Burun vakası ve maç 🌞

5.8K 360 48
                                    

🎶 Ed Sheeran - Shivers

~Biliyorsun beni parçalara ayırabilirsin,
Beni geri toplayıp kalbimi alabileceğini ve
Bu kadar çok sevebileceğimi hiç düşünmemiştim~

"Bırak!" diye bağırdı milyonuncu kez Güneş. Buna rağmen onu umursamayarak yeniden bedenini çekiştirmeye devam ettim. Ayağındaki topuklularla yalpalayıp durmasına rağmen sıkıca tuttuğum bileğini kurtarmaya çalışmaktan inatla vazgeçmemişti. Cebimdeki anahtarla kapıyı açıp onu içeriye doğru savurdum ama sonra düşmesinden korkarak bileğini tekrar yakalamıştım.

"Neler oluyor?!" dedi Ulaş panik sesiyle ben kapıyı kapatırken yanımıza gelerek. Davetten annemi de alıp alelacele çıkmıştım çünkü daha fazla kalmam kimse için iyi olmazdı. O yapmacık para köpeklerine dayanamıyordum. Doğa denen ibne de yarama tuz basınca ortam daha da çekilmez olmuştu. Neyseki annem sorun çıkarmamıştı. Onu şoförle eve gönderip Güneş'le birlikte taksiye binmiştim.

"Aman Allah'ım sen kimsin ve Güneş'e ne yaptın!?" diye büyülenmiş gözlerle Güneş'e bakarak konuştu Ulaş. Ben gereksiz repliğine gözlerimi devirirken Yavru Kedim gülmüştü ama tekrar bileğini tutup odaya doğru ilerlemeye başlayınca cadı haline bürünüp hızlıca 'bırak beni' moduna geçti.

"Kardeşim biz odada olacağız. Rahatsız etmezsen sevinirim," diye arkamızda kalan Ulaş'a bağırdım.

"Ne demek odada olacaksınız. Hadi canım!" Ulaş'ın abartılı bir şekilde şaskın sesi gülmeme neden olmuştu. Yanlış anlamıştı zevzek. Güneş her ne kadar arkamızdaki Ulaş'a beni kurtar bakışları atsa da onu odaya sokabilmeyi başarabilmişim. Elimden kurtulduğu gibi ayaklarını yere vura vura ilerleyip kollarını birbirine bağlayarak yatağıma oturdu. Yüzümdeki gülümsemeyi azaltamadan odadaki büyük dolabın kapaklarını açıp Güneş ve kendim için bir şeyler çıkardım. Ben yine geceliklerimle o ise baksırımla yatacaktı. Çıkardığım kıyafetlerden bana ait olanları kolumun altına alıp Güneş için çıkardığım baksır ve tişörtü bilerek yüzüne gelecek şekilde ona fırlattım.

"Banyo olacağım!" dedi, yüzüne attığım kıyafetleri hırçın bir şekilde tutup yatağa atarak.

"Bana uyar Yavru Kedi. Hazır olunca seslenmen yeterli," deyip göz kırptıktan sonra kapıya doğru ilerledim. Kapıdan çıkarken dediklerimi ağzını oynatarak komik bir şekilde tekrar ettiğini ve dil çıkardığını tabii ki görmüştüm. Dengesiz püsküllü bela...

~~

Ulaş'a ve yeni gelen Boğaç'a olanları anlatırken ikiside fazlasıyla eğlenmiş ve benimle gurur duymuşlardı. Onlarda tıpkı benim gibi Doğa denen çöp konteynerından hoşlanmamıştı. Üstelik görmemelerine rağmen... Uzun bir süre onlarla oturup konuşmuştum. Konu gerçeklere geldiğindeyse bütün neşem kaçtı. Oysaki birkaç saatliğine içinde olduğum durumu unutmak iyi gelmişti. Kafamda kurup durduğum bir takım şeyler vardı ve sıra o şeylere gelene kadar sessiz kalmaya devam edecektim...

Güneş'in beni çağırmayacağından emin olduğum için çocukları bırakıp yukarıya çıkmıştım. Odaya girdiğimde tam da tahmin ettiğim gibi mışıl mışıl uyuyordu. Gece lambasını açıp yanına gittim ve üzerindeki pikeyi yavaşça kaldırdım. Verdiklerimi giymiş olması gülümsememi sağlarken her şeye iç çekip yanına yerleşmiş ve sırtı bana dönük olan huzuruma sarılarak kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

Güneş'ten


Hissediyorum.

Aras şu an uyanık ve beni izliyor.

🌞 GERİZELLAM🌙Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora