BÖLÜM 1

189 16 12
                                    






Tüm hafta olduğu gibi bugün de önümde duran pizzaya üzgünüm ama seni yiyeceğim bakışları atıyordum ki pizzama sıkmaya çalıştığım ketçapla yüzüm tanınmayacak bir hale büründü.

Yine de " hiçbir engel beni durduramaz özelliklede yiyecekler konusunda " felsefemle pizzamı ekmek arasına koyarak götürüyordum.

Tüm bunların arasında aklıma yeni aldığım dergi geldi. Bu dergiyi en yakın arkadaşımla sürekli ettiğimiz kavgalardan bunalıp buna bir çözüm bulmaya çalışırken bir markette görmüş, üstelik "Arkadaşlık seviyenizi görün" adlı bir testinde dergide yer aldığını görünce dergiyi marketten kaptığım gibi eve kadar koşmayı düşünmüş. Fakat yediğim mantıları ve börekleri hemen eritmeyi istemediğimden uydurduğum

"ben seni kaç kere sevdiğimi unuttum kaşarına , sosuna  âşık olmuşum haberim yok "

Şarkısını söyleyerek eve ulaşmıştım.

Test sorularına verdiğim cevapları aklımın bir  yerine not etmeye çalışırken büyük bir çaba harcadım. En sonunda çoğunlukta olan "A" şıklarından dolayı sonuç kısmında asosyal olduğum ve çabuk kaynaşan bir tip olmadığım gerekçesiyle subliminal bir şekilde yalnız öleceksin mesajlarına maruz kaldım.

Ya arkadaşmı köftemi deseler köfte derim allahım nasıl mükemmel birşey yemişim arkadaşı diyerek  testi odamın en izbe kenarına doğru sinirlice atarken yere düşmüş ve en sevdiğim organım olan mideme büyük bir hasar vermiştim.

Yine de ben iyiyim diyerek yatağıma uzanmış bir şekilde dergiyi okuma başladım.

İlk 10 sayfalık magazin haberlerini okumadan geçerken gördüğüm başlığa gözüm takıldı. Ve son anda sayfayı değiştirmeyerek başlığı incelemeye başlamıştım başlıkta yazanlar şöyleydi

ZAYIF BİR YAZAR, ŞİŞMAN BİR OKUYUCU KİTLESİ...

Yatakta uzanıyorken pozisyonumu dikleştirerek dikkatlice yazılanları okumaya başladım. Kadın bir yazardan bahsediliyordu. 68 yaşında ve 50 kilo olan yazar. Ağzımdan kaçan ufak bir hoş (!)söz eşliğinde okumaya devam etmek isterken şaşkınlıklarıma engel olamamış ve semt delikanlısı tavrıyla ulan diye haykırmıştım.

Odada yalnız olmama rağmen bu davranışımla utandım ve kafamı dolaptan aldığım pastaya gömdüm.

Sanırım bayattı.

Yüzümdeki pastaya attığım ufak dil darbeleriyle kalite kontörlüde yaptıktan sonra okumaya devam ettim.

Bu kadın "Şişman Günlükleri" adında bir kitap yazmış ve birçok insana yol gösterdiği gerekçisiyle en iyi kitaplar listesine adını yazdırmış. Üstelik şişman bir kitleye yazdığı romana rağmen 50 kilo olması da epeyce dikkat çekmiş ve ismi kulaktan kulağa yayılmıştı.

Yazılanların aşağısında ise kısa bir röportaj vardı.

Favori renklerini ve favori sayılarını okumadan atlamışım ama son yazılanlarla tepkisiz kalamamıştım.

Kitap yazmak hakkında sorulan soruya "Bence bir insan yazı yazmadan ben hayatımı yaşadım diyemez. Size düşüncelerinizi özgürce anlatmak kadar mükemmel bir his yoktur diyebilirim. Sizin o anda karaladığınız birkaç kelime başka hayatlara dokunabilir."

"Heinrich Böll" Şöyle der;

"Yazar olmak istiyorsanız, yazın. "

"Belki bürgün kâğıtlara yazdıklarınızı kitap olarak karşınızda bulursunuz."

Kadının söylediği her kelimeden etkilenmiştim.

Hayatım boyunca hep bir şeyler yazmak istemiş ve tüm isteğimle oturup birçok hikâye yazmıştım fakat uzun yazılara hiç vakit bulamamış başladığım bir kitabı ise yarıda bırakmıştım.

Ama şimdi değişen düşüncelerimin arasından gelen boğuk ses yazmamı söylüyordu. Yeniden yazacaktım. Tüm isteğimle yazacaktım.

Tüm bu olanların arasında yazacağım konuyu düşünmüş hatta kendimce kısa bir giriş bile hazırlamıştım

Elime gelen ilk kâğıda büyük harflerle bir not yazdım.

ŞİŞMAN BİR YAZAR OLMA YOLUNDA İLK ADIM ATILDI √

Şişman Bir YazarTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon