25

4.1K 570 201
                                    

"Yakalım deseydim harbiden yakar mıydık Rıdvan?"

"Yakardık."

"Manyaksın sen."

"Belki."

Rıdvan soyduğu mandalinaları dizinde yatan adamın ağzına teker teker verirken dişlerini sıkıyordu. Bu aşk ona kalp, zihinsel hastalıklar ve 2 tane implant borçluydu. Tarif edemiyordu içindekileri. Esmer adam o kadar güzeldi ki dizlerinde, gökyüzünü barındıran maviş gözleriyle o kadar manalı bakıyordu ki yüzüne, bazen gerçekten içi içine sığmıyor bağırarak ağlamak istiyordu. İç çekti. Ölümü Ercüment yüzünden olacaktı.

Ercüment'lerin evinin sokağının başında birbirlerine verdikleri ilk minik öpücük bir şeyleri değiştirmiş miydi bilmiyordu. Öpücük hızlı, minik ve çok şey ifade eden bir öpücük olmuştu özellikle Rıdvan için. Esmer sonra geri çekilmiş, şok içindeki kıpkırmızı olmuş arkadaşının koluna girerek sessizce Rıdvan'ların evine doğru ilerlemişti. İçeri girmeleri, pijamalarını giymeleri, ela gözlünün yatağına yerleşmeleri, tek bir kelime sarf etmeden gerçekleşmişti. Yarım saatlik sessizliği de yine bozan Ercüment'ti. Şahsen Rıdvan ne diyeceğini bilemiyordu.

Ne olmuştu mesela? Öpüşmüşlerdi bile diyemiyordu, en fazla ne bileyim öpücükleşmişlerdi. Ercüment bundan rahatsız mı olmuştu? Neden bunlar olmamış gibi davranıyordu yoksa gerçekten bunların hepsi Rıdvan'ın 3 poğaça sonrası uyuduğu ikindi uykusu rüyasının bir parçası mıydı? Konuyu açamadı, duyacaklarından korktu. Akışına bıraktı ancak akıyor muydu o da belli değildi. Ercüment keşke ne hissettiğini, ne istediğini ona tane tane açıklasaydı da gereğinden fazla içinde kurup kendisini anksiyete krizine sokmak zorunda kalmasaydı.

Son mandalinayı kendi ağzına attı. Mandalina leş gibi ekşiydi suratını buruşturdu. Esmer ekşiden hiç hoşlanmamasına rağmen bunun hakkında söylenmemişti bile, ofladı. Masum masum çocuk gibi onu izleyen gencin suratını avuçlayıp iki yana salladı. Morali çok bozulmuştu başını duvara yaslayarak odasının duvarını seyretti.

Bu kahrolası belirsiz sessizlik asla dinmeyecek diye düşünürken nihayet yine Ercüment konuşarak imdadına yetişmişti.

"Ben özür dilerim bu arada. Tarık'ları senden habersiz davet etmemeliydim. Ama sadece aynı şehirde yaşamamız güzel olur diye düşünmüştüm. Tabii ki seninle aynı evde kalacağım, vaktimi hep seninle harcayacağım ama arkadaşlarımızı da kolayca görebilmek iyi ol-"

"Ercü bu kadar açıklama yapmana gerek yok ben senin niyetini biliyorum." Rıdvan bölmek zorunda kaldı çünkü boşuna bu kadar fazla açıklama yapmasını istememişti Ercüment'in. Üstelik esmer, ev ahalisi uyuduğu için sesini alçak tutmaya özen gösteriyordu ve Rıdvan'ın aklından bir türlü çıkaramadığı bal dudaklarıyla bıcır bıcır kendini açıklamaya çalışması iyice zıvanadan çıkarıyordu. Ofladı ela gözlü. Oflaması esmeri üzdü, yanlış bir şey yaptığını düşündüğü için gerildi Ercüment. Duygularını yansıttığı maviş gözleriyle beyaz tenliye bakarken beyaz tenlinin kocaman ela gözleri o hariç her yeri izliyordu.

"Kıskandım sadece. Tarık'ların da taşınması çok iyi olur. Yeni başlangıçlar zordur."

Rıdvan dürüstçe konuştu. Artık bir şeyleri saklama gereğinde bulunmuyordu, tüm hamlelerini açık oynayacaktı. Ercüment'i korkutmadan onu ne kadar sevdiğini, ona ne kadar aşık olduğunu ve her şartta yanında olacağını çocuğa yansıtacaktı.

Kucağında ona baksın diye kıvranan gençten habersiz dalgın dalgın odasının aptal detaylarını izlemeye devam etti.

"Beni mi kıskanıyorsun?"

"Evet? Tabii ki kıskanıyorum, yıllardır kıskanıyorum." Rıdvan omzunu silkerek konuştu. Kucağındaki serbest elini Ercüment nazikçe tutup dudaklarına yanaştırmıştı. Mandalina kokan yumuşak avuçtan esmer genç derince öptü.

"öteki" adam [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin