Yeni bölümden herkes selam.
Keyifli okumalar.
***
Gözlerimi başımdaki feci ağrı ile açtım. Başım neden bu kadar ağrıyordu ki? Elimi kafamın üzerine koydum yataktan doğrularken.
Görüş acıma ayakta durmuş beni izleyen Şiyar girdi. "Başın mi ağrıyor Avzem' dedi. Kafam ile onu onayladım. Başım çok fazla ağrıyordu. "O kadar içersen ağrır tabi" diyince gözlerim kocaman açıldı.
"Ne!" Diye cırladim bir anda. Dün olanlar bir bir aklıma geldi. "Ama ben sadece meyve suyu içtim" dedim hemen. Meyve suyu dışında bir şey içmemiştim ki o hale nasıl geldim.
"Meyve suyunun garip tadını da mı anlamadın" dedi. O an jeton düştü. Meyve suyunun içinde vardı. "Allah'ım ben ne yaptım' dedim ayağa kalkarak.
Dün yaptıklarım bir bir gözümün önünde canlanırken Şiyar ile göz göze geldik. "Ben ne yaptım' dedim utanç ile yüzümü kapatarak. "Sana utanırsın demiştim" diyen Şiyar pis pis gülüyordu.
"Of Şiyar ya" dedim banyoya kaçarak. Üzerimde daha dünki kıyafetler vardı. Hemen gidip ılık bir duş alırken abdest de aldım. Banyondan çıktıktan sonra gidip Şiyarin ramazanda bana aldığı feraceyi giydim.
Namaz kıldıktan sonra tövbe ettim. Bilmeden istemeden olsa da haram bir şeye bulaşmıştım. Ben uzun uzun tövbe edip dua ettikten sonra mutfağa geçtim.
"Sandviç yaptım. Birde kedine gel diye kahve" dedi gülerek. Masaya oturarak. "Ya dalga geçme" dedim kızar bir eda ile. "Tamam tamam" dedi ama hala gülüyordu.
Biz kahvaltı yaptıktan sonra Şiyar ise bende okula gittim. Kızların hepsi dün akşam yaptığım şey yüzünden benle dalga geçip durdular. Bende utançla onları susturmaya çalıştım ama nafile.
BİRKAÇ AY SONRA
Okulumun ilk yılını sorunsuz büte kalmadan bitirmiştim. Okul bittikten sonra her ne kadar Urfa'ya dönmek istesem de hem Şiyarın işi hemde Mirşat deden dolayı gidemedik.
Benim doğum gününden sonra giden ablamlar da yine bizi ziyarete geldi ama bu defa Zozan anne ve Vedat baba gelmemişti. Bu defa gelişlerinde diğer gelişlerinde daha uzun kalmışlardı.
Otelde kaldıkları için canım sıkılsa da onların umrunda değildi. Beni düşüncelerimden çekip alan bir anda kapanan televizyon oldu.
"Ya Şiyar ne diye kapatıyorsun" dedim yanımda duran Şiyara. "Sıkıldım" dedikten sonra "biraz sohpet edelim" dedi. Kafam ile onu onaylarken ona doğdu döndüm. O da bana doğru döndü.
"Olur" dedim. Hiç bir zaman Şiyarla oturup sohpet etmemiştik. "Sana bir şey anlatacağım" diyince kafam ile onu onayladım. Merak ile ne diyeceğini bekledim.
"Bir adam varmış. İlk görüşte aşık olan herkesle dalaga geçermiş. Aşka inanırmış ama bunun bir süreci olduğunu düşünürmüş. İlk görüşte aşkı saçma bulan bu adam hayatında hiç aşık olmamış" dedi ve durup nefes aldı.
"İlk görüşte aşka inanmayan bu adam rüyasından gördüğü mavi gözlü bir kıza aşık olmuş. Kırmızı bir elbise giymiş olan mavi gözlü kızı unutamamış" diyince kaşlarımı çattım. "Peki o kızı rüyası dışında hiç görmüş mu" diyince kafası ile beni onayaldı.
"Görüldüğü rüyadan üç gün sonra İstanbul'a gitmiş. Kitaplara ilgi duyan bu adam gittiği kütüphanede kitapları incelerken dikkatini çekecek bir kitabı eline almış. Kitabı alan başka biri daha varmış. Kitap bu ikilinin arasından çıkarken adam rünyasındaki kızın mavileri ile karşılaşmış. Kız tıpkı rüyadaki gibi kırmızı bit elbise giymiş bir şekilde mavi gözlerle adamın tam karşısındaymış" dedi.

YOU ARE READING
Ağa'nın Rüyası
RomanceRüyamda gördüğüm benden yardım isteyen güzeller güzeli Avzeme aşık oldum. Rüyam gerçek oldu. Ona yardım ettim. Hayatımı ortaya koydum. Evet meğerse hayatımı gerçektende ortaya koymuşum. Avzeme yardım edip onu kurtarırken günden güne ölmekte olan k...