"Hyungun seni seviyor, hyungun seni istiyor." Göğsüne oturmuş bir şekildeydim. Dişlerini sıkarak bana bakıyordu. Hırlıyor gibi sesler çıkardıktan sonra kalçalarımda onun ellerini hissettim ve kıkırdamaya başladım. "Sen de hyungunu istiyorsun."
"Olabilir, belki de gerçekten seni tatmak istiyorumdur." Boğukça konuştuğunda kasıklarımın titrediğini hissettim. Bu çocuk beni mahvediyordu.
"O zaman yüzüne oturabilirim, değil mi?" Yutkundu seslice, ellerim omuzlarından göğüslerine kayıyordu. Okşuyordum onu ve dayanamıyordum artık. Jeongguk'a olan bu yakın tensel temasım, beni olağanüstü bir şekilde etkiliyordu.
"Hyung." Kalçalarımı sıktığı ellerine güç uyguladığında alt dudağımı ısırıp mırıltılar çıkardım. "Yüzüme de oturursun lakin bugün değil." Elleri belime gitti ve beni sıkıca tutup yatağa doğru devirdiğinde, kollarım da başımın iki yanına doğru düşmüştü.
"Bugün altımda olacaksın hyung. Altımda ne kadar güzel olduğuna bakacağım. Sonraki günlerde, benim için sızlayan her bölgeni senin istediğin gibi tadacağım. Beni hangi pozisyonda istersen iste, sana itaat edeceğim."
Sözleri nefesimi kesti. Üzerimdeki tişört, göğsüme doğru kaydığı için bacak aram açılmıştı lakin bacaklarımın arasında olan Jeongguk'un tek odağı gözlerimdi. "Ama şu an seni istediğim şekilde tatmama izin ver."
Yüzüme doğru daha yaklaştığında sıcak nefesleri sus çizgimi ısıtıyordu. Dudaklarımız arasında milimlik mesafe kalmışken göz bebeklerinin odak noktası hâlâ gözlerimdi.
"Tat," dedim ve ellerimi ensesine dolayıp parmaklarımı saçları arasına yerleştirdim. "Tat senin için sızlayan tüm uzuvlarımı lakin bana dokunurken kalbimin de senin için sızlayıp attığını da unutma."
Başını oynattı hafifçe ve sonunda konuşmayı kesen dudaklarımız, birbirlerine değerek iletişime geçmeye başladı.
Jeongguk beni öpüyordu. Jeongguk'un altındaydım. Dudakları öyle bir sertlikle benimkilerle birleşip ıslakça oynamaya başlamıştı ki aklî dengemi kaybetmek üzereydim.
Nasıl da hırçın öpüyordu, genelde böyle miydi öpüşleri? Altına aldığı kadınların dudaklarını da benimkiler gibi emer miydi? Emdikçe ıslak sesler çıkarıp bir yandan da kalçalarını avuçlar mıydı?
Bana özel olsaydı, hep beni öpseydi ya... Diliyle zorla araladığı dudakların arasından sadece benim dilimi kavrayıp sertçe çekiştirseydi ya...
Sert davranmaya devam edip, ellerini karnımın üzerine doğru katlanmış tişörtümün eteklerine attı ve çekiştirmeye başladı.
Dudaklarımdan birkaç saniye ayrıldı o vakit, attı tişörtü yere ve tamamen çıplak bedenim, onun vücudu altında kalmaya devam etti. Tekrar saldırdı dudaklarıma. Sağ eliyle çenemi kavramış, yanaklarıma baskı uygulayarak emiyordu dudaklarımı. İyice büzüşen dudaklarım onunkiler arasında kıvranıyordu resmen. Hoş, bu kıvranışı bekliyorlardı ya dudaklarım, bekliyordum onun altında olmayı ve sıvılarıyla ıslanmayı.
Kasıkları benimkilere değdikçe daha çok çekiştiriyordum saçlarını. Dudaklarımdan vazgeçmek bilmiyordu ki alt tarafımdaki yangını söndürmek için harekete geçsin. İyice tatmak istiyordu anlaşılan. İyıce ezilmeliydi dudaklarım, iyice çekiştirmeliydi dilimi.
Islak bir sesle ayrıldı dudaklarımdan, hafifçe araladım gözlerimi. Diliyle dudakları etrafında oluşan ıslaklığı temizler gibi yaptı ve sırıttı bana. Öyle bir sırıtıştı ki bu, becerilmiş hissettiriyordu.
Boynumda dolandı nefesleri ve dudaklarını boynuma bastırdı. Ufak bir öpücük sandım, Jeongguk'tan beklenmeyecek bir öpücük. Lakin hayır, derimi dudakları arasına çekti ve sertçe emmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in motion | taekook ✓
FanfictionJeongguk, matematik çalışma ayağına eve kız atmıştı ve abisinin arkadaşı Taehyung hyungunun evde olmasını umursamayacak kadar da arsızdı.