0.5

162 14 1
                                    


"We all have one foot in a fairytale, and the other in the abyss."

                                                                                                    Paulo Coelho

***

3 yıl sonra

"O aptal partide tam o anda spot ışıkları yüzünde eşsiz bir şekilde dans ediyordu ve ben o akşam ona cevap verebilecek kadar aklı başında olmamama rağmen ilk defa tam anlamıyla ayık hissettim kendimi. Bana söylediği şeyin iltifattan öte olduğunun da farkında değildim belki, yine de normal hatıralarımdan bile daha canlı geliyor geriye bakınca." dedim ayağımı kumlara daha çok gömerek. Gözlerim düzensiz dalgaların hareketlerini kaçırmaksızın izliyordu. Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım.

"Ne kadar farklı," dedi acıyla gülerek. "O gece bana kendi yok oluşumun başlangıcından başka hiçbir şeyi anımsatamıyor."

***

Derin 13 yaşında iken

Gözlerim sınıfa girer girmez gözlüklü sıra arkadaşımı buldu. Elindeki kütüphaneden büyük ihtimalle yeni almış olduğu kitabın adını miyop gözlerim okumakta güçlük çekti. Hızlı adımlarla yanına gidip çantamı sandalyenin arkasına astıktan sonra gülümseyerek oturdum hemen. Genç Werther'in Acıları.

"Bu kitap bu yaşımız için ağır sayılmaz mı, Doğukan?" dedim en küçük bir ilgisi için heyecanla beklerken.

Başka bir şey mi deseydim, ay kesin çok saçma oldu, kendimi iyice aptal yerine koyuyorum-

Yeşil mavi karışımı gözlerinin beni bulmasıyla yargılar iç sesimin yerini panikle uçuşan kelebekler aldı. Ah, ne baş döndürücüydü o gözler.

Yüzünde hafif bir özgüven ifadesiyle gülümsedi. Bu tabi ki de küçük kalbimin küt küt atmasına sebep olmuştu, siz ne sandınız? "Kitabı anlayabildiğin sürece, yaşın bir önemi yoktur, Derin."

"Anlayabiliyorsun yani?" diye sordum ben de gülerek. Benimle dalga geçmemesine bayılıyordum.

"Sana bir sır vermemi ister misin?" diye sordu gülümseyerek. Gözleri her zamankinden daha parlaktı.

"Evet, lütfen." dedim merakla. Ağzım sırıtmaktan yanaklarımı delecek gibiydi. Bir an bunu fiziksel olarak gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini sorguladım.

Tam bu anda yanaklarımın parçalanması olacak iş değildi!

"Karakterleri kendi tanıdığın insanlarla eşleştirirsen daha güzel anlayabilirsin. Mesela benim için ben Werther'im."

Ellerim heyecandan terlemeye başlamıştı, ben bu çocuğu her gün görüyordum yahu! Her seferinde böyle olacaktıysa işimiz işti.

"Peki ya Lotte?" diye sordum hemen. O anki hislerimi anlatacak bir paragraf yoktur herhalde. Kendimi peri masalının ana karakteri gibi hissetmekten alıkoyamıyordum, inanın ne arada aklıma geldi bilmiyorum evlenmeyi düşünür olmuştum. Eh, yüzüğün güzel olması da şarttı tabi ki.

Güzel gözleri bir an dalar gibi oldu. "Senin çok iyi tanıdığın biri."

Ah be Doğukan, kanatlarım olsaydı da ikimizi buradan alıp götürseydim. Belki böyle olursa kalbim kendine gelip uçmaya yoğunlaşabilirdi, en azından can güvenliğim olurdu canım.

CONNECTED 2 UHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin