0.3

194 15 11
                                    

Bir kadının haklı olmaktan anladığı şey tüm suçun onda olmamasıdır. - Sophie Arnould

sözün de anlatılan kadın kavramı kadar boş hissederken kendimi ,Aynada kendime son bir kez baktım. Normalde elbise giymeyen ben için bir farklılık yaparak beyaz boydan ince askılı sadece bir elbise giymiş başıma ise Hande'nin zoru ile çiçek tacı takmıştım. Defalarca silip tekrardan yaptığım ve en sonunda sadece bir göz kaleminde karar kıldığım makyajıma baktım. Aslında aynada kendime bakıyordum ama kendimi görmüyor gibiydim. Nasıl anlatsam? Gözümün önüne düşen yansıma dün geceye aitti bu güne değil.

Hande arkamdan sarılıp beni sağa sola sallamaya başladığın da gözümün önünden görüntü yavaş yavaş kayboldu. Kıvırcık saçlarını yaptığı dağınık topuz ve giydiği mini elbiseye bakarak "Doğum günü kızından daha mı abartılı oldum sence ?" diye sordu, bütün gün bana 'Doğum Günü Kızı' dediği için artık buna alışmıştım ve üzerinde durmadan "Zaten benim doğum günümü değil 1Mayıs'ı kutlamaya gidiyoruz" dedim gülümsemeye çalışarak . "Biliyorum... biliyorum . Dün gece için kesinlikle yanına gelecek biliyorsun değil mi?" "Kimi kast ediyorsun?" diyerek karşılık verdim ve uzanıp telefonumun şarjının dolu olduğundan emin olarak kutsal fişten ayırdım. Kafamın dolu olduğunun farkındaydım ama şimdi bu farkındalığı Handeye de yaşatmıştım. Aynaya bakıp topuzunu düzeltirken duraksadı ve arkasını dönerek "Tabii ki ondan bahsediyorum." Dedi ama sesi anlayamayan birine anlatmayı dener gibi tane taneydi. Ardından ben cevap vermedim Hande ise son sürat devam etti.

Hande'nin konuşmasını seviyordum ama bazen o kadar çok konuşuyordu ki olduğumuz yerin bile farkında olamayacak kadar uyuşuyordu beynim. Tıpkı şu anda olduğu gibi. Karşımız da yükselen ateşe baktım. Ateşin üzerinde atlayan şortlu kızlar sanki hiç üşümüyor gibiydiler. Oysa ki ben elbisemin üzerine kot ceket almıştım.

Gözüm etrafı tararken Oğulcan'ı gördüm o da benim yaptığım şeyi yapıyordu ve gözleri beni bulunca durdu ve ardından güzel yüzünü aydınlatan gülümsemeyi sundu bana. Gariptir ki gülümseyişi bu kadar güzelken fotoğraflarda gülümsemekten kaçınıyordu.

Üzerine giydiği gözlerimle aynı renk olan yeşil gömleği o ayağa kalktığında kaslarını gözler önüne serecek şekilde bedenine yapışmıştı.

Altına giydiği kot pantolon ise başka bir insan da duramayacak kadar güzel duruyordu. Nefesimi kesiyordu. Aşkın tanımını kırmızıdan kahveye çeviriyordu. Bu arada onun yanıma geldiğini bile fark etmemiştim.

Dün gece ona sinirli olduğumdan ve benimle fazla iletişime geçmemesinden dolayı onun etkisi altında kalmadığımı anlıyordum çünkü şu anda o buraya gelirken ;ellerimin üst yüzeyi buz tutmuştu ama avuç içlerim terliyordu. Yanaklarımın kızardığına emindim ve istemsiz gülümsüyordum.Gözlerimi gözlerinden ayırmam imkansızdı sadece o gözler bana baktığı için bile ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum.

Sonunda yanıma geldi.

Hande ortadan kayboldu ve giderken suratında adlandıramadığım bir gülümseme vardı.

Tek eli cebinde iken dikkatimi çeken şey gömleğinin üzerinden açık kalan kısım göğsündeki dövmeyi gösteriyordu.

Sadece gözlerine odaklanıp sakin olmaya çalıştım ama o benim bütün sakinliğimi bozmaya niyetli gibi "Biraz yürüyelim mi?" diye sordu.

AMAZON  ☽☾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin