Buğu🌙1

20.2K 753 122
                                    

Sen yokken birkaç defa sevdim seni, helal et.
••••
Her zaman yaptığım gibi boş gözlerle tavana bakıp birşeyler mırıldanıyordum. Hayatın bana sunduklarını sevgili dostum ile paylaşırken yüzüme bir tebessümde yayılmıştı.

"Ölmek istiyorum." dedim yüzümdeki tebessümü sürdürerek.

Ölüm seni bunlardan kurtarmaz.

Dolunaya cevap verdim. "Aksine, beni buradan kurtarır. Ölünce onların saçma düşüncelerini duymak zorunda kalmam."

Evet, ölmek istiyordum. Belki bu hayattan sıkıldığım için veya hayatın oyunlarından bıktığım için. Beni asla sevmemişti bu hayat. Aslında bakarsanız bende onu sevmedim.
Bana küçüklüğümde kötü bir hediye verdi. 19 yaşımdayım ve hala o hediye benim içimde saklı. Hayat bana ömür boyu benimle beraber gelecek, beni yalnız bırakmayacak bir hastalık verdi. Hayat, insanların benimle gülüp eğlenmesini sağladı. Hastalığımın adı insanların ağzında aşağılayıcı bir kelime oldu. Anlamışsınızdır, ben bir şizofrenim. Hani kendi ürettiği hayali arkadaşlarıyla konuşanlar var ya, onlardan işte. İnsanlar, bu konuda çok acımasız olabiliyorlar. Ben normal bir kızdım,gerçekten. İnsanlarla azda olsa konuşuyordum, onlarla iletişime geçmeye çalışıyordum, oyun oynamaya çalışıyordum. Fakat beni aralarına almadılar, bende okuldan ayrıldım.
Sokakta onlarla vakit geçirmeye çalışıyordum, beni dışladılar, evden dışarı çıkmamaya başladım.
Aslında bakarsanız hayat değilmiş beni bu duruma düşüren. Niçin hayatı suçluyordum ki?
••••
"Yeni bir psikolog randevun var." Dedi annem gülümseyerek.

Daima gülümserdi benimle konuşurken. Bana pozitif enerjisinden vermek isterdi. Annem iyi bir kadındı fakat çok farklı düşünüyorduk. Benim düşünce tarzım okuduğum kitaplardan dolayı biraz daha genişlemişti. Annem ise biraz dar düşünceliydi. Bu yüzden fazla anlaşamazdık. Özelliklede psikolog konusunda.

"Yeni bir psikolog istemediğimi biliyorsun." diye sızlandım.

Onlardan hep nefret ederdim. Bir psikolog olsada o bir yabancıydı. Ben ona anlatacaklarımı, en yakın dostum Dolunaya anlatıyordum. Öyle isim olur mu demeyin. Eğer kendiniz uyduruyorsanız ve ayı çok seviyorsanız olur. Dediğim gibi psikologlar sadece para tuzağıdır, sizin asla ne düşündüğünüzü önemsemez. Sadece sonuca bakarlar.

"Biliyorum ama bu doktorun çok iyi olduğunu duydum."

"Anne" dedim nefesimi seslice vererek. "Doktora sadece hastalar gider, biliyorsun."
Annem yanıma geldi ve yüzümü avuçlarının içine aldı. "Biliyorum fakat bu şekilde davranman beni çok üzüyor. 19 yaşındasın ve tek arkadaşın bir hayal. Bunun sende farkındasın değil mi?"

"Hayal bile olsa, o düşünebiliyor anne. O sizin gibi sadece sonuca odaklanmamış birisi değil veya hayattan sadece memnuniyet beklemiyor. O mutlu olmasını biliyor." diye çıkıştım ellerini iterek.

Bir tartışmayı daha noktalamıştık annemle. Onu üzmek istemiyordum, onu asla üzmek istemiyordum. Sadece beynim artık yorulmuştu. Her ay bir doktor değiştiriyordum ve herkes hikayemi biliyordu neredeyse. Bana acıyan gözlerle bakmalarından, yazık demelerinden yorulmuştum. Aslında bakarsanız dünyaya dünyayı eleştirmek için gelmiş bile olabilirim.
••••
"Merhaba Buğucuğum. Nasılsın?" dediğinde karşımda duran doktora tepkisiz bakışlarımdan fırlattım.
"İyi gözüküyorsun." dedi ve devam etti.

"Normalde bu kadar ilerlemiş hastalıkları olan kişileri almıyorum. Ama annen çok ısrar etti."

"İlerlemiş derken?" dedim ve kaşlarımı çattım. Daima yanımda olan dostum Dolunaya baktım. Kaşlarını çatmış psikoloğa bakıyordu.

"Hastalığı ilerlemiş olan insanlar derken, senin gibi neredeyse son kademeye geçmiş olanları kastediyorum. Her neyse tedavi sürecine başlayalım. Biliy-" Son kelimesini tamamlamasına izin vermeden sinirli bir şekilde ayağa kalktım.

"Önce kendinizi iyileştirin sonra insanların hastalıklarını bu şekilde eleştirin. Sizin hastalığınız o kadar ilerlemiş ki buralardan pek gözükmüyor."

Hızlı ve bağırarak konuşmamdan sonra derin bir nefes aldım ve kapıya yöneldim.

"Yürü Dolunay, gidelim artık."
Kapıdan çıktığımda annem anlam arayan gözlerini üstüme dikmişti.
"Onu sevmedim." diye üsteledim ve klinikten çıktım.
••••
"Üzgünüm küçük hanım fakat bu doktora parasını peşin verdik. Daha 10 seansın var." dediğinde anneme kocaman açtığım gözlerimle baktım.

"Dolunay onu sevmedi." dedim annemin sakinleşmem için elime verdiği çikolatalı sütü içerken.

"Dolunaycığım onu sevdiğini söyle." dediğinde gözlerimi devirdim ve Dolunaya baktım. Arka koltukta anneme el hareketi çekiyordu. Kıkırdadım ve "Dolunay bu çok ayıp." diye mırıldandım.
••••
Herkese merhaba. İlk deneyimim değil ama benim için önemli bir şey taşıyor bu kitap. Yazım hatalarımı olduğunca düzeltmeye çalışıyorum, umarım bir hatam yoktur. Fazla sıkmamak için bu ve bundan sonraki birkaç bölümü biraz kısa tuttum. Umarım güzel olmuştur.

BuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin