Ertesi sabah da işyeri sakindi. Patron yoksa herkes işleri ağırdan alıyordu. E-postaları kontrol ettiğimde Cemil'den gelmiş bir mail gördüm, bugün gelmeyeceğini söylüyordu. Sami ile golf oynayacaktı.
Hayal kırıklığına uğramıştım. Sami'den bahsetmesi, Cemil'in evinde onunla seviştiğim güne geri götürdü. Sami'yi hiç sevmemiş, o duruma düşürülmekten nefret etmiştim ama geriye dönüp baktığımda bundan zevk aldığımı biliyordum. İki erkekle yaşadığım ilk deneyimdi ve güzeldi.
O sırada birinin masamın önünde olduğunu hissettim. Başımı kaldırdığımda Tuna'nın bana baktığını gördüm, "Lidya, sanki çok uzaktasın. Umarım güzel düşüncelerdir" dedi. Ona gülümsedim. "Cemil bugün geldi mi?" diye sordu.
"Hayır Tuna. Bugün gelmeyecek."
"Ben de birkaç toplantı için dışarı çıkıyorum. Umarım bu hafta yalnız kalmak için biraz zaman bulabiliriz."
Ona baktım, istemsiz bir şekilde yüzüme bir gülümseme yerleşti, "Ben de umarım Tuna."
Tam uzaklaşırken döndü, "Aslında toplantılarım sizin evin yakınında. Bilgin'i görmek için uğrasam sorun olur mu?"
Bir an endişelenmiştim. Ne konuşacaktı acaba Bilgin'le?
"Bu kadar endişelenme, sadece bir meslektaşıma uğrayacağım. Seni rahatsız edecek bir şey söylemeyeceğim."
"Teşekkürler Tuna, uğramandan hoşlanacaktır."
Bilgin'ı arayıp Tuna'nın uğrayabileceğini söyledim. Bilgin bunu duyduğuna çok sevindi.
Öğle yemeğinden hemen önce Arda masamın önünden geçti, her zamanki gibi bana bakıyordu. Fark ettiğimi anlayınca durdu, gergin bir şekilde baktı.
"Lidya, sana bir soru sorabilir miyim?" Bakışları endişeliydi. acaba bana aşkını mı ilan edecekti.
Ne olabileceğini merak ederek sormasını söyledim.
"Ceylan'ın erkek arkadaşı var mı?"
Gülümseyerek ona baktım. benimle ilgili bir şey soracağını umuyordum. "Hayır, sanmıyorum. Neden bilmek istediğini sormak aptalca olur mu?"
Utangaç bir şekilde gülümsedi, "Yakında bir arkadaşımın düğününe gidiyorum. Benimle gelip gelemeyeceğini merak ediyordum."
Düğüne gitmek için kız arkadaş aramak saçma bir düşünceydi ama sanırım Ceylan'la çıkmak için başka bir bahane bulamamıştı. "Ona kendin sormalısın Arda." Ceylan'ın Arda'nın cool bir adam olduğu hakkındaki yorumlarını düşünerek cevabın olumlu olabileceğini düşündüm.
"İş çıkışı ona sormak için uğrasam sorun olur mu? Telefonda sormaktansa yüz yüze sormayı tercih ederim."
"Elbette Arda. Saat 17:00 civarında eve gelmiş olur."
Öğle yemeği yiyip AVM'den ofise döndükten kısa bir süre sonra cep telefonum çaldı. Numarayı tanımadığım için dikkatlice açtım, "Alo."
"Merhaba sürtük. Umarım boş gününün tadını çıkarıyorsundur."
Telefonda Leyla'nın sesini tanımıştım, nasıl cevap vereceğimi bilemedim.
Leyla konuşmaya devam etti, "Şimdi ofisten çıkmanı ve büyük caddedeki Starbucks'ta benimle buluşmanı istiyorum. Soru yok, hemen geliyorsun."
Telefonun ekranına bakarken gitmemek gibi bir seçeneğim olup olmadığını düşünüyordum. Bir dakika sonra gitmem gerektiğini biliyordum. Kimseye söylemeden ceketimi giydim ve ofisten ayrıldım. Starbucks normalde on dakikalık yürüme mesafesindeydi. Sekiz dakikada gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kocamın Patronu (Tamamlandı)
General Fiction"Elimden tutup yatak odasına götürdü. Beni yatak odasına götürürken istediği her şeyi yapmaya istekli olduğumun bilincindeydim. Vücudumu beğenmesini ve çekici bulmasını seviyordum. Çok formda göründüğünü, çok sert ve adaleli bir vücudu olduğunu düşü...