0.0

650 20 2
                                    

Sıkıcı bir coğrafya dersinin ardından kafamı sırama gömüp Ada'nın beni dürtüklemesini görmezden gelmeye çalışıyordum. Bu biraz zordu çünkü 4 yıl boyunca gitar çalan parmakların size batmasını istemezdiniz.

"Deriin! Derin, hadi kalk kantine gidelim. Hava al biraz bak, oksijensizlikten düşüp kalmanı istemiyorum sonra cenaze masrafları üstüme kalacak, İngiltere için biriktirdiğim o az buz param da tabutuna gidecek. Kalk hadi kalk!" diye çığırdı beni çekiştirirken.

"Gençlik yıllarım senin yüzünden çürüyüp gitti. Ömrümü yedin ömrümü! Yakında kırışıklıklarım çıkacak." dedim isyan ederek.

Ada yüzüne çocuklara şeker verip kaçıran adamın gülümsemesini takarak konuştu. "Ama sana kahve alacağım."

Işık hızıyla fırladım, "Tamam, hadi yürü canım arkadaşım. Bak az kaldı teneffüs bitecek şimdi!"

Klasik kol kola girme hareketimizi yapıp sınıftan dışarı çıktık. Lise 3. sınıf öğrencisi olmanıza rağmen bursluysanız etraftaki züppe sporcu çocukların ve boya tahtası kızların atmaya çalıştıkları o ezici bakışlardan kaçamazdınız. Her özel okulda olduğu gibi bizimkinde de burslu ve burssuz öğrenciler arasında ayrım vardı. Aslında bu ayrımı yaratan öğrencilerdi fakat Ada ve ben her zaman yaptığımız şeyi yapıp ya onları görmezden geliyor ya da delici bakışlar atıyorduk.

Bu konuda benden iyisi pek görülmemiştir, teşekkürler.

Bizim bu okula tam burslu olarak girebilmemizin sebebi muhteşem notlar değildi. Diğer okullardan farklı olarak öğrenciler yeteneklerine göre ayrılırdı: spor, müzik ve sanat. İsterseniz iki kolda birden bulunabilirdiniz. Benim lisanslı yüzücü olmam ve Ada'nın iyi derecedeki resim kabiliyeti bizi bu okula sokmak için yeterliydi.

Aşağı indiğimizde kantin çok kalabalıktı fakat bu Ada için bir sorun teşkil etmiyordu. Hiçbir varlık kantin sırasındaki Ada'yı geçebilecek kadar yetenekli değildi. Hatta kantinci teyze bile Ada'yı tanıyor saygı duyuyordu. Ada sırıtarak benden aşırdığı parayla bir adet çilekli Tofita, Ice Tea ve kahveyle geri döndü.

Ben de sırıtarak konuştum, "Yine hünerlerini görüyoruz."

Hiç duruşunu bozmadan saçını savurdu ve bahçeye doğru ilerledi. Arkasından gözlerimi devirerek onu takip ettim. Bahçeyi tam anlamıyla gözlemleyebileceğimiz gizli bankımıza yerleştik. Bahçe normalin aksine pek kalabalık değildi. Birkaç arkadaş grubu ve voleybol oynayan kızlar dışında fazla kimse yoktu. O sırada çimlere uzanmış olan kahverengi saçlı bir çocuk dikkatimi çekti, kulaklıkları takılıydı ve uyuyor gibi görünüyordu. Kasım ayının ürpertici soğuğuna rağmen tişört giymesine anlam veremedim. Küllü kahverengi saçları alnına karışık bir şekilde dökülüyordu.

Beklenmedik bir merakla Ada'ya döndüm.

"Şu çocuğu tanıyor musun?" diye sordum.

Ada gözlerini kısıp gösterdiğim tarafa baktı.

"Tanıdık geliyor ama bir fikrim yok. Bizim dönemde sanırım." dedi umursamazca.

Dudaklarımı büzerek tekrar o tarafa dönünce, Ada bunu fark etti ve o iğrenç sırıtmasını atarak göz kırptı. "Ne ayak?"

Ben ona klasik kes sesini bakışımı attığım sırada elindeki Ice Tea'sini vakumlamakla meşguldü. Tekrardan onun olduğu yöne döndüm. Yüzünde gülümseme olmamasına rağmen huzurlu bir ifadesi vardı. İçimden böyle umursamaz olmayı diledim. Saatin kaç olduğuna bakmadan, kimseyi görmeden, hava ne kadar soğuk olursa olsun tişörtle gezebilecek kadar umursamaz. Hatta bir an o kadar çok istedim ki; ani bir hareketle yanına gitmek hiç olmadığı kadar cazip geldi gözüme. Sanki duygularımı hissetmiş gibi gözlerini açtı ve doğrudan, hiçbir yere sapmadan gözlerimin içine baktı. Griye kayan gözleri içimi okuyor gibiydi. O birkaç saniye içimi dolduran panik duygusu ve soğuk rüzgarın etkisi beni titretirken Ada'nın kısık sesini duydum.

"Onun kim olduğunu biliyorum. Adı Rüzgar. Rüzgar Saygıner."



Merhabaaaa, sevgili Connected 2 U benim ilk hikayem olmak üzere karşınızda. Her ne kadar bu koyu yazılmış yazıları okumak eğlenceli olmasa da skdksjdks hikayeyi beğenip beğenmediğinize dair yorum yaparsanız -ve tabi ki vote olayı da var- çok çok mutlu olurum. Çok sevgiler, umarım güzel bir yaz tatili geçirmişsinizdir. :')

CONNECTED 2 UHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin