Ertesi sabah hava parlak ve güneşliydi ve sözleşme görüşmelerine dahil olan herkes erken kalkmıştı. Çünkü ilk seans sabah 8'de planlanmıştı. Sözleşme görüşmeleri iyi gitmişti ancak hala görüşülmesi gereken çok sayıda madde vardı.
Ofise zamanından önce gidebilmek için alarmı her zamankinden daha erkene kurmuştum. Uyandığımda, kendimi biraz yorgun hissediyordum ama önceki geceden kalma bir mutluluk da hissediyordum. Duş alarak bu hissi kaybetmek istemiyordum ve Melda'yı yeniden görmeyi dört gözle bekliyordum. Ancak onun çevrede birileri varken bana nasıl davranacağından emin değildim.
Duştan sonra mor bir diz altı, kalem etek ve siyah dar bir gömlek giydim, içime de siyah dantel iç çamaşırı giymiştim. Önceki güne göre biraz daha dekoltem vardı. Ofise gitmeden önce odasına baktığımda Bilgin uyuyordu.
Ofise vardığımda, Cemil'in çoktan orada olduğunu görünce şaşırdım. Kapısını tıklatıp
"Merhaba efendim, sizin için bir şey yapmamı ister misiniz?" diye sordum.
"Biraz gelebilir misin?" dedi.
Ona doğru yürüdüm.
"Dizlerinin üstüne çök, Sürtük" diye sert bir sesle emretti.
Biraz şaşırmıştım ama dizlerimin üzerine çöktüm. Ne beklediğini biliyordum, pantolon kemerinin tokasını açtım ve baksırıyla birlikte pantolonu beline kadar indirdim. Yarı sertleşmiş kaması önümdeydi.
Biraz okşayıp sertleştirdim. Ağzıma aldım ve emdim. Emerken tamamen sertleşmişti.
"Em onu Sürtük."
Emmeye devam ettim, ağzımdaki sertliği seviyordum. Toplantı saati yaklaşmıştı ve misafirler gelmek üzere olmalıydı. Cemil'in çabuk boşalmasını umarak daha hızlı emdim. Bir dakika sonra Cemil beni itti, boşalamamıştı.
"Ziyaretçilerimizi karşılamaya git, Lidya."
Ağzıma boşalmamış olmasından hayal kırıklığına uğramıştım ama hemen ayağa kalktım ve odadan çıktım.
Burhan üç iş arkadaşıyla ofise girdi. Bana baktı ve sanki yapmamam gereken bir şey yaparken yakalanmış gibi biraz kızarmıştım.
Melda'nın bakışlarını, gülümsemesini ve göz kırpmasını fark etmediklerini umdum. Grubun Yönetim Kurulu odasına gidişini izledim. Burhan'ın benim ve Cemil hakkında bir şeyden şüphelenmediğini umdum. Nedense onun bilmesini istemiyordum. Melda'yı görmekten de hoşlanmıştım ve onu oracıkta öpmeyi çok isterdim. Kızın bakışından kendisinin de aynı şeyi hissettiğini biliyordum.
Odada bulunan herkese kahve ve kruvasan ikram ettim. Burhan teşekkür etti ve güzel göründüğümü söyledi. "Pantolon giymektense etek giymen daha iyi. O güzel bacaklarını saklamamalısın," diye ekledi.
Melda yanıma geldi ve bir fincan aldı, "Lidya, dün geceyi düşünmeden duramıyorum. Çok inanılmazdı" diye fısıldadı.
Herkes kahvesini aldıktan sonra odadan çıktım. İki dakika sonra Melda odadan çıkıp tuvalete doğru yöneldi ve önümden geçerken bana göz kırptı. İşareti almıştım, onu takip ettim. Tuvalete girdiğimde Melda'nın kapının arkasında durduğunu gördüm. Sırtını kapıya yaslayarak beni kendine doğru çekti ve şefkatle ama aç bir şekilde öptü, "Bakışlarınla bunu mu demek istedin Lidya?"
"Ah evet" diye cevapladım ve öpücüğe karşılık verdim.
"Geri dönsem iyi olur. Toplantı başlayacak," dedi ve beni tekrar öptü. Bu kez daha şehvetliydi ve bırakmamız zor oldu.
Sonraki dört saat boyunca sözleşme maddelerinin görüşmeleri devam etti. İki kez daha kahve götürdüm ve her gidişimde odadaki gerginliği hissedebiliyordum. Cemil çok endişeli görünüyordu. Sadece Burhan rahattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kocamın Patronu (Tamamlandı)
General Fiction"Elimden tutup yatak odasına götürdü. Beni yatak odasına götürürken istediği her şeyi yapmaya istekli olduğumun bilincindeydim. Vücudumu beğenmesini ve çekici bulmasını seviyordum. Çok formda göründüğünü, çok sert ve adaleli bir vücudu olduğunu düşü...