30. Bölüm

5.7K 266 11
                                    


Çok sıcak olmuştu üstümdeki pikeyi atmaya çalışmıştım ama onu da atamamıştım niye bu kadar ağırdı ya? Debelendim resmen karabasan falan mı çökmüştü ya bu neydi böyle? Nihayet gözlerimi açabildiğimde önce hayal sandım ama görüntünün netleşmesiyle şaşırmam bir olmuştu. İçime küçük bir sancı hücum ederken derin bir nefes aldım.

Mihca buradaydı, yanımda. Belime doğru uzanmış eline dağılmış saçlarına baktım öylece. Ne zaman gelmişti, niye gelmişti? Çok özlemiş olmam yaptığı şeyleri hafifletmiyordu, pekala uzaklaşmalıydım yoksa ona sarılmam kaçınılmaz olacaktı. Yaptığı her bokluğa rağmen hala onu seviyor olmam da kendime kızmama neden oluyordu işte.

Mihca hem acıtıyordu, hem sevindiriyor, ağlatıyor ama yara bandı da oluyordu. Dışardan çok mantıklı gelmediğini biliyordum ama aşk böyle mantık dışı bir olaydı. Yoksa kim kendini birine bağlardı değil mi, hangi insan diğerinin bir sözü ile mutlu olmayı seçerdi?

Elim saçlarına gitmek için havalansa da aynı hızla geri indi. Bir kez daha pişman olamazdım. Önce ayağa kalkmak için harekete geçsem de ilk ondan kurtulamadım, daha sonra tekrar denedim evet işte olmuştu. Gözlerime dolan yaşları elimle geri ittim.

''Gitme daha fazla.'' dedi boğuk çıkan sesi arkamdan geliyordu. Derin bir nefes alıp ona doğru döndüm.

''Burada ne işin var, neden kızlar burada değil?'' soğuk çıkmasını umduğum sesim biraz titrekti. Yatakta doğrulup sonra ayağa kalktı.

''Çünkü ben öyle istedim, artık özlemim arsızlaşıyor Asya!''

''Sen benim için kolay mı sanıyorsun gerçekten, seni gördüğümde gözümün önüne o kızın gelmesi ne kadar canımı yakıyor haberin var mı Mihca? Beni hiç anlamıyorsun, artık odamdan çık lütfen.''

Bana yaklaştı. ''Dur artık.'' dedim. ''Neden?'' dedi hala yaklaşırken. ''İstemiyorum.'' aslında deli gibi istiyordum. ''Ben istiyorum.''

''Mihca oyun mu oynuyorsun?'' aramızda çok az mesafe kalınca durdu.

''Neden isteyerek yapmadığım bir şey yüzünden bu kadar cezalandırılıyorum Asya, anlamıyor musun? Kendimde bile değildim o haldeyken bile aklımda sadece sen vardın belki de senin yüzünü görd..''

''İğrenç, beni bile ayıramıyor musun?'' dedim lafını keserek. Ellerini saçlarının arasından geçirdi. Sinirliydi. Yanından geçerken kolumu sertçe tuttu belki de moraracaktı az sonra. Bir saniye bekledikten sonra beni duvara yasladı.

''Aklımda, fikrimde seninle dolu! Hata ettim, kırdım biliyorum ama telafi edeceğim affet artık.'' dedi. Af dilerken bile sinirliydi.

Tam konuşacakken sözümü kesti. ''Benden uzak olmana dayanamıyorum, prenses.'' dedi tam biraz daha yaklaşıp dudaklarıma eğilecekti ki kafamı çevirip kolunun altından çıktım. Benim biraz zamana ihtiyacım vardı.

''Çık lütfen yalnız kalmak istiyorum.'' kapıyı açmıştım.

Biraz durdu daha sonra yanıma geldi. ''Seni asla bırakmam.'' dedi alnımı öpüp odadan çıkarken.

İçimi eritiyordu resmen. Nasıl dayandığımı bile bilemiyordum şu günlerde ama ona uzaktım. Bir insanı hatalarına rağmen sevebilirdiniz ama bu hatalarını göz ardı edeceğiniz anlamına gelmezdi.

Herkes bir bedel öderdi, siz hala sevdiğiniz için o ise yaptığı hatanın bedelini. Ödettirir miydiniz ya da gerçekten akıllanır mı elbette bilemezdik fakat ona olan tavrınız ve size gösterilen tavır bir sonuca varmanıza en büyük etken olurdu.

KAL ya da GİT (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now