Sıfırdan

161 11 0
                                    

Gökhan'dan

Kapının çalınmasıyla kafamı yastığın altına soktum ve battaniyeyi iyice çektim. Israrla çalmaya devam etti. O kapıyı çalan kişinin sadece Cansum olsun istiyordum. Gelen diğer hiç kimseye ihtiyacım yoktu. Daha hızlı çalınmasıyla sinirle ayağa kalktım ve hızla kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyle tek kaşımı kaldırdım. "Merhaba Gökhan. İçeri gelebilir miyim?" Bir adım geriledim ve kapıyı Gözde'nin yüzüne kapadım. " Gökhan lütfen aç. Yalnız değilim. Demir'de burda senle konuşmak istiyoruz." Demir mi gelmişti? Onunla bir daha konuşabileceğimi zannetmiyordum. Bana hep kızgın kalacağını ve bir daha eskisi gibi olamayacağımızı düşünmek canımı yakıyordu.

Demirle olan kavgamızdan sonra kardeşimi kaybetmişçesine canım acımıştı ama onun acısını hissedemeyeceğim kadar büyük bir acıydı bu. Cansuyu o kadar çaresiz bırakmıştık ki intihar edebilecek kadar canını yakmıştık. Oradan atlarken acaba neler düşünmüştü. Bunları düşünürken bile canım çok yanıyordu. Bu kadar zaman geçtikten sonra Demirle konuşabileceğimiz ne kalmıştı ki? Kapıyı açtım ve Demirin gözlerine baktım. " Neden geldin?" "Kardeşim dediğim kişi ile biraz konuşmaya geldim. İçeride konuşalım mı?" Çekilerek içeri girmesine izin verdim. Gözde'ye baktım. "Dışarıda kal." Kapıyı kapatarak Demir'in karşısına geçtim ve kollarımı dizlerime dayayarak Demir'e baktım. "Seni hep suçladım. Ama sana hiç duygularını sormadım. Sana Gözde'yi seviyor musun diye sormadım. Ya da onu sevmediğini farkedemedim. Sen bana hep kardeş gibiydin ama ben sana kardeş olamadım. Kardeş demek kardeşinin acı çektiğini görebilmektir. Onunla dertleşmektir. Ben yapmadım. Sana kardeş olamadım. Seni hiç dinlemedim. Belki bazı şeyler için çok geç. Ama ben seni dinlemek istiyorum. Bu konuşma Cansu'yu geri getirmeyebilir. Ama kardeşliğimizi belki geri getirebilir. Cansu'yu senden dinlemek istiyorum. Aşkınızı.. her şeyi dinlemek istiyorum." Derin bir nefes aldım " Ben Cansu'yu sürekli gördüm ne yaparsam yapayım gözlerim onu gördü ve bir gün onun gözleri de beni gördü. Bizim okuldaki tayfayla bir kafede buluşacaktık o gün Cansu geldi sesi titreyerek, yüzü  asılmış. Gözde'yi ayarlamak istedi. Beni sevmeyen bir kadın en yakın arkadaşını bana ayarlamak istedi. Kabul ettim. Neden bilmiyorum ama Gözde sayesinde Cansu'ya daha yakın olurum zannetmiştim. Meğerse Cansu da beni seviyormuş. Aşıktım. Ne yapabilirim bilemedim. Hislerime karşılık verdi Tabi başta senden dolayı istemedi Ben zorladım onu. Suçluyum. Bir günahkarım belki de. Ama insan aşık olacağı kişiyi seçemiyor. Pişmanım. Sen bana iyi bir dost olamadığını söylüyorsun. Ben sana ne dost ne de kardeş olamadım. Bu saatten sonra ne benden sana ne de bir başkasına hayır gelmez. Ben iyi değilim. Olabileceğimi de zannetmiyorum." Yüzünü kapatarak geriye yaslandı. Bir süre böyle kaldıktan sonra kapıya gittim. Gözde'ye bakarak "Sen ne istiyorsun?" "Özür dilemek. Affetmeyeceğini bile bile özür dilemek istiyorum. Ben her şey için çok pişmanım. Vicdan azabı çekiyorum. Kardeşimin katiliyim. Ellerimde Cansu'nun kanı var sanki. Her gece rüyalarımda Cansu'yu gördüm. "Katilimsin! Aşkımın, hayatımın, hayallerimdeki babamın,  bir gün olmasını istediğim kardeşimin katilisin!" diyor bana. İlk defa dün gece görmedim." Ağlayarak dizlerinin üstüne düştü. " Buraya kendini acındırmaya mı geldin? Bu kapıda artık senin iki damla göz yaşına kandırabileceğin adam yok karşında!" "Kandırmak gibi bir niyetim yok. Ne olue affet beni... Ne olur vicdan azabımı biraz hafiflet... Yalvarırım..." "Sen önce kendini affet!" İçeriye girecekken arkamı dönerek yanlış görüp görmediğime baktım. "Esra!" Diye seslendim. Yavaş adımlarla arkasına döndü. Yanına gittim. "Burada ne yapıyorsun?" Başını yarım çevirerek denize baktı. "Kardeşime bakıyorum. Gökhan sen hiç Cansu'yu sevmedin mi?" Şaşırarak "Ordan öyle mi görünüyorum?" "Madem ki seviyorsun niye hala onun yasını tutarak gittiği yerde azap çekmesini istiyorsun? Onu eğer seviyorsan veya sevdiğine inanıyorsan geri dön ve hayatına devam et. Ona azap çektirmeyi bırak! Tabi ona biraz sevgin varsa!" Diyerek hızlı adımlarla arabaya gitti. Peşinden Gözde'de arabaya bindi. Demir yanıma gelerek "Gelmek istiyor musun?" Saçlarımı karıştırdım ve dik durarak kaşlarımı çattım "Kafamı karıştırmaya gelmişsiniz siz! O Gözde'nin yine ne planı var bilmiyorum ama artık onun dediklerine inanmıyacağım. Benimle oynamayı kesin artık! Evet geliceğim. Ama istediğim zaman, aklımı toparlayıp doğru düşündüğüm zaman geleceğim! Şimdi nereye gidiyorsanız gidin! Bu sözleri size söylüyorum,  Esra'ya söylemiyorum. Çünkü o Cansu'yu kardeşi olarak gören tek kişi!  Şimdi git ve bir daha karşıma çıkma Demir!" Hızlı adımlarla eve girdim ve kapıyı kapatarak yatağa yattım. Benimle oynuyorlardı. Buna nasıl cesaret edebiliyorlar anlayamıyorum. Günler önce nereye koyduğumu bilmediğim telefonumu aramaya başladım. Telefonumu bulamadım ama arabamın anahtarını buldum. Arabaya bindim ve eve gittim. Arabayı park ettim. Eve baktım. Buraya gelmek bir hataydı. "Neden geldiysem buraya!" Arabayı çalıştıracakken bahçede annem görüldü. Arabayı görünce koşmaya ve "Gökhan!" diye bağırmaya başladı. Arabadan inerek anneme sıkıca sarıldım. Hıçkırarak "Oğlumm!" Dedi. Ayrılarak annemin yüzünü sildim. "Oğlum sonunda geldin. Seni hergün bekledim. Ne olur gitme bir daha. Ne olur oğlum. Gitme.." sıkıca sarıldım "Gitmeyeceğim anne. Döndüm."
İntikam için geri döndüm!

Ben Seni Affettim.. DÜZENLEMEYE ALINMIŞTIRWhere stories live. Discover now