-10-

4.7K 205 21
                                    

Eve gittiğimde Serkan sinirli bir şekilde elinde telefonla salonun içinde volta atıyordu. Eve sessizce girmeye çalıştım. Ama anahtarlarım ses çıkarmıştı. Beni gören Serkan üzerime doğru koşup beni inceledi. Ve sonra sarıldı. Ama ben sarılmıyordum. Serkan'ı biraz ittirdikten sonra yukarı odama çıktım. Ve güzel bir duş almak için banyoya girdim.

Serkan'ın ağzından;
Alya bana telefon edip benden ayrılmak isteyince planımızın kötüye gitmeye başladığını düşünerek Aynur teyzeyi aradım.

-Alo? Aynur teyze?
- Efendim Serkancığım.
- Ya Aynur teyze Alya benden ayrılmak istediğini söyledi. Ne yapacağımı bilemedim. Planımız galiba batıyor.
- Nasıl yani!?! Bak Serkan kızımı o fakirle evlendirirsem gözüm açık gider. Hani sen beni çok sevdi falan demiştin. Alya'nın seni sevdiğini düşündüğüm için bu görevi sana verdim. Kızımı o herifle evlendirmemek için tek şansım sendin! Unutma! Paranın yarısını aldın! Diğer yarısını da almak istiyorsan ne yap et o kızın gönlünü al!

Dıt dıt dıt dıtt...

Aynur teyze ile bir anlaşma yapmıştık. Ben Alya'ya aşıktım. O da Alya'yı Poyrazla evlendirmek istemediği için beni ayarlamıştı. Yani ben Alya'nın hayatına girip onunla evlenecektim. Böylece Alya evlenmek için Poyraz'ı seçmeyecekti. Aslında bu oyundan mutluydum. Aynı zamanda parada kazanıyodum. Ama Alya mutsuzdu. Ne yapacağımı bilemez bir halde evden çıktım. Doğru evime gittim. Biraz uyumak iyi gelirdi.

Burcu'nun ağzından;

"Aşkım!! Hadi gel! Mısırı patlattım!" dedim Aras'a  bağırarak. Film izlemeye karar vermiştik. Mısırımı alarak koltuğa geçtim. Aras da merdivenlerden inip yanıma geldi. Altında gri bir eşofman vardı. Üzerinde ise hiçbir şey yoktu. Ve fazla olmayan göbeği dışarı sarkmıştı.( Evet normalde bu tarz hikayelerde kaslı falan oluyo beylerimiz ama ben gerçekçiyim. Ve aynı zamanda göbekli erkekleri daha çok seviyorum -Yazar bakış açısı)

Tam filme başlayacaktık ki sitenin bahçesinden çocuk sesleri gelmeye başladı. "Gol gol!" Diye bağırıyorlardı. Arasla birbirimize baktık. Güldük. Aras hemen üzerine bir tişört geçirip çıkarken bende spor ayakkabılarımı çıkardım. Çocukların yanına koştuk. Aras takımları kurarken çocuklardan biri "Aras abi! Burcu ablayı bize ver bari!" dedi. Aras ise "Takımımdaki herkesi iste veririm. Ama Burcu'yu  vermem!" dedi. Tabiki egom tavan yaptı. Gruplandırmanın sonunda 8 çocuğa karşı ikimizdik. Aras  beni her zaman olduğu gibi kaleye geçirmişti. Kalede de kötü sayılmazdım aslında.

Baya bi oynadıktan sonra çocuklar 2 biz 5 gol atmıştık. Hala zindeydik. Aklıma bir anda Annem geldi. Maç da bittiği için eve gidip   annemi
aradım.

-Napıyon kuzum?
- İyiyim anneciğim sen napıyorsun?
- İyiyim anne napıyon? Evde misin?
- Senin 'eski' odandaki jb posterlerini çöpe atıyorum. Orası artık misafir odası olarak kullanılacak..
- Nayır!! Nolamaz!!
diye bağırdım. Kimsecikler benim jb posterlerimi atamaz!! Telefonu kapatıp daha demin çıkardığım ayakkabılarımı tekrar giydim. Arabanın anahtarını alarak arabaya koştum. Kontağı çevirip doğruca eve sürdüm.


Yarım saat sonra evin kapısındaydım. Koşarak evin kapısını tıklatmaya başladım. En sonunda hizmetlimiz kapıyı açtı. Anneme inat yeni temizlediği eve çamurlu kramponlarımla girdim. Hemen en üst kattaki odama çıktım. Annem posterlerin yarısını çöpe atmış yarısını topluyordu. Hemen annemin üzerine atlayarak önündeki yatağa boylu  boyunca uzanmasına sebep oldum. "Oha Burcu!!! Ne yapıyorsun kızım sen? Delirdin mi? Yaşlı bir kadınım ben ödümü patlattın. Belim de ağrıyor zaten. Evlendin de ne oldu sanki! Şuna bak hala çocuk!" dedi annem. Ulan kaç aydır eve gelmiyorum karşılandığım duruma bak. "ANNE SEN NAPIYON YA?!?!? BIRAK POSTERLERİMİ!! VALLA KÜSERİM BİR DAHA DA BU EVE GELMEM!! DUYDUN MU!! BIRAK ŞU POSTERLERİİ!! YA ÇOK KÖTÜSÜN BIRAK!"  diye bağırdım.  Ve poşetteki tüm posterleri yere yığdım. hepsini yırtmıştı. O sırada Aras kapıdan içeri girmişti. "Kızım noluyo?! Birden kapının kapanma sesi geldi bi baktım çıkmışsın. Sonra Evi aradım burda olduğunu söylediler bende geldim. Ne oldu niya apar topar çıktın?" dedi. Şuan üçüde bana bakıyordu. ama ben yere çökmüş posterlerime bakıyordum. Annem posterleri yırtmadığı yetmezmiş gibi bir de yırtmadan önce posterlerin üzerine resimler çizmiş. Ağlamaya başladım. Hepinize çok saçma gelebilir ama ben küçüklüğümden beri tüm okul hayatım boyunca Justin'i annemden çok sevdim. Hala daha öyle. Aras sorusunu tekrarlayarak "Aşkım bunlar için mi geldin? Ya burak şu gey'i ya." dedi umursamaz bir tavırla. Bütün sinirimi ondan çıkararak "Defol git Aras! Bu varya bu bu senden bin kat daha önemli! Seni satsam bunun tırnağı kadar etmezsin anladın mı!! Aras mı? Justin mi diye sorsalar seni cehennemlere atar yine onu seçerim! Seninle sarayda olmaktansa onun kölesi olmayı tercih ederim! Ve anne sen!! Ben hep Justin'i sizden daha çok sevdim! Çünkü o sizden daha değerli!! Hepinizden!! HE-Pİ-NİZ-DEN!!!" Diye bağırdım. Üçünüde odamdan çıkarıp kapıyı kilitledim. Aynı eski günlerdeki gibi. Yatağıma oturup Justinli tişörtümü,yastığımı,yorganımı,bilekliğimi,kolyemi,telefon kabımı ve Justin'in kitabını alıp yorganın altına koydum. Ve ağladıktan sonra yapılabilecek en iyi şeyi yaptım.

Aras'ın ağzından;

Burcunun odasından çıktım. Ayça annemden özür dileyerek eve gittim. Ulan hayatım iyice boka sardı he!! Cebimdeki telefon titremeye başladı. Babam arıyordu. Acaba babam ne gibi bir bela saracaktı başıma telefonu açtım.

-Efendim baba?
-Oğlum senden bir şey isteyebilir miyim?
- Ne?
- Benim  bu gün bir işim çıktı da Alya'yı piskoloğa sen götürürmüsün?
- Off baba ben o kızla aynı arabaya binmem!
-Oğlum!! Beni sinir etme!! İstediğini yaptım! Kızın hiç bir sorunu yokken piskolog için randevu aldım! Senden bir kerelik bir şey bekliyorum!
- Eğer hiç bir sorunu olmasaydı onu psikoloğa götürmezdiniz! Tamam nerde??
- Ben sana Whatsapp dan konum atarım.
-Hay Allahım ya! Bir insanın babası konum atarmı oğluna ya!

Telefonu kapatıp üzerimi değiştirmeye gittim. Üzerime mavi uzun kollu ve rahat bir tişört giydim ve siyah pantolonumu geçirdim. Telefonumu cüzdanımı ve biraz para alıp tekrar salona girdim. Televizyonu bile kapamadan çıkmıştık. Televizyonu kapayıp mısırı mutfağa koydum. Camları kapatıp son bir kez eve göz attıktan sonra çıktım.

Yeni bölümde yakında gelecek. Haberiniz olsunn! Şu ikinci teog belasınıda atlatınca size söz veriyorum bol bol yazacağım ama bu aralar biraz aksattım sizleri. Özür diliyorum. Hepinizi çoook seviyorummmm!❤️

ABİM... Where stories live. Discover now