Bölüm 30 Beni dinlemek zorundasın!

279 73 19
                                    

"Bir yanda kahvem bir yanda sevdiğim kız. Başka ne ister ki bir insan?"

"Sağlık iste canım sen. Önemlidir sağlık. "

Azıcık batırmaya başlamıştı. "Canım" dan sonra birazcık heyecana kapılıp kekelemeye başlamıştı.

"Canım... Güzelmiş. Teşekkür ederim 'Canın' olmama izin verdiğin için."

"Lafın gelişiydi o. Canım falan değilsin yani."

"Emin ol. Bir gün o da olacak."

Arka masadan kalkan kumral saçlı, uzun boylu ve birazcık fitne ficur tipli kız yanımıza doğru geliyordu. Alara'nın arkasından omzuna dokunup "Oo, hayırlı olsun." Diyerek ağız yoklamaya çalışan kız kadar kimse itici olamazdı.

"Ortada bir şey yok. Ne var ki hayırlı olacak?"

"Karşındaki yakışıklıyı diyorum. Eniştemiz iyiymiş."

"Derya hiç değişmemişsin kızım sen."

"Sen beni boşver. Şu telefonuna ulaşalım artık. Aç artık da eniştemizi çekiştiririz."

Bu kıza ne kadar sinir olsam da doğru konuşuyordu. Gözlerimle etkileyici bakış yaparak bakıyordum Alara'ya. Bir sinirle ellerini masaya vurarak kalkıp Deniz denen fitne ficur kızın üzerine doğru yönlenerek "Benden sana dedikodu yok. Git başka insanlarda ara." diyerek kovarcasına kıza bağırdı. Kız ise söylenerek masasına doğru yöneldi.

"Ne boş boş bakıyorsun bana?"

"Eniştenizi ne zaman çekiştireceksiniz?"

"Konuyu kapatalım."

Ne kadar agresif olsa da utangaçtı. Başını sağa sola doğru döndürerek bakınmaya başlamıştı. En sonunda kahvemiz bitince hastaneye gitmemiz gerektiğini hatırlatıp kalktı. Bende kalkmak zorunda kalmıştım. Mağaza vitrinlerine bakınarak garaja doğru ilerliyorduk. Karşıdan gelen kadın bizi çok inceliyordu. AVM de bir çığlık sesi duyuldu ardından ise bir ses.

"KIZIM!"

(Alara'nın anlatımı)

Hayatımda her şey çok normalmiş gibi birde karşıma annem çıkmıştı. Yanında babamdan vazgeçebilecek kadar sevdiği kocası vardı. Ne kadar güzel değil mi? Başkalarının babası gibi yanında kendi babam yok. Yanında ne olduğu bilinmez sadece sap gibi duran bir adam... Birde bu yaştan sonra baba dememi bekliyorlar ya. Şu an utanmasam yeri öptürürdüm fakat biraz kibar gözükmem gerekirdi. Ama kibar olamayacak bir bünyeye sahip olduğumu da unutmayalım. Kafamı çevirip ilerlemeye başladım. Arkamdan yankılanan sesler canımı yakıyordu. Kolumdan tutup önüme çıkan kişi annem olmuştu.

"Kızım dur. Sarılayım sana."

"Git! Kocana sarıl. "

"Kızım! Hiçbir şeyi bilmiyorsun. Sana sarılmama izin ver."

"Alara kim ki zaten? Kimse hakkında bir şey bilmiyorum. Her şey tesadüfen çıkar karşıma. Ama elbet bu da çıkar. Şimdi git!"

O anlık sinirimle Baran'a koşup sarılmıştım. Göğsüne başımı yaslayıp huzur arıyordum. O koruyucu elleriyle gövdemi sarıp kendine çekmişti. Ağlarken yanağımda küçük bir öpücük hissetmiştim. Eğer 10 dakika önceki ben olsaydı Baran'ın karşısında kesinlikle söverdim fakat şu an bunu umursamıyordum bile. Sarıldım iyice. Ben sarıldıkça o da sarılıyordu. Ağlamamalıydım. Sildim gözyaşlarımı. Kurutmalıyım içimde gözyaşlarımı. Sessizce fısıldadım kulağına "Beni sev. Bu iyiliğinin karşılığını alacaksın. " Şaşırmış olmalıydı. Gözlerini belerterek baktı. Sonra konuşmaya başladı. "Ben sana 2 sene önce kalbimi kaptırdım zaten."

SIRRIMA AŞIK OLUR MUSUN?  #Wattys2016Where stories live. Discover now