Bölüm 54

5K 369 1
                                    

                  

Kız odaya girdiğinde Amelia kucağında Elizabeth' le birlikte oturuyordu. Temkinli adımlarla yaklaştı ve yanına oturdu. İkisi de birbirlerine bakıyor, tek kelime etmiyorlardı. Odaya hâkim olan bu ağır sessizlik de uzadıkça uzuyordu. Bunun Amelia için hiçbir sakıncası yoktu fakat Beatrice yerinde kımıldanmaya başlamıştı.

   "Amelia, bunu neden yaptın?" Beatrice' in sesi bir fısıltıdan farksızdı.

  Genç kadın şöyle bir durup onu süzdü, sonra kaşlarını çatıp "Ben yalan söylemiyorum, Beatrice. Elizabeth' i ve beni öldürmeye çalışanın o olduğundan eminim." dedi, sesi şaşılacak derecede duygusuz ve kararlı çıkmıştı.

  Beatrice ona biraz daha yaklaştı. "Gerçekten emin misin, yani..." derken Amelia sözünü kesti ve "Evet, Beatrice. Gerçekten eminim. Kastettiğin gibi bir şeyi yapacak kadar cani bir insan değilim. Lütfen, bu konuyu bir daha açmayalım." diye kızı açıkça uyardı. Sesi biraz fazla yüksek çıkmıştı, kucağındaki Elizabeth irkilerek uykusunda uyandı ve elindeki parmağı sıkıca kavrayarak ağlamaya başladı. Amelia hızla ayağa kalktı, odanın içinde yürürken bebeğin kulağına bir şeyler mırıldanıyordu.

  Bir süre sonra sakinleşen Elizabeth annesinin parmağını tekrardan ağzına götürdü ve hırsla emmeye başladı. Amelia onu seyrederken gülümsüyordu. İki gece önce Felishia amacına ulaşsaydı, o burada olmayacaktı, ağlamayacak, parmağını sıkıca kavrayamayacaktı, ya da iri mavi gözlerini hiç kırpmadan annesini izleyemeyecekti.

  Genç kadın ona biraz sert çıktığını düşünüp derin bir nefes aldı ve "İnan bana, böyle bir şeyin yaşanmamış olması için her şeyimi verirdim. Onu öyle gördüğüm an yaşadığım korkuyu unutmak için her şeyi yaparım." diye mırıldandı. Yaşadığı korku sesine yansıyordu, ayrıca öfkeliydi de, bunu yapanın en ağır şekilde cezalandırıldığını kendi gözleriyle görmeliydi.

  "Seni çok iyi anlıyorum. Yine de bunu yapanın o olduğundan şüpheliyim."

  Amelia ona döndü, bakışları kızı korkutuyordu. "Beni anlamanın bir yolu yok, Beatrice. Umarım yaşadıklarımı hiçbir zaman da anlamazsın. Ama onu gördüm, Beatrice, hem de defalarca. Hamileyken beni boğmaya çalışan, iki gece önce ikimizi öldürmeye çalışan ve bu sabah odamda az kalsın bunu tekrardan deneyecek olan kişi oydu." dedi, kendinden ve söylediklerinin doğruluğundan emindi, sesindeki otorite tüm odayı sarmıştı. Yine de korkusunu gizlemede başarılıydı, o an onu uykularından eden karaltının görüntüsü zihninde canlandı, vücudundan istemsiz bir ürperti geçti.

  Beatrice hızla parmaklıkların arkasına doğru bağırdı. "Sen mi yaptın?! Çabuk cevap ver, sen mi yaptın?!" Gelecek olan cevabı bilmesine rağmen ondan duymaya ihtiyacı vardı.

  Felishia uzandığı tahtadan kalktı ve ona doğru gitti. "Tabi ki de hayır. Ben yapmadım, Beatrice. Böyle bir şeyi yapabilir miyim sence?" dedi, kızın kendisine acıması için elinden geleni yapıyordu.

  Beatrice biraz daha yaklaştı, dişlerinin arasından "Onun hakkında nasıl konuştuğunu biliyorum, Felishia. En azından bana yalan söyleme. Her halükarda burada kalacaksın ve suçlu olduğun ispatlanırsa seni ben bile kurtaramam." diye fısıldadı.

  Felishia, gözündeki korku ve çaresizlikle onu süzdü. Yapmadığına inanıyor gibi görünüyordu, bu onu sınamak için bir numara olmalıydı. Belki de James' le konuşup onu serbest bırakmasını sağlardı, onun için bunu yapabilecek tek kişi şu anda Beatrice' ti. Onu kendine inandırmak için elinden geleni yapmalıydı, buradan çıkış yolu o olabilirdi. "Ben yapmadım, Beatrice. Lütfen inan bana."

Sadeliğin AsaletiWhere stories live. Discover now