7.Bölüm

8.3K 409 57
                                    

Bölüm düzenlenmiştir.

   Her insanın zihninin derinliklerinde yapmaktan çekindiği hareketleri, söylemeye korktuğu cümleleri ve göstermek istediği halde gösteremediği duyguları vardır. Kimisi içlerinden herhangi biri olsa da bunu dile getirmekten çekinmez. Çünkü kendini öyle yaptığı takdirde bir miktar olsun özgür hisseder. Kimisi ise bütün bu karmaşanın içinde kaybolup dış dünyaya rol yapmakla kalır. Kendisini olduğu gibi değil de olduğundan farklı gibi gösterir. Bu bazıları için kendini koruma şeklidir yani bunu bir özgüven problemi olarak değil de kendini koruma yöntemi olarak düşünür.
   Genç kız bu durumlardan birincisini barındırıyordu içinde. Hissettiklerini, düşündüklerini çekinmeden söylüyordu. Bu durum onun her defasında kırılıp, incinmesine yol açıyordu ama yine de bundan vazgeçmiyordu. Çünkü hislerinin onu var eden asıl şey olduğunu ve onları bırakamayacağını biliyordu.
Genç adam ise bu durumlardan ikincisini barındırıyordu içinde. Hislerini ve düşüncelerini kendine saklayıp dış dünyaya rol yapıyordu. 16 yaşındaki o kırılgan çocuğu ve sevdiği kadın tarafından aldatılan o genç erkeği zihninin en kuytu köşesinde bırakıp kendisini hiç olmadığı biri gibi gösteriyordu. Bu, onun kendisini, 16 yaşında annesinin ölümüyle beraber hayata dair tüm güzel duygularını yitirmiş olan çocuğu ve aldatılıp, kırılan duygularını koruma şekliydi. Dünyaya en yüksekten bakmaya başlamıştı artık ve orada kalması için bu kötü adam rolüne devam etmeliydi. İşin kötü tarafı bu rolü o kadar benimsemişti ki artık yaptığı rol değil, gerçeğin ta kendisiydi.

   Genç kız katili olacak olanın söylediği cümleleri düşünüyordu. İnsanların canını yakıp, bundan haz duyan bir katilin elinde ölümü beklerken onun söylediği cümleler ruhunun üzerinde büyük hasarlar bırakıyordu. Onun o ürkütücü sesi genç kızın korkularını harekete geçirmekle kalmıyor ruhunu ele geçiriyordu. Kaçmak istiyordu, kaçıp kurtulmak istiyordu ama yapabileceği tek şey o yatakta yatıp yaşayacağı acılara katlanmak ve öldürüleceği günü beklemekti. Çünkü umutsuzluk çoktan kapısını çalmıştı ve genç kız ona teslim olmuştu.
Odadan çıkmadan önce bir yıldırım etkisi yaratan sözleri bırakıp gitmişti Jordan ve Elena bunu düşünmeden duramıyordu. 'Bana en fazla ne yapabilir?' diye düşünmesi saçmalıktı. Çünkü sadece bir öfke patlaması sonucu yaptıklarına bakılırsa bunun arkası da vardı. Ruhu artık Tanrı'nın değil bir katilin elindeydi ve katil istediği zaman o ruhu yok etmekten çekinmeyecekti. Genç kız bunları hatırlayıp zihnine işkence ettikçe genç adam bundan haz almaya devam edecekti. Çünkü o insanların acılarından beslenen ve kendi korkularını insanların korkularının arkasına saklayan biriydi.

   Düşünceler aleminin en dibinde oturup kendi hayatını sorgulayan Elena odanın kapısının açıldığını fark etmemişti. O kadar uzak diyarlara dalmıştı ki etrafında olup bitenlerin farkında değildi. Geçmişini, şimdiki durumunu ve geleceğini. Aslında bir geleceğinin olmayacağından emindi. Bir katilin elindeyken bir geleceğe nasıl sahip olabilirdi ki? Ölüm tehdidi altında olan bir hayatı vardı. Gerçi o buna hayat demekten çok 'eziyet' demeyi tercih ediyordu.
Önceden ailesinin bıraktığı borçların içinde boğulurken, şimdi de bir cinayete tanık olmuş ve bunun sonucunda katilin elinde tutsak hale gelmişti. Üstelik bu katilin annesinin katili öz babasıydı. Bir karıncayı dahi incitmekten kaçınan babası... Elena'ya göre babası masumdu. O böyle acımasızca bir şey yapmazdı. Ama bir yandan da Jordan'ın niçin boş yere böyle bir şey söyleyeceğini düşünüyordu ve durum babasının katil oluşuna gidiyordu. Aklı fazlasıyla karışıktı. Geçmişi ve olmayan geleceği arasında sıkışmış olan genç kız düşüncelerinden uzaklaşmak amacıyla kafasını iki yana salladı. Bu sırada koltukta oturan katilini gördü. Neden tekrar geldiğini merak ederken bir şey söylememeyi tercih etti. Öylece karşısındaki adamın gözlerinin içine bakıyor ve ondan gelecek bir cümleye kendini hazırlıyordu. Jordan'da genç kızın gözlerinin içine bakıyor ve tek kelime etmiyordu. Bir yorgun ve birde ölü ruh olmak üzere iki beden sadece birbirine bakıyordu. Elena, Jordan'ın gözlerinin içindeki ateşi fark etti. Öyle bir ateşti ki bu hiç sönmeyecek olduğunu biliyordu. Jordan ayağa kalktı. Esiri haline getirdiği o bedenin yanına yavaş adımlarla gidip gözlerini ondan ayırmadan genç kızı ayağa kaldırdı ve vücudunda bıraktığı izlerin acısını umursamadan onu çekiştirmeye başladı. Elena ise sızlayan yaralarının etkisiyle bağırıyor ama yine de onun çekiştirmesine engel olamıyordu. Odadan çıktılar, merdivenleri indiler ve tekrardan o odaya geldiler. Genç kızın kabusu olan o odaya... Dehşetle etrafa baktı genç kız. Bıçak ve silah sayısındaki artışın farkına varacak kadar dikkatli incelemişti bu odayı. Kafasını çevirip katilin yüzüne baktı. Gözlerine bakmak istedi ama yapamadı. Oradaki ateş onu yakıyordu. Her geçen gün biraz daha yakıyordu ve sonunda kül olacağını bile bile yine de o gözlere bakıyordu. Annesini kaybeden ve kim bilir daha ne zorluklar çeken o gözlerdeki ateşe bakmaktan kaçamıyordu. O kaçsa ateş onu yakalayıp her defasında yakıyordu. Ruhuna işliyor, öldürüyordu. Bedenini korkuya teslim eden genç kız ise ruhunu ellerinde tutmakta zorlanıyordu.

   Tenine değen sıcaklık ile bir kez daha var gücüyle çığlık atan genç kız acıdan ağlamaya da devam ediyordu. Henüz iyileşmeyen yaralarının üstüne yenileri eklenirken genç kızın acı dolu haykırışları odanın içerisinde yankılanıyordu. Bir kez daha tenine değen kızgın demirle bacağından akan sıvıyı fark etti. O an acı dolu çığlıklarından bir yenisini daha atmaya hazırlanıyordu ki dayanamadı ve katiline doğru ateş püskürtürcesine cümlelerini söyledi. ''Babamın annene yaptıkları benim suçum değil! Öldüreceksen şimdi öldür, artık dayanamıyorum!'' O an genç katil durdu. İkisinin de sesli nefes alışverişleri odadaki sessizliği bozuyordu. Birbirlerinin gözlerinin içine bakmaya devam ederlerken ikisinin de aklındaki düşünceler çok farklıydı. Genç kız saniyelik gösterdiği cesaretinden ötürü kendini aptal ilan ederken genç adam daha ne kadar genç kızın canını yakabileceğini düşünüyordu. Bir yandan da söylediklerine bir karşılık vermesi gerektiğini düşünüp, konuştu: ''Sana söyledim. İşlemediğin bir suçun bedelini sen ödeyeceksin. Seni öldürmek benim için basit ve sıradan. İstediğim şey seni öldürüp, annemin intikamını almak değil. Acı çekerek yok oluşunu seyredeceğim. Bu işin sonu zaten o korktuğun sonsuz karanlık fakat bu acı dolu bir süreç, küçük kız.'' Jordan intikam kokan sözlerinden sonra odanın çıkışına doğru yöneldi. Kapıyı açıp, kafasını genç kıza döndürdü ve konuştu. ''Geceyi burada, korkularının merkezinde geçireceksin. Bana karşı gelmenin bedelini bu kadar hafif ödediğin için kendini şanslı saymalısın. İyi geceler Elena.'' Ve ardından ışıkları kapatıp, odadan çıktı. Genç kız karanlığın ortasında bir sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyordu. Gözyaşları da ona eşlik ediyordu.

*Eğer bu yazıyı Wattpad harici bir yerde okuyorsan kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan Wattpad'de @tansutzl isimli profilden ücretsiz okuyabilirsin. Teşekkür ederim. 

TUTSAK (tamamlandı)Where stories live. Discover now