BÖLÜM 2

81 8 5
                                    

Şişman bir yazar olmak için attığım ilk adımdan sonra tam 500 kalori kaybetmiş ve hüzünlenmiştim.

Oysaki atmam gereken daha çok adım vardı.

Lakin attığım çoğu adımın mahallenin sonundaki tavuk dönerciye çıktığı, aklıma gelince bu işin çok zor olacağını kendime tekrarlamaya başladım.

Elime aldığım makarna desenli defterimle yazmaya başlamam gerektiğini düşünmeme rağmen makarna resimleri işimi zorlaştırıyordu.

Bir yerden başlamam gerekiyordu. Belki de Yemek yemekten başlayabilirdim.

Her zorluğa midemi eğmiş ve geriye kalan iki sorunumu aklıma not ettim.

1- Bu kitabı nasıl yayımlayacaktım.

2- Artık yazmam gerekiyordu.

Bu kitabı bitirdikten sonra bastırabilirdim.

Fakat İnternetde yayınladıktan ve bir okuyucu kitlesi kazandıktan sonra kitabımı basmak isteyen yayın evlerine

"ah bilemiyorum"

" birçok yerden teklif geliyor"

"sanırım bunu uzunca düşüneceğim"

Demekte kulağa epey havalı geliyordu.

Hayallerini kurduğum bol sucuklu pizzayı çoban salatası olarak değiştirirken kitabımı internete paylaşmaya karar verdim.

Ve ilk bölümü yazmaya başladım.

Gün 1

"Yine şişmanım ama 500 kalori eksik"

Tumblr'da; çamaşırlarım la pizza yiyen 40 kilo biri olsaydım "ilginç, şirin ve sahici" olurdum. Fakat çamaşırlarım la pizza yiyen 90 kilo biriysem insanlar "Kendini öldürüyorsun! İğrençsin, yanlış olan her şey sende var" diyor.

Merhaba enine büyük dostum.

Başlamadan sana ufak bir uyarıda bulunmak hem boynumun hem de midemin borcudur.

Eğer bu satırları çiğ köfteni lavaşa sararak okuyorsan derhal kitabı kapat.

Çünkü ben bu satırları yazarken henüz kahvaltı bile yapmamış sefil bir haldeyim.

Yine de " bana ne be açım ben "diyorsan başka bir nedenim daha var.

Buraya şişman kadrosunda bulunan küçük (!) koltuğunu devretmeye geldin ve çiğköfte bu koltuğunu 5 beden büyütür.

Şişman olduğumuz ve aç olduğumuz konusunda anlaştığımıza göre ilk olarak neden şişman olduğumuzu paylaşalım.

Unutma ki senin dertlerini dinlemek ve yardımcı olmak için buradayım.

Hem madem buradayız bazı minik (!) sırlarımızı ortaya dökmek pekte kötü bir fikir değil.

Ah! Tamam. Sanırım önce benim başlamam lazım benim şişman olmamın tek nedeni;

"Kahrolsun pilates yaşasın patates" anlayışım.

Bir diğeri ise diyet yaparken yediğim pizzalar ve dengelesin diye yanında içtiğim yeşil çaylardır.

Senin bahane... Ah pardon sebeplerin 'de buna yakınsa gel bir dönercide buluşalım.

Bu konu benim epeyce acıkmamı ve üst katta oturan Nermin teyzenin poğaçalarına saldırmamı sağlıyor.

Bu konuyu ortadan kaldırarak sana sürekli karşılaştığım trajedik bir anımdan bahsetmek istiyorum.

Heyecanla başladığım alışverişimin en keyifli anında karşı vitrinde gördüğüm elbiseye sevdalı bakışlar atıyorken koşarak mağazaya girdim.

Durdurduğum ilk görevliye sorduğumda ise vücudumu süzerek kaç bedendi diye sordu

İşte o an beynimde geçen düşünceleri bilmek istersen düşündüğüm tek şey bir canlı bomba riskinin çıkması ve bu 32 beden görevlinin 'de koşarak uzaklaşması olmuştu.

Görevli kız soruyu tekrarladığında ise insanın kulağına 36 gibi gelmesini umduğum bir 44 çıkmıştı ağzımdan.

Daha ilk şoku atlatamadan "o bedende bir ürünümüz yok gerçi piyasada olduğunu sanmıyorum."

Lafını da duyduktan sonra adeta tıtanc gibi batık bir halde orayı terk etmiştim.

Umarım okurken de duygulanmış ve hüzün dolu anıma fon müziğiyle beraber eşlik etmişsindir.

Sende bana trajedi dolu anılarını anlatmak veya soru sormak istersen şişmanbiryazar@hotmail.com buraya uğra seni daima olduğun gibi kabulleneceğim.

Sevgilerle

Şişman yazarınız





Şişman Bir YazarTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang