Minho ilk başta olayı anlayamamıştı, Felix makyaj mı yapıyordu? Tabii daha sonra olayı kavradığında takılması gereken kısmın Felix'in makyajı olmaması gerekiyordu.
Bir kaç saniye karşısında ağlamasına ramak kalan sevdiği çocuğa baktı ve bu durum yerinden ışık hızında hareket edip Hyunjin şerefsizinin odasına gitmesiyle sonuçlandı. Arkasında bıraktığı Seungmin ilk bir kaç saniye yerinde kalsa da sonrasında hemen oda büyüğünün peşinden gitti olacakları az çok tahmin ettiği için.
Seungmin odaya vardığında Minho çoktan yatakta sereserpe yatan sarhoş oğlanın yakalarından tutmuş onu azarlıyor aynı zamanda yataktan kaldırmaya çalışıyordu. Seungmin hızlıca Minho'ya tutundu ve bedenindeki bütün güçü kullanarak onu ve kendisini odadan çıkardı. Yataktaki sarhoş adam çoktan sızmıştı ve sabah hiçbir şey hatırlamayacağını ikiside biliyordu.
Seungmin'in sürüklemeleriyle solana gelmişti ikiside. Seungmin kendinden yapılı adamı buraya nasıl sürüklediğine şaşırarak kendini koltuğa bıraktı soluk soluğa.
"Seungmin salak mısın sen de beni durduruyorsun? Bırakacaktın ağzını burnunu kıracaktım orada o şerefsizin."
Seungmin hala nefeslerini düzenli hala sokmaya çalışıyordu ama Minho susmak bilmeden onu azarlamaya devam ediyordu. Seviyordu bu adam birilerini azarlamayı, Seungmin şuan sadece bunu düşünüyordu.
Bir kaç damla yaş akmış gözlerini sildi ve oturduğu yerden doğruldu genç olan.
"Hyung endişelenme ben her şeyi biliyordum. Bu kadar uzak olmama rağmen Hyunjin'in hayatında başkası olduğunu biliyordum. Sadece o kişiyle bu kadar çabuk tanışmayı beklemiyordum o kadar."
Minho duydukları karşısında biraz afallamıştı. En yakın arkadaşı olarak Minho'nun bile bundan haberi yoktu ama milyonlarca kilometre ötedeki sevgilisinin bundan haberi vardı üstüne üstlük buna kötü bir tepki bile vermiyordu.
Seungmin karşısındaki adamı şoka soktuğunu fark edip konuşmaya devam etti.
"Ona kızamıyorum, insanların ilişkide olduğu kişiyle temasta olması lazım. Ama benim inatçılığım yüzünden uzunca bir süre ayrı kaldık oda bir sıcaklık aradı."
"Seungmin sen ne dediğinin farkında mısın?"
Minho karşısındaki küçüğü sözünü bitirir bitirmez duyduklarıyla az önce oturduğu yerden fırladı. Duyduklarını aklı almıyordu.
Aklının almadığı başka bir konuda aptal ev arkadaşının dünyadaki en güzel varlığı bir başkasıyla aldatmasıydı. Eğer Seungmin onun sevgilisi olsaydı kilometreleri geç aralarında okyanus olsaydı da onu beklerdi, asla bir başkasına yan gözle bile bakmazdı, gününün her saniyesinde onu düşünürdü. Ama Hyunjin onu başka birisiyle aldatmıştı ve Seungmin de bunu normal karşılıyordu. Evdeki kimse normal değildi.
"Hyung biliyorum biraz saçma geliyor sana ama bana saygı duymak zorundasın. Ben artık buradayım Hyunjin eminimki onu bırakacak ve ben de o zaman her şeyi anlatacağım. Böylece sağlıklı bir ilişkimiz olcak."
"Seungmin saçmalama bu mantıklı değil tamam mı? Şuan gidip Hyunjin itini uyandıracağım ve bu konuyu şuan konuşacağız."
Minho cümlesini bitirir bitirmez tekrar o şerefsizin odasına gitmek üzereyken küçüğü kolunu tuttu. Gerçi tutmak az gelirdi resmen yapışmıştı ve Minho şuan ne kadar sinirli olsada bu temas onu yine heyecanlandırmıştı.
"Hyung lütfen bu aramızda sır olarak kalsın. Zamanı geldiğinde her şeyi düzelteceğim ama o zaman şuan değil lütfen."
Seungmin yalvarsa da büyüğünün yüzündeki netliği görünce elindeki son kozu oynamaktan çekinmedi.
Ağlayan şeylere kim olursa olsun hayır diyemezdi, Seungmin'in bu zamana kadar okuduğu bütün bilimsel kitaplarda yazardı bu ve o da şuan bunun gerçekliğini kanıtlamak üzereydi.
Az önce akan bir kaç gözyaşını geri getirmeye çalıştı ve tekrardan ağlamaya başladı. Karşısındaki adam yumuşamış görünüyordu, elini koluna atmıştı çoktan büyük olan ve teselli etmek istercesine okşuyordu ama şuan kolunu bıraksa tekrar Hyunjin'in odasına gidecek gibiydi.
Savaşta her yok mübahtır diye düşündü Seungmin.
"Lütfen ona bir şeyler söyleme ne istersen yaparım."
Küçüğünün kısık sesi, yaşlı gözleri ve koluna yapışan vücudu büyüğünü doğru olmayan şeyleri düşünmeye itiyordu.
Seungmin ona yalvarıyordu, ama doğru pozisyonda değil.
"Bir şartla Seungmin!"
Seungmin taktiğinin işe yaradığını düşündü ve akan burnunu çekti. Tatlı bir şekilde gülümseyip karşısındaki adama baktı beklentiyle.
Ve Minho konuşmaya devam etti.
"Sende onu aldat."
Bunu beklemiyordu Seungmin ve gözleri istemsizce büyümüştü ama buna rağmen büyüğü konuşmaya devam etti.
"Benimle."
VOUS LISEZ
Dixi ^^
FanfictionHyunjin ve en yakın arkadaşı Minho yine birlikte zaman geçiriyordu ama Hyunjin'in çenesi hiç durmuyordu. Minho daha fazla dayanamadı. "Hyunjin onu biraz daha anlatmaya devam edersen boğazına yapışacağım!!" "Kanka ne yapayım. Çok seviyorum onu ama uz...
