürşat "

"Bir daha o eli sana değerse olacaklardan ben mesul degilim. Bu işi hallettikten sonra bir daha asla yanyana gelmiyeceksiniz." Kafamı camdan bizi izleyen kıza çevirip tekrar ona döndüm. "Tamam gülüm de şu an hiç sırası değil be " diye sitem ettim.

"Sensin gül lan cıvıtma hemen ben ciddiyim" el mahkum kafamı sallayıp onu alttan aldım. Yoksa bir saat onun kıskançlık dolu nutuklarini cekecektim

Kapıya omuz atmaya yeltendigimde beni engelledi. "Kırılmaz öyle geri çekil sen" diyip kapı kilidine bir el ateş etti. Kendiliğinden açılan kapıyla içeri girip Elif'in kilitli kaldığı odaya doğru ilerledik. Kapıyı iki omuz darbesiyle indirip içerde korkuyla bize bakan kıza döndük.

Hızlıca bana sarılan bedenle neye uğradığımı şaşırdım. Elif parmakları üzerinde yükselip kollarını boynuma sarmış kafasını omzuma yaslamış ağlıyordu. "Ferit beni bırakmayacagını biliyordum. "diyip sanki dahada sarılabilirmiş gibi iyice sokuldu bana.

Yumruklarını sıkmış bizi izleyen Kürşat'la hemen onu kendimden ayırdım. Canıma okuyacak gibi duruyordu. "Tamam hadi çıkalım burdan"diyip bu gergin ortamdan sıyrılmaya çalıştım. Elif sanki benim ondan uzak durmamın aksine dahada bana yakınlaştıkca Kürşatın bize attığı bakışlar kurşun olsa şimdiye çoktan ölmüştük. İkisini ardımda bırakıp önden çıktım. Tam kırık kapıyı geçip eşikten adımımı atıcaktım ki şakağımda hissettiğim silahla adımlarım durdu.

"Bir bardak çayımızı içmeden nereye böyle amına koyduğumun ibnesi " bakışlarımı silahı tutan elin sahibine çevirdim. Ali namluyu kafama dayamış inanılmaz bir sinirle karışık alayla beni izliyordu.

Kürşatın saniyeler içinde silahına davranmasıyla Ali beni kendine çekip siper etti. "Eğer ona bir şey olursa ölümlerden ölüm beğen piç kurusu" Kürşat sıkılı dişleri arasından sinirle tehditvari konuşunca Ali namluyu dahada bastırdı şakağıma. "Sen bu kadar severmiydin bu piçi, gözlerim doldu bak!" Elif korkulu gözlerle bizleri izlerken Kürşat silahın kazasına dahada bir asıldı. Artık ipin ucu kaçmıştı. Burdan birinin ölüsü çıkacaktı. İçimden sadece bu kişinin Ali olması için milyon kez yaradana dua ediyordum.

Bir kaç metre öteden gelen iki el ateş sesiyle hepimizin kafası oraya döndü. Kazım amca ve yanındaki bir kaç adam bize doğru ilerliyordu. "ELİF!!" Kazım amcanın gür sesiyle kalp atışlarım dahada hızlanırken artık bu durumun bitmesini istedim. İçimden bir his hiç iyi sonuçlanmayacagıni hissediyordu.

Elif hızla babasına koşup arkasına geçtiğinde Ali koluyla daha da sıktı boğazımı. "Bırakın gidelim yoksa buradan bu ibnenin cesedi çıkar. " diye tehdit etti. Kazım amca yanındaki adama dönüp "Al kızı arabaya geçin" dedi tek düze bir sesle. Kalıplı uzun boylu vurduğunu oturtacak bu adamdan istemsizce çekinmemek elde değildi. Arkamda duran Ali'nin korkulu kalp atışlarını çok net duyuyordum. Korkuyordu ama kuyruğuda dik tutma derdindeydi.

"Burdan çıkacak tek ceset seninki olucak sülaleni siktiğim."

.

Kirpi gibisin çocuk
Her tarafın diken
Kim elini uzatsa
Delik deşik

Üstelik
Sen de kanlar içindesin

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 20 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FERİT (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin