4.bölüm

86 7 0
                                    

gün boyunca selinin peşinden koştum. Onu neden tanımam lazımdı. Bana köle gibi davranıyordu bilerek çöplerini bile bana attırıyordu. Oysaki o çocuk niye gelip beni dinlesin ki. "artık yeter söyle" sabrım kalmamıştı. "biraz daha bekle yaz'cık" dedi ukala bir şekilde bir ara selinin makyaj çantasını çöpe atabilirdi. Hain planlarımı bir yere koyup eve gitmek için okul çıkışına doğru yürüdüm. kızın birisi bana çarpınca " yavaş olsana kızım" "bana mı dedin?" deyip kıza döndüm ve artist bir şekilde kaş göz yaptım kızda bana vücudunu döndürüp "evet" dedi biraz korkak biraz tedirgin sesiyle. Zaten seline baya dolmuştum demek ki şans bu kıza direk saçından tutum ve yere yatırdım yüzüne sayısızca tokat indirdim. bizi çoktan ayırmışlardı. işte bu hareketi yapmıyacaktın güzelim. Bana karşı işaret parmağını sallayıp görürsün der gibi ağzını oynattı " sen şimdi görürsün sürtük." dedim ve kızın üstüne tam atlıya cakken. O da neydi. havuza düştüğümde ki güven gelmişti bana bir an o kollar şuan beni tutuyordu. Yavaşça sakinleşip karnımdaki ellerden doğru kolu takip ettim. Gördüğüm manzara karşısında bayıla bilirdim. biraz sersemleyip ayaklarımla dengemi sağlayarak " sen o sun" dedim ellerini havalı bir şekilde cebine koyup "o kim?" diye soru yöneltti . neredeyse tüm okul bizi izliyordu. " sen beni havuzdan çıkardın biliyorum" " yalnış biliyorsun o zaman" dedi ve yanımdan hıp hızlı geçip gitti. tarif edemediğim bir kokusu vardı. Emindim o gece hissetiğim gibi hissetmiştim. arabasına binerken onu görmüştüm. hemen yerden çantaöı alıp koştum ve arabasına bindim. bana sen hayırdır dermiş gibi baktı. Bian kendimi zorla arabalara binen faişeler gibi hissetsemde bunu düşünmeyip ona döndüm ve " teşekür ederim" ney için dermişçesine salladı kafasını kafamı eğip tırnaklarım la oynarken"beni havuzdan kurtardığın için" küçük bir tebesüm

yaptım. dediklerimi sanki duuymuyomuş gibiydi. Gaza bastı "nereye gidiyoruz" " benim arabama bindiysen ve bunu benim zorumla değil kendi zorunla yaptıysan sesini çıkartmıcaksın cadı" cadı mı ? bana cadı demişti. ben daha kim olduğunu ne olduğunu bilmeden herzaman ki gibi düşünmeden hareket edip tanımadığım birisinin arabasına bindim ve bana bindiysen soru sorma ben zorlamadım dedi. Bizim sokakta ne işi vardı yuh. "sen benimi takip ediyorsun? bizim eve niye geldik? dedikten sonra bana ne saçmalıon dermiş gibi bir bakış attı. arabadan indi ve yürümeye başladı. Odundu galiba gelip kapımı açmadı. arabadan indim ve kapıyı hızla çarptım. Öyle bir dönüş yaptı ki sanki beni öldürcekmiş gibi üstüme doğru yürüdü. Hemen kapıyı açıp kontrol etti elini camın üzerinde gezdirip kontrol etti. Tek gözünü kapatıp camını iyice inceledi. Şu anlık öğrene bildiklerim ukala, havalı, gıcık, odun, öküz, yaptığının arkasında durmayan, birisiydi. "bak kızım arabama binme izin verdim ama o kapıyı böyle kapatamazsın." bana bağırmıştı galiba hiç sesimi çıkartmayıp peşine takıldım. Yok yok bu çocuk kesin beni takip etmişti. O da neydi hemen bizim alt kattaki iki yaşlı kişinin evinin önünde durduk "bunlar kim?" " babaannem ve dedem :))" evet şimdi bayıla bilirdim. Hemen merdivene koştum "napıyorsun kızım çıldırdın mı?" "yo hayır sadece evime gidiyorum" "evime?" "hemen üst kata biz taşındık" dedim ve zile bastı sonrada kollarını bağlayıp bana pis pis sırıtarak " o merdiven çok işe yaricak o zaman ;)" kapı açıldı ve içeriye girdi. Nrydi yani şimdi gece boyunca bu çoçuk alt kattamı olucaktı. Merdiveni ima etmişti. haberi vardı. ALLAH bilir kaç kıza sapıklık yapmıştı. hava kararmıştı zaten. Duşumu almıştım hemen üstüme bir şort onun üstünede beyaz bir askılı geçirdim ve pomponlu terliklerimi giydim ve balkon perceresini açyım. Deniz manzarasıydı ve bu manzarayı kapatn bir ağaç yada bina yoktu. Yıldızlar çok güzeldi, yatağım zaten hemen karşısına düşüyordu. Kalkıp dolabımı açtım ve sakladığım hazineler imden bir kaçını aldım ve yatağa attım kendimi cips mi açtım ve bir kaç tane de çikolata da açtıktan sonra elime tableti mi alıp kulaklığı mı taktım ve yabancı şarkılardan birisini açtım.

[Pessenger- let her go] Well you only need the light when it's burning low

Only miss the sun when it starts to snow
Only know you love her when you let her go
Only know you've been high when you're feeling low
Only hate the road when you're missing home
Only know you love her when you let her go
And you let her go

Staring at the bottom of your glass
Hoping one day you'll make a dream last
But dreams come slow and they go so fast
You see her when you close your eyes
Maybe one day you'll understand why
Everything you touch surely dies..

Balkona kadar çıkmıştım. Şarkı açıkken dans edip gözlerimi kapatıp söylemeyi çok seviyordum. Ayağım bir yere takılmıştı tam düşecektim ki bir kol belimden tutup benim düşmeme mi engelledi. Gözlerimi açtım çok yakınımdaydı gözlerinin kahverengisi açılmıştı ela ya çok yakındı, ay ışığı yüzünü pürüzsüz yapmıştı, gözlerini kapatım açarken bile kirpiklerine hayran olmuştum kıvrık ince saf kirpikleri vardı yüzü pürüzsüzdü dudaklarına söylicek söz bulamıyordum. Dağınık saçları ve gri tişörtü ile ölmeme sebep olabilirdi. Bu beni ikinci kurtarışı olmuştu. Kafamı çevirip yere baktım. Teşekür etmem lazımdı çünkü o tutmasaydı şimdik 4 katlı evden alsfat ta posterim olabilirdi. Yutkundum ve şaşkınlıkla sadece "yiğit!" diye bildim. evet artık tamamen emindim bu üçüncü hissedişimdi bana verdiği güven çok başkaydı. "Neden beni kurtarıyorsun?". Beni kurtaran Yiğit'i artık emindim. Peki ben niye hep zordayken o vardı...

tutsak.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin