Parti.

258 20 4
                                    

Yazdan;
Her sabah olduğu gibi bu sabahta annemin ve hırçın kardeşimin kavga sesleriyle uyanmak beni şaşırtmadı .
Gözlerimi kapatıp tekrar yattım belki susarlar diye ama saniyler geçmeden tekrar başladılar büyük ihtimalle ege yine birseyler yapmıştı ki annem bu kadar cirlasin. Kalkıp hemen banyoya gidip soğuk bir duş almayı düşünüyordum ki banyo ya adımı atıgım anda çırlamam bire bir oldu. Ve hemen salonu koştum. Tabi ki anneme destek cikicaktim ama egeyide şişlicektim. Hemen benj görünce anneme sarılıp yine yağıcilik yapıp annemi öpüp "tamam annecim Özür dilerim bende seni çok seviyorum hemen çıkmam lazım" dedi ve hemen kapıdan dışarıya çıktı. Bu elimden kaçış nedeni olamazdı. ANNEM hemen biricik oğlunu savunmaya geçti. Onun sözlerini dinlemeden bir hisimla egenin odasına girdim ve yüzümde pis bir Sırıtış oluştu ve direk bana yaptığı ihanetin bedelini odicekti ve bunu en değerli voleybol madalyalarini tek tek al kattki Huriye teyzenlerin camına atıp kaçtım ve hemen kendi odamdaki pencereye gidip kafamı sarkıtıp haberim yokmuş gibi esnemeye başladım. Huriye teyze yi soylenirken görünce sanada Günaydın Huriye teyzecigim dedim. Bana kaslarını kaldırıp sanki 40 yıllık dusmaniymisim gibi bir bakış attı. Hemen "sizin o ise yaramaz oğlunuzu bu sefer kimse elimden alamaz" dedi. Bilmiyormuş gibi yapıp " aaaa yine ne yaptı ege ayıp oluyor ama hayriye teyzr" "daha ne yapsın hayırsız kız camımı kırdı sizin yaramaz velit" kafamı onaylarcasına salladım ve gulmemek için yanağımı ısirdim. İçeriye girip hemen kahkahalar atmaya başladım kendimi yerlere aticak tim ki sonra banyomun son hali aklıma geldiği gibi egeye söylenmeye başladım partiye bir saat kalmıştı ve ben daha duş almamistim ustelik giyicek kiyafet bile hazirlamadim hemen benim taka telefonu bulup rehberi açıp surtuk diye aramaya başladım buldugumda hemen mesaj göndere basıp "hemen bize gel pis surtuk sana ihtiyacım var" yazıp hemen bir koşu banyoya girdim ve aynanın karşısına geçip aynada yazan "maymun yaz aynada gotunu gördü" bunu okudukça egenin odasını bombalamak geliyordu içimden ama aynı evde olduğumuz için banada zarar gelir diyip hemen bu düşünceden vaz geçip aynaya şu tutup hemen bol tisortumu ve altimdaki kısacık sortumu cikartip sacimin topuzunu açıp suyu ayarlayıp altına girdim. Ve işte hayat buydu rahatlik veriyordu bana hiç birşey düşünmüyorum bu haldeyken kendimi Robert le hayal ediyordumki tam sarılma sahnesine kapının zili kulağıma geldi. Selin olmalıydı bu simdi iki saat bana soylenirdi hemen bornozu üstüme alıp kurutma makinasın açıp saçlarımı kurutmaya başladım. Odaya selin girdiğinde hemen herzamanki yinemi boylesin yaz bakışını atıp yatağa elindekileri bıraktı. Akşam ki partiye oda geliyordu zaten ben ona gel dediysem ve bunu az bir zaman kala soylediysem o anlamış olucakti ki kiyafet lerinden birazcik getirmişti. Aslında ne getirdiğiniz değil daha çok ona dikkat etmiştim. Uzun pürüzsüz bacakları elanın yakın tonları gözlerini ortaya çıkaran bir makyaj omuzların dan biraz uzun olan kızılımsı saçları ve giydiği şu yeşili kısa göğüs dekoletli elbise ve altındaki gümüş rengi aykabisiyla tam bir taş hatun gibiydi onu sürerken saçlarımda kurumustu zaten. Çok heyecanlıyım çünkü akşam hoslandigim çocuk berk orda olucakti aslında onun partisi sayılırdı. Getirdiklerinin arasından en uzununu ve en koyusunu secmistim. Bu hareketime selin göz devirip hemen diğer kutudaki elbiseyi çıkarmıştı. Göğüs dekeoltesi olmayan bele kadar kremsi yeri vardı ve etek bölümünde biraz balon tarzı vardı siyah dantellerle karışık ti ama güzel uyumdu şerit şerit geçişleri vardı. Altinada ona uyacak kremsi bir topuklu çıkarttı elimede küçük pembe bir çanta çıkarttı. Ona bunları banami getirdin der gibi baktım. "Yaz artık kız olduğunu hatirlatmak isterim. Al şunları git ve giy çok az zamanımız kaldı daha bir sürü işimiz var." Şaşkın bir şekilde "bir sürü is?" Dedim. Herzamanki gibi kaslarını kaldırıp kollarını karnında bağlayıp ayaklariyla ritim tutu. Tamam dediklerini yapmazdim normalde ama suan yapmak zorundayım. Selin benim evden çıkış biletimdi geçen gün annemin porselen takımının birisini kırdım diye bana üç gün evden cikmama cezası vermişti. Annem demek porselen takımı demekti. Onlar onun göz bebegiydi. Tabi selinde gelip "kiraz teyze lütfen çıksın yanında ben olucam" fln demeseydi simdj depresyona girmiş bir şekilde yatakta cips yiyip defalarca Alaca karanlık izlerdim ve Edward bir kez daha aşık olup hayranlığımi goztermek için tekrar dolabima posterleri yapistirirdim. Aryik öyle değildi kendime gelip yatağın üzerindeki elbiseyi alıp banyoya girdim ve bornozu cikartip elbiseyi giydim tabi arada ki fermuari yüzünden tam giymiş sayılmazdim hemen çıkıp şekline arkami kapatirip yatağa oturup verdiği ayakabilari giymistim. Sonra ayağa kalkıp aynanın karşısına geçip kendimi iyice suzdum bu ben miydim anca yılda bir kez dugunlerde topuklu giyerdim. Selin gibi günlük olarak değil di tabiki yurumeyide fazla beceremezdim. Mavi gözlerim ve kumralimsi saçlarımı ortaya çıkaran bu elbiseyi sevmiştim. Selin hemen kolumdan tutup benj makyaj koltuğuna oturtup çekmeceler de birseyler aramaya başladı en üst cekmecede sadece parfüm tarak deodorant ve dudak parlaticilariyla sıradan kremler vardı. Selin eline denk geleni masaya koydu sanki hazmedemiyormus gibi bir halı vardı odadaki tüm çekmeceler baktı hata bi ara sudyenlerimin olduğu çekmece yi açıp en üste olan kırmızı dantelli sütyeni eline alıp "bi ara carparim, yada sürekli benim olur "diyip hemen getirdiği kutuya koydu. Ve bana doğru gelip masaya koyduklarıni gözüme sokar gibi eliyle gösterip " yaz gerçekten sana yuh bumu senin kizliktan anlayışın yani bir insanın bir rimel i bari olur" dediğimde ona bencilmis gibi bir bakış attım. Evet diğer kızlardan farklıydım fondoten kullanmama gerek yoktu yada diğerlerine sadece dudak parlaticisi bile beni güzel gösteriyordu ve bu bana yetiyordu. Selin anlamak istemezdi beni hiç bir zaman o yüzden bu huyunuda fazla takmayip onu kenara itirip dudagima parlaticiyi sürüp her yerine yaydim aslında sacimi açık bırakabilirdim ama bu elbisenin üstüne açık gitmez diye arkadan hafif bir şekilde topladım ve selinin pis pis baktığını gördüğümde "tamam hadi sürmek istediğin bir şey varsa sur" zaten bunu dememi beklermiş gibi hemen eyelineri çıkardı ve gözlerime baktı kaşımi kaldırıp Hayır komutu verip sade rimeli gosterdigimde oflayip aldı ve sürdü. Şimdi hazırdik. Selinin getirdiği pembe çantada Telefonumu kâtip birde parlaticimi koydum fazla büyük değildi zaten ikisinde zar zor sokmustum. Selinde salona geçip annemle vedalaştı ve "ben asagida kapıda bekliyorum" dedi. Anneme sarılıp tesekur ettim ve kapıdan çıktım ve merdivende ellerini baglayip ayarlarıyla ritim tutan seline baktım beni görür görmez beni tınlamayıp otobüse doğru yürüdü bende arkası dan yürümeye başladım duraga gelir gelmez otobüs gelmişti. Bindik ve tıklım tıklım doluydu seninle canımızı zor kurtardık. Geldiğimiz de indik ve yürümeye başladık büyük bir oteldi parti havuz kenarında olucakti kapıya geldiğimizde görevli parti için geldiyse niz bu taraftan diyerek bize eliyle yön gösterdi. İçeriye girdiğimizde saray yavrusuydu sanki. Selin hemen "gel yaz bi selfie yapalim" dide ve telefonunu cikartip restrica yi açıp çekmeye başladı gülümsedi gulumsedik ve burdada bir ayimiz oldu. Sonra selin "beni boydan çekte hava olsun dedi " çektim nerdeyse 50 tane foto çektim görevde bizi buraya partiye değilde foto çekilmeye gelmiş görmemiş ler zannedicekti oylede olmuştur kesin hemen bana bakıp "tamam hadi sende geç seni de çekerim dedi " "hiç fena olmaz " diyip Sırıttim hemen çektiği fotoğrafa baktın boydan çekmişti beni siyah ojelrim ve arkadaki çiçek ler fotoya ayrı bir hava katmıştı. Sonra yürüdük ve havuz başına geldik. Etrafta gözümü gezdirdim neredeyse bizim okul burdaydi . Aslında bir ara seline tesekur etmeliyim. Beni böyle giyindirmesi iyi olmuştu çünkü burdaki kızlar resmen taş gibilerdi. Berk beni görünce hemen geldi. Ona karşı olan hislerimi biliyordu ama bana bir adım atmiyordu. İlk selini öpüp "hoşgeldiniz hanımefendi" selin "hosbulduk berkcigim " dedi ve siritti. Bana döndü ve elimi öpüp "hoşgeldin prenses " dedi "Kibarlık sana yakışmadı kendine gel :D" hemn düzeldi "kızlar hoşgeldiniz :D hadi gelin söyle geçelim " ikimizin ortasına girip yürümeye başladık. Zaman baya geçmişti az kişi kalmıştık. Karşı tarafta berkin düşmanı olan havalı bir gurup vardı. yigitiin gurubu vardı. Aslında berk olmasaydı yiğit fazla çekiciydi. Berk komik birsey anlatiginda kahkahalar attık "Senin allah belanı versin!" Herkez şaşkınlıkla kıza döndü. Aglamktan rimeli akmis saçları dağılmış sarışın kızın birisiydi. Bizim masaya doğru hızlı adımlarla gelme ye başladı berk berk hemen "Başak beni dinle sandığın gibi degil " hemen kendini savunmaya almıştı herkesden çok ben saskindim. Bu Bakım kimdi ve berk pismanmis gibi açıklama yapıyordu. Sevdiğim çocuktu o aslında sadece hoslandigim. Kız yanımda dikilip bana gözlerini dikti ve "biri yetmedimi berk ikinci ha üçüncüsü de gelir. Surtuk lerin onu arkası kesilmiyor. " diyip hem ağlayarak hemde alaycı bir şekilde söylemişti . Bi dakika bana surtuk demişti. Herkez toplanmisti ben hemen "sensin surtuk " diyip itirdim "ya oylemi" diyip pis pis Sırıtış attı. Vücudumu çarpan soğuk suyla kendime geldim. Bu kız beni havuza atmıştı. Selinin çığlıkları geliyordu "yardım edin ediniz yüzmeyi bilmiyor " sesler artık boguk boguk gelmeye başlamıştı nerdeyse bir dakika olucakti ve nefesim yetmiyordu ve düşünme yetenegimi kaybetmiştim . Çok batiyordum sonra suya atlama sesi duyduğumda algilayamadim bile sadece birisinin elini belimde hissetim yumşak narindi ve güven vermişti bana. Beni kendine çekti ve göğsüne çarptım sertti göğüsleri yoktu. Selin sanmıştım ama erkekti.

tutsak.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin