*Kahvaltıdaki Süpriz*

5.2K 232 30
                                    

***

Dün akşam bayağı azar işitmiştim, hem babamdan , hemde Ayaz'dan.İkiside biryandan bana kızıp biryandanda birbirlerine ''Sanane sen kimi oluyorsun?'' deyip deyip duruyorlardı.En sonunda ikisindende gayet ciddi bir şekilde özür diledim ve odama doğru yol aldım.Kapımı kilitledim.Yanlız kalınca sanki dünyalar benim oluyor,hele üstüne birde müzik eklenince kendimden geçiyorum.

Bu dediklerimi yaptım ve elime kulaklığımı alıp en sevdiğim popüler şarkılarımı dinlemeye koyuldum.Yarın ilk iş günümdü,okuldan sonra uğrayacağım zaten okulun bitmesine 4 hafta kalmıştı.Ondan sonra tam gün boyunca çalışacağım şirkette.En çok o sırıtışı aklımdan çıkaramıyorum, o ne biçim bir sırıtıştır resmen baka kalmıştım yüzüne.Telefonumun titreşmesi ile hafif bir şok geçirip elime aldım, ahh! hadi ama! yine mi gizli numara? sinir olmaya başladım ama ha! Açsam mı? Açmasam mı? Bilemedim.

En sonunda açtım,

''Niye telefonu geç açıyorsun?'' evet bu ses Poyraz'a aitti.

''Sanane Poyraz? Hem sen benim numaramı nereden buldun?''

''Ben bulurum,özel bir güç,söyelyemem.''karşı taraftan kahkahalarını duyabiliyordum.Sinirle cevap verdim,sinirlenince bir hal oluyorum,

''Azcıkta şu beynini kullan,yan etkisi yokmuş!''dedim sert ve sinirli bir tonda,karşı taraftaki kahkaha sesi aniden durdu, sinirle nefes alıp verişini duyabiliyordum.Ahh! ne işlere bulaştım ben böyle?

''Nedir bu özgüven böyle? Bak,bu şirket babanın olabilir.Ama-''Telefon kapanmıştı.İçimde garip hisler hissediyordum.Korkmuştum.Heyecanlanmıştım.Daha önce hiç aşamadığım karmaşık duygular yaşıyordum şuan..

Aniden kapının çalınması ile kulaklığımı çıkardım , ve üstümde duran bilgisayarı kenara koydum.Olduğum yerde doğrulup,kapıdaki insane baktım,Ayaz'dı.

''Prensesim, seni üzdüysem çok üzgünüm, aşağıda babanla konuştuk anlaştık,bende senin başladığın yerde işe başlayacağım.Yani sonuç olarak seni hiç bırakmayacağım,lütfen affet prensini.''bunu söylerken karmaşık duygularım bir kenara atılmıştı,Ayaz benim hayatımın çok önemli bir köşesinde yer alıyordu.Annem kadar çok severdim onu,ailesini.O an yanağımdan süzülen bir yaş hissettim.kazağımın tersi ile yaşı bir hışımla sildim.Ayaz'ın üstüne doğru koşmaya başladım, üstüne zıpladım ve onu sulu sulu öptüm.Şuan kötü bir pozisyonda olsak bile,o benim için herşeydi hayatımın anlamıydı biricik sevgilimdi o benim..

***

Sabah alarmın herzamanki 'cırtlak' sesi ile gözlerimi açtım. Ayaz başımda dikilmiş sırıtıp duruyordu. Bende ona 'ne ayak' diye bakıyordum. Sonra kalkıtım ve uniformalarımı alıp kendimi banyoya attım.Kısa bir duş alıp , rutinimin ardından aynada kendime bakıp banyodan ayrıldım. Babam evden erken cikmisti Ayaz'da hizmetçileri markete göndermişti yawrum bana kendi eliyle kahvaltı hazirlamis yerim. Hemen aşağı kata indim karsimdaki manzarayı görünce anlık bir şok geçirdim.

Babamla Poyraz karşı karşıya oturmuş kahvaltı ediyorlar ve Ayaz ortalıklarda yok!! Ben korkmaya başladım.

"Ayaz nerde?!" diye sordum ciddi ve sert bir tonda, ikiside bana sıcak sıcak gülümserken yüzleri anında buruşmuştu , ikiside bana çok sert bakıyordu. Ama ben o an ne kadar korkudan içten içe titresemde dışımdaki ciddiğliği bozmuyordum.

Babam,"Ayaz'ı erkenden okula yolladım, Poyraz'ıda kahvaltıya çağırdım iş hakkında konuşacağız."babam konuşmasını sürdürürken ona en sinirli halimle bakıyordum,Poyraz ise bana sırıtıyordu.

