GÜLEMSE BANA-1

91 5 4
                                    

Saçlarına fırçayı sertçe bir kez daha dolayarak aynaya baktı. İsyan edercesine alnının ortasına çıkmış kocaman sivilceye sessizce küfredip karma karışık olan masasını fondötenini bulmak için biraz daha kurcaladı. Tabi bulamayacağını fark edene kadar. Omuzları düşerken iç sesi pes etmemesi gerektiğini yoksa her şey için çok geç olacağını fısıldadı. Haklıydı da. 1 gün ve 9 saati kalmıştı. Elindeki her şeyi masanın üzerine bırakarak çantasını alıp çıktı. Kalabalık caddedeki insan sesleri karşısında bunalacağını hissetti. Ellerini trikosunun cebine sokup yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. Sıkılan bir şekilde taksi durdurup arka koltuğa geçti ve adresi verdi. Az sonra sinirlerinin tepesine çıkacağını adı gibi bildiği halde yine de vazgeçmedi.

Büyük şirketten içeriye etrafa kaçamak bakışlar ve yapmacık gülümsemeler saçarak geçti. Haldun beyin odasına ilerlerken derin bir iç çekti. Orta yaşlı adamın karşısındaki genç sekreteriyle yaptığı muhabbeti dinledi.

-Ah ömer oğlum, bak bu kaplumbağa son nesil aman bacaklarına bak ne sevimli bayılıyorum ya!

-Evet efendim, haklısınız yalnız işlerimize bakmamız gerekli Çinden gelen misafirlerimiz için organizasyon yapmadık

-Hisse senedi ayarlayacağız

Daha fazla dayanamadı sesli bir şekilde boğazını temizledi genç kız.

-Baba! İki saniyeni bana ayırmayı düşünecekmisin?

-Aaa ömer oğlum sen o dediğin işleri hallet bende yavrumla biraz vakit geçireyim.

-Hay hay efendim.

Kız ısrarla ayağını yere vurarak ellerini yumruk yaptı.

-Baba vazgeçmeyecekmisin!

Haldun bey sıkıntılı bir şekilde iç çekerek ensesini ovdu.

-Güzel kızım bak dinl-

-Baba dinlemek istemiyorum bahanelerini bitmek bilmiyor!

-Bana hak vereceğini düşünüyordum.

-Hayır yıllarca sana hak verdim destek oldum. Ama sondu. Bak bu kez de olmazsa kesinlikle ve kesinlikle olacaklardan sorumlu değilim. Annemi asla ikna etmeye uğraşmayacağım!

Adam hüzünlü gözlerle kızına baktı. Evet kelimesi kelimesine haklıydı. Babasına destek olup mükemmel derecede okulunu başarıyla bitirmiş güzel genç kızı.

-Pişmanım ama çok geç Narin. Ben çokt-

-İmzaladın dimi! Çoktan imzaladın o aptal hisse senetlerinin! Paranı yatırdın dimi!

Yanaklarından göz yaşları yanarak süzülürken burnunu sertçe çekti. Babasına sinirli ve onu asla affetmeyeceğini belli eden bakış atıp hızla odasını terk etti.

Haldun Bey penceresinin kenarına geçerek kravatındaki çizgileri inceledi amaçsızca... Evet yanlış yapmıştı,zar zor ayakta duran bir şirketi ve dur durak bilmeden tempolu çalışması... Eşi Leyla Hanımı hayatı boyunca deli gibi sevse de yanında olamamıştı. Biricik kızının bütün sorumluluğunu onun güçsüz omuzlarına yükleyip kenara çekilmişti kendisi. Ve karısı sadece bir dilekte bulunmuştu. Bu onun için önemli değerli bir istekte uçuk filan değil. Olması gereken...

Narin şirketten siniri başına vurmuş şekilde çıktı. Gideceği adresi belliydi. Küçük ama sevimli fotoğrafçılık yaptığı dükkanı. Adımlarını sıklaştırarak kendi deyimiyle küçük narin malikanesine yürüdü. Ona huzur veren tek yerdi burasıydı.

Kapısını açarak panjurları yukarıya çekti loş şekilde ışık alan çalışma masasına kaçamak bakışlar atıp tekli koltuğuna çöktü. Annesini ve babasını anlayamıyordu. Her halde evlilik böyle saçma bişey diye düşündü. Adil değildi ve aşk yoktu. Gözünün önünede bir anlığına da olsa platonik aşkı Emir canlandı. Nasıl sevmişti onu? Kantinde kalbi pır pır atardı onu görünce. Açılamamış daha doğrusu açılmaktan korkmuştu. Amansız düşüncelerini kenara bırakarak kapıdaki kapalı yazısını açık diye çevirdi. Saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırıp kamerasını inceleyip bakımını yaptı.

İçeriye alelacele dalan adam yüzünden epeyce ürktüm olarak havaya sıçradı. Parmaklarında iğreti duran sigarasını derince içine çekip üfledi erkek. İzmaritini kapının biraz uzağına atarak ayağıyla söndürdü.

-Bayan bana bir vesikalık çekermisin?

GÜLÜMSE BANAWhere stories live. Discover now