It was rare
I was there
I remember it all too wellTaehyung-Jungkook
Taehyung:
Jungkook'um
Nerde kaldınJungkook:
Birazdan çıkacağımTaehyung:
Tamam
Seni özledimJungkook:
Yazıyor...
Bende seni özledim
Ama daha sabah beraberdikTaehyung:
Bunu ömrümüzün sonuna kadar söyleyeceksin
Bende ömrümün sonuna kadar seni özleyeceğimJungkook:
İşleri sen zorlaştırıyorsunTaehyung:
Acele etÇevrimdışı...
Jungkook:
Acele ediyorumÇevrimdışı...
.
.
.Hastaneden çıkmadan önce ameliyat dosyalarını öylesine hızlı bir şekilde imzalamıştı ki jungkook'un imzası karalama gibi görünmüştü. Sabahtan beri Taehyung'u özlediğini hissediyordu ne zaman böylesine bağlanmıştı anlamamıştı ama bazen Taehyung onun yanındayken bile ona baktığı zaman içinde ona karşı derin bir özlem duyuyordu sanki. Yanında olduğunun bilincinde olmasına rağmen ona yetmiyordu daha da yakınına gelsin, daha da sevsin istiyordu.
Her zaman buluştukları kafeye doğru gidiyordu. Hastaneye yakın değildi ama çok da uzak değildi hemen oraya yetişeceğinin bilincinde olduğu için biraz daha sakin sürmeye çalışıyordu.
Hava soğuktu, akşam vakti kırmızı ışıkta durduğu her an aklına Taehyung geliyordu. Bazen lise zamanlarına dönüyordu. Nasıl da kafayı yemişti o zamanlar, nasılda proglanmış bir robot gibiydim, diyordu kendi kendine. Şimdi ki aklı olsa asla öyle davranmaz hatta gidip Taehyung'u önce kendi tanımaya çalışırdı. Ona beyaz laleler, güller alırdı ve bulduğu her fırsatta ona şimdi olduğu gibi duygularını dile getirmekten çekinmezdi. Her şeyi öylesine iyi hatırlıyordu ki... Taehyung ile beraber Palazzo Medici Riccardi'ye gittikleri zamanı, arkadaşları tarafından temizlik malzemelerinin olduğu odaya kilitlendikleri gün Taehyung'un kıyafetlerini, kavga ettikleri zaman havanın nasıl karardığını ve Taehyung ile beraberken nasıl gökyüzünde havai fişeklerin patladığını...Hepsini dün yaşanmış gibi çok iyi hatırlıyordu.
Arabasını park edip bugün Roma'nın gözünde ayrı bir güzel göründüğünü düşündü. Noel yaklaştığı için bir sürü ışık, kanca şekerler, üzerinde rengarenk yanıp sönen ışıklar ile süslenmiş küçük çam ağaçları, yer yer sarkan Noel baba figürleri ve sanki dünyada hiçbir dert yokmuşçasına gülümseyen insanlar Jungkook'un içinde huzura sebep olmuştu.
Kafeye girdiğinde kapının üzerindeki küçük çandan ses çıkmış ve her zaman oturdukları masada sırtı kapıya dönük oturan sevgilisi hissetmiş gibi arkasını dönmüş jungkook'u görür görmez ayağa kalkmıştı. Birbirlerini gördükleri her an sanki ilk anmış gibi Taehyung, dünyanın en nadide en parlak pırlantasını görmüş gibi bakıyordu. Jungkook ise yine gözlerini kaçırıyordu. Bunca zaman çok şey değişmişti ancak değişmeyen iki şey vardı birincisi Taehyung'un sürekli jungkook'u özlemesi ikincisi ise jungkook'un sürekli Taehyung'dan kaçırdığı bakışları.
"Kaçırma bakışlarını, güzel gözlüm." Derdi Taehyung. Ama bir süre sonra boşuna olduğunu anlamıştı.

YOU ARE READING
What if I failed? | Taekook
FanfictionJungkook notlarından başka bir şey düşünmezdi.