O an aniden arkamı dönüp , kapıya doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım tam kapıya doğru dönen merdivenlerden inecekken birinin sırtında buldum kendimi bir yandan adamı yumruklayıp bir yandanda çığlık atıyordum. Beni mutfakta nazikçe yere indirdi ona kötü kötü bakarken babamın ve Poyraz'ın kahkahalarını duyabiliyordum. Onlara da şu meşhur bakışımı fırlatıp mecbur olduğum işe yani masanın başına oturdum.İkisinde bana sırıtıyordu,sinirli olduğum için ağzımı açmıyordum.

İkisinde uzun yani sıkıcı bir şekilde bana şu iş konusunu anlattılar. Sabırla dinledim.

"Bitti mi?"dedim bitirdiklerini düşünmüştüm. İkisinde başlarını olumlu anlamda salladılar.Kafamı çevirip masadan kalktım mutfaktan çıkacaktım ki i elin beni durdurması ile durakladım ve arkama baktım,Poyraz'dı.

" Ne var?" dedim,sıkılgan bir sesle.Bana bakıp gülümsemeye çalıştı.

"Birlikte gideceğiz. " dedi herzamanki itiraz istemez bir tonda.Tam hayır diyecekken babamın sesi geldi arkadan,

" Itiraz yok küçük hanım" dedi, dediği gibi gözlerimi devirdim ve Poyraz'ı çekiştirerek evden çıkardım. Arkadan sırıttığını hissedebiliyordum, ama aldırmıyordum.

Ilk arabaya beni bindirdi ardından kendisi bindi ve gaza bastı. 19 yaşındayız ve o araba kullanıyor.Okula vardığımızda herkesin gözü üstümüzdeydi, Ayaz dahil.O kadar çok utanıyordum ki neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Koşa koşa Ayaz'ların yanına gittim.Hepsi bana sinirle bakıyordu, hadi Ayaz tamamda Bora ve Büşra'ya noluyor? Bu işin içinde birşey var ama, hadi neyse.

Ayaz,"Ooo, kimler gelmiş kimler gelmiş hoşgeldin Kayla'cığım." Ona çok pis baktım.Ardından 'pişman olacaksın' bakışımı attım hemen ardından bir dirsek atıp oradan uzaklaştım.

Sınıfın kapısından baktığımda içerideki tipik liselileri gördüm göz devirip içeri girdim ve meşhur Poyraz beyin kız tavlama hallerini sergilediğini gördüm. Bu çocukta ne görüyorlardı ki?

" Öyle deme çarpılırsın " arkamdaki tanınmayan sesle bir hışımda başımı arkaya doğru çevirdim ve gördüğüm kız yanıma oturdu.

"Ben Melis sen ve biridaha burada yebi olmalısınız o ki-" sesi kesilmişti neden diye kafamı ondan çevirdiğimde karşımda 1 adet Ayaz 1 adet Büşra ve 1 adet Bora vardı. 3'üne de sinirli sinirli baktım ve Melis' in anlatması için elimi 'anlat' anlamında salladım. Tam soze başlayacaktı ki,

Ayaz, " Evet ben Ayaz oda Kayla biz yeni gelenleriz tanıştığımıza memnun oldum" dedi ve göz kırpıp elini tokalaşmak üzere uzattı.Melis'e baktığımda ise gözleri parlıyordu resmen ağzı hayran olmuş bir şekilde açık, elleri ise ellerine değdiği için içinde kelebekler uçuyordu.

Başımı cam tarafına doğru çevirdim, ve karşımdaki manzarayı görünce deliye döndüm, Poyraz ağaca yaslanmış bana eliyle gel işareti yapıyordu.Kaşlarımı çatıp kafamı hızlıca camdan çektim.

Göz ucuyla camdan dışarı baktığımda bana bakıp sırıttığını gördüm, hala bana 'gel gel' işareti yapıyordu,sinirlendim ve bizimkilere birazcık dışarı çıkacağımı söyledim. Sınıftan çıktığımda bir el beni durdurdu. Arkamı dönüp baktığımda karşımda Ayaz'ı gördüm 'ne var' bakışımı attim.Bana yavru köpek bakışlarını fırlatıyordu.Dayanamam ben!!
Yanağına bir öpücük kondurup "Affettim"dedim, , kırpıp oradan ayrıldım. Bahçe kapısına geldiğimde hemen yanımdaki duvarda arkasını yaslamış bekliyordu beni.Pis sapık!

"Ne var?" diye sordum. Sırıtıyordu. En sonunda ağzını açıp birkaç çift laf söyledi,

" Sen benimsen senle bir anlaşma yapmamız lazım, kabul etmezsen hiç ummadığın şeyler yaparım sana."dedi sesi gayet ciddi çıkıyordu, ürkmüştüm.

" 1.ci senin olduğumu söylemedim. 2.si anlaşmalara ilgilenmiyorum. 3.sü sen kim oluyorsunda bana meydan okuyorsun, yere sererim seni Poyraz!"dedim hafif bağırarak, kaşlarımı sonuna kadar çatmıştım.

Sadece bakıyordu, tepki vermeden.

Zalim PatronWhere stories live. Discover now