11.Bölüm

18.4K 1K 36
                                    

 Yeniden merhaba :) Güzel bir gün geçiriyorsunuzdur umarım. Mutluluk ve güzellikler sizlerle olsun. :) Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin hikayenin gidişatı hakkında ve mümkünse hissettikleriniz hakkında. Oylarınız ve yorumlarınızı görmek tüm emeklerime değiyor. Keyifli okumalar. :)



11.Bölüm

Bazı yaralar sadece vardır , nedenini bilemezsin. Yerini bilirsin..

Kanar , kanar...kanar...

Kerim ilk defa çaresiz olduğunu hissetti. İlk defa çaresizliği için ağlamak... Olduğu yere çökmemek için son gücüyle dışarı çıktı hızlı adımlarla. Yutkunamıyordu. Boğazında ki düğümler artıyor , artıyor ve giderek ciğerleri patlayacakmış gibi ağırlaşıyordu.

Acı hafif kalırdı hissettiklerinin yanında , bu acıdan fazlasıydı. Nasıl baş edeceğini bilmediği bir duyguydu. Kaybetme korkusu ... Bir daha mavi yeşil gözleriyle buluşacak mıydı gözleri, o minik bedeni , o doyamadığı bahar kokusunu ciğerlerine çekebilecek miydi? Tüm bu sorular deli gibi beyninde dönüyordu. Ama en acıyan ruhuydu. Ne kalbi ne bedeniydi acıyan , kanayan en çok acı ruhundaydı.

Onu koruyamamıştı. Onu almışlardı Kerim'den. Ağlamak istiyordu , ama ağlamak balına ne fayda sağlayacaktı ki ? Dışarı çıkar çıkmaz dizleri tutmadı , yere düşüşü kendini uzaktan izler gibi izledi. Bu küçük kadın ne ara bu kadar içine işlemişti.Ne ara yangını olmuş , ne ara yangını küle çeviren olmuştu.

Gözlerini kapattı. Gözlerini kapatınca insan karanlığa hapsolurdu ama Kerim yine o mavi yeşillere hapsoldu. Bazen çocuk gözlerle bakan ,bazen hayatında gördüğü en tutkulu dişi gibi bakan... Bazen dolu dolu parlayan gözlerle, bazen sevinçle bakıp ona olan aşkını her seferinde daha da artıran bir masumlukla bakan gözler.

Omzunda bir el hissedince istemesede gözlerini araladı. Dostum dediği adam ona bakıyordu koyu gözlerle. Bu hayatta onu anlayabilecek şuanda tek insan kuzeniydi. Aralarında iki yaş vardı. O sahip olmadığı kardeşti , ağabeydi. Tek çocuktu Kerim , ama Toprak'la hiçbir zaman kuzen gibi olmamışlardı. O sahip olabileceği tek kardeşti. Erkekler büyürken babası gibi olmak isterdi ama Kerim hep Toprak gibi olmak istemişti.

Toprak onun olmak istediği adamdı. Sağlam , şefkatli , adam gibi adam...

Yüzünü tutan küçük ellerle kendine gelmeye çalıştı. Yağmur'un ona bakarken yuttuğu hıçkırıkları sesli olmaya başlarken ölmek istedi. Balını koruyamadığı için... Onu kötülüklerden koruyamadığı için...

Yağmur ona sarılırken elleri iki yana düşmüş yumruk olmuştu. ''Merkeze gitmeliyiz Kerim, çocuklar çoktan adreslerini aramaya başladı. Ama adamın o kadar salak olduğun sanmıyorum. Sonuçta bir istihbaratçının evleneceği kızı kaçıracak kadar gözünü karartmışsa önlemlerini almıştır. Sokağa bakan kameraların görüntülerini , tüm semti hackledi bile Ela... İzin alacak zamanımız yok. Hadi..Sana ayaktayken ihtiyacım var. En çokta Sevde'nin..''

Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu Kerim , masasına nasıl gelip oturduğunu bile bilmiyordu. İçinde bir orman yangını vardı. Deli balının ondan alınmasıyla başlayan , yakan , yok eden bir yangın. Önüne kimi koyarsan yakıp kül edecek bir yangın...

Başını kaldırıp önünde duran gölgeye baktı. Zeynep'le göz göze gelmek beklediği şey değildi. Oflamak istedi ona bile ne gücü vardı ne de içinden geliyordu. Bakışlarını tam Zeynep'ten çekecekken karşısındaki kız bir şeyler geveledi. Kerim duyularını açmak istiyordu , tepki vermek ama en çokda algılamak istiyordu ama kalp yangını engelliyordu.

Bir Aşk Masalı (Devlerin Aşkı- II)Where stories live. Discover now