Karar

57 4 0
                                    

Genç kız oradan oraya koşturup duruyordu . Bütün kızları hazırladıktan sonra kendisi hazırlanacaktı . Ara arada seyircilerin arasına gidip ikizinin gelip gelmediğini kontrol ediyordu . Ama sadece annesinin ailesini görebiliyordu . Tabi kızlarından sonra torunlarınında aynı leydilik okulundan mezun olması onları çok memnun etmişti . Sıkıntıyla offlayarak kulise geri döndü . Kızların hazırlığı bitmişti . Kendi hazırlığına başlamadan yine bir sahneyi kontrol etti . Ama hala ikizi yoktu . Boynu bükük bir şekilde kendisi için ayrılmış kapısında Modèles de la tête yazılmış odaya girdi .

.........İ.B.A..........

Genç kız büyük salona girer girmez etrafı taradı gözleriyle . İkizini görmek için can atıyordu . Etrafta birçok manken koşturuyordu ama görünürlerde Sinem yoktu . Herkes bir elden hazırlık yapıyordu . Etrafı tararken gözleri annesini buldu . Ancak o kendisini farketmemişti . Daha dikkatli bakınca anneannesinin ve dedesininde orada olduğunu gördü . Derin bir iç çekerek onların yanına doğru yürüdü .

.........

Siniri iyice bozulmuş bir şekilde oturmuş ikizini bekliyordu . Annesi ve annesinin ailesi kendisini neredeyse yok sayan bir tavırla selamlamışlar ve bir daha ilgilenmemişlerdi . Sanki kendi seçimi gibi davranmaları iyice sinirini yıpratmıştı . Derken gösteri başladı . Tek tek birbirinden güzel , zayıf ve uzun boylu kızlar podyumda salına salına yürüyordu . Birbirinden hoş , zarif , cafcaflı elbiseler kızlara giydirilmiş ve giysilerine uygun makyaj yapılmıştı . Ama asıl şoku ikizini görünce yaşadı . O kadar güzelleşmişti ki .... Öncelikle yüz hatları olgunlaşmıştı . Bakışları yırtıcı bir kuş gibi bakarken yüzünde melekleri kıskandıracak bir gülümseme vardı. Üstelik diğerlerinden farklı olduğunu gösterircesine başına iliştirilmiş taç onun baş manken olduğunu vurguluyordu . Bedeni ise o çelimsiz halinden kurtulmuş ve yerini hoş dolgunluklara bırakmıştı . Gözlerini ikizinden ayırıp etrafı koloçan ettiğinde sinir kanında sinsi sinsi ilerlemeye başladı . Erkeklerin aç bakışlarını ikisinin üstünde görmek sinir kat sayısını arttırmıştı . Ancak o anda birşey oldu . Sinirli bakışlar attığı seyirciler arasında tanıdık bir sima gördü . Ahhh tabikide bu yakışıklı , ukala , pislik dümbeleği tanıyordu . İkizi ile aynı lisede okuyan şu ölümüne kankayız moduna girip bir yandan da yavşayıp duran çocuktu . İkizi şakadan olduğunu söylüyordu ama kim inanır ? Kesinlikle İlkim değil ... Ama onun dışındaki herkes ... O gözlerini dikmiş çocuğu incelerken o çikolatayı andıran gözler kendi gözlerine kilitlendi . Bir süre kısık bir şekilde kendi bakışları gibi baktıktan sonra kaşları hayretle havalandı ve o yakışıklı yüzünde bir gülümseme peydah oldu . Üstüne birde göz kirpinca İlkim kalpten gideceğini düşündü . Ve şiddetle kafasını podyuma çevirdi . Ama bu yaptığından yaptığı anda pişman oldu . Neydi bu ergen tavırlar . Kendisine inanamadı . Ancak podyumda gördüğü görüntü onu daha çok şaşırttı . İkizi üstünü değiştirmiş bir şekilde yine podyumda salınıyordu . Ya bir tür sihir falan yapılmıştı yada tüm o mankenlerin geçiş süreci ve sıranın tekrar ikizine geleceği süre kadar o kendini beğenmiş playboyu incelenmişti . İlk fikir daha saçma olmasına rağmen kız onu mantıklı buldu ve kendisini durumun böyle olduğuna inandırmaya çalıştı . Boş gözlerle ikizini izlerken ikizinin gözleri kendisine dönünce ona odaklandı ve Sinem'in kendisini gördüğündeki heyecanı ta gözbebeklerinde gördü. Ona aynı coşkuyla baktığını farkedemezken üstünde hala o çikolata kahvesi gözleri hissedebiliyordu .

......

Gösteri bitmiş herkes yemek salonuna mankenlerde hazırlanmak için odalarına alınmıştı. Ancak İlkim'in duracak sabrı kalmamıştı . Hızlı adımlarla koridorları arşınlamaya başladı. Kapının önüne konulmuş çeşit çeşit çiçek ve hediye paketlerinin olduğu tarafa doğru yürüdü ve kapının üstündeki yazı tekrar sinirlenmesine neden oldu. İkizi için ayrılan bu odanın kapısına bunca şeyi hangi abaza yada abazalar koymuştu kim bilir . Şimdi hangi birini bulupta hırpalayacaktı ki . Sakinleşip kapıyı tıklatti . Ancak içeriden ikizinin sesini bilmediği bir dili konuşurken duydu . İşittiği sesi bu kadar iyi tanımasaydı gerçek bir Fransız konuşuyor zannedebilirdi . Sinemle birkez daha gurur duyarken içeriye seslendi . " Fransızca bilmiyorum güzellik Türkçe işini görür mü ? " sesini kalınlaştırarak söylediği bu cümlenin üzerinden belki saliseler geçmişti ki kapı gürültüyle açılıp daha ne olduğunu anlamadan üzerinde ikiziyle yere yapıştı . Boynuna sımsıkı sarılan kollar yüzünden nefes alması zorlaşırken üzerindeki bedenin hiç ağırlık yapmadığını farkedip kardeşi için endişelendi . Ancak düşüncelerini ve kendisini toparlayamadan gür kalın bir kahkaha sesi duydu . Kızlar daha birbirlerine bakamadan kafalarını sağa çevirip kahkahanın geldiği tarafa baktılar ancak karşılarındaki kişi o kadar uzun boyluydu ki yüzünü göremediler . Gerçi görmelerine de gerek kalmadı . İlk şoku atlattıktan sonra sesi algılamış ve onun Tamer olduğunu yani İlkim'in deyimi ile pislik playboy olduğunu anlatmışlardı. Onlarda kahkaha atmaya başlamışlardı . Bir yandanda Sinem doğrulmaya ancak kendisi ile birlikte İlkim'ide kaldırmaya çalışıyor bu yüzden başaramıyordu . İlkim kardeşinin bu çocuksu heyacanı karşısında onun yanaklarını sıkmak isterken hala gülüyordu. Tamer'in olaya el atmasıyla kızlar nihayet soğuk yerden kalkmış oldu.

" Cidden kaşınıyorsun Hare . Annen seni bu pozisyonda görseydi bu lanet yerde 4 sene daha hapistin farkında mısın ? " diye sorarken Tamer Sinem'in yüzü düşmüştü . Ancak lafını sakınmadı . " Ne biçim dostsun sen . Niye moralimi bozuyorsun ? " Tamer'den yanıt gecikmedi. " Dost acı söyler . " Bu laf üstüne İlkim lafa atladı . " Dost acıyı tatlı söyler bir kere ! " lafı biter bitmez ikizini odasına doğru itekledi ve kendiside peşinden girdi . Tam kapıyı kapatacakken kapının arasına konulan ayakla durmak zorunda kaldı ardından kapı tekrar açıldı ve Tamer içeriye girdi . " Tipini görünce hanım hanım bir kıza dönüştüğünü düşünmüştüm ama bakıyorum hala püsküllü , cafcaflı cadısın . İlkim ... " İlkim'i bastırarak ve bilerek söylemişti . Çünkü kızlara ailesi dışında kimse ilk ismiyle hitab edemezdi . Sinem ve İlkim isminin anlamlarından sebep özellikle konulmuş isimlerdi . Sinem gönlüm , kalbim anlamına gelirken İlkim ilk çocuk anlamına geliyordu. İki lerden