-Aramıza tekrar hoşgeldin İdril.
Geceyarısı,ormanda yaptığımız törenle resmi olarak evime dönmüş bir prensestim artık. Babam, onlarla birlikte yaşamamı istiyordu. Ama bu olamazdı ki. Ben Derek olmadan yaşayamazdım.
Büyük bir ziyafet oldu. Elf kızlarının dansları eşliğinde şarkılar söylendi. İçkiler içildi. Şafak sökümüne yakın gizlice şatodan dışarı çıktım. Ormanda yürüyüp sessiz sakin bir ortamda temiz hava almaya ihtiyacım vardı.
Babamın dediğine göre bizler ormanlar ve içinde yaşayanlarla bir bütünmüşüz. Bizim koruyucumuz ay,korumamız gerekenler ise ağaçlar ve hayvanlarmış. Ay ışığı bizim için kutsalmış ve her dolunayda tören yaparmışız. Törenden sonra hafızamın geri gelmesi gerekiyordu ama neden bilmiyorum hala hiçbirşey hatırlamıyorum.
-Aynı eski günlerdeki gibi.
Valandil arkamdaydı. Yaklaştı ve belime sarılıp başını omzuma yasladı.
-Nihayet baş başayız. Hafızan yerine geldiğine göre beni ne kadar sevdiğini de hatırlıyorsundur.
-Aslında. Hafızam yerine gelmedi.
-Ne?
Benden ayrılıp yüzüme baktı. Gözlerimdeki ifadeden doğruyu söylediğimi anlamıştı.
-Bu nasıl oldu?
-Bilmiyorum. Büyücüye sorsak?
-On beş yıl önce zehirlenerek öldü.
Yapabileceğimiz bir şey yoktu. Zamanla hatırlamaya başlardım. Nede olsa elimezde bolca zaman var, değil mi?
--------------------
-Gidemezsin.
-Giderim.
-Sarayında durman gerek İdril! Etraf güvenli değil.
-Umrumda değil! Derek beni korur.
Sabaha kadar zor beklemiştim ve şimdi Derek'in yanına gitmem gerekiyordu.
-Önümden çekil Valandil!
-Buna izin veremem.
-İzin isteyen olmadı!
Onu iterek yanından geçtim. Kapıya ilerlerken tekrar önüme geçti.
-Bensiz hiçbir yere gidemezsin.
-Öyleyse sende gel. Çünkü ben gidiyorum.
Hızla odamdan çıkıp merdivenden aşşağıya sinirle inmeye başladım. Arkamdan geldiğini biliyordum,her zaman gelirdi.
Saraydan çıktığım sırada kolumdan yakaladı.
-Geliyorum. Bundan sonra yanından ayrılmaya niyetim yok.
Yan yana sessizce ormanda ilerledikçe aramızdaki gerilim elle tutulur hale gelmeye başlamıştı. Bundan nefret ediyordum. Sihirli duvarı da geçtikten sonra daha fazla dayanamayıp koşmaya başladım. Kendi ağacıma gelinceye kadar koştum. Derek orada, sırtını ağaca yaslayarak uykuya dalmıştı.
Yanına usulca yaklaşıp onu izledim. Yüzündeki sert ifade uyurken bile geçmiyordu. Kaşlarının arasındaki çatılmaktan oluşmuş kırışıklıkları parmağımla dağıtmak istedim. Ama yaparsam uyanacağından emindim ve uyanmasını hiç istemiyordum. Onu sonsuza kadar bu şekilde izleyebilirdim.
Aslında bir süre izlemekte bir sakınca görmüyordum.
-----------
Valandil'in ağzından:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf
FanfictionDerek Hale, Güç,saygı,para. İstediği her şeye sahip. Alice, Sıradan bir lise öğrencisi. Ne olabilir ki? "Hiç bir şey göründüğü gibi değildir.Eğer bir şey fazla belirgin ise asla gerçek değildir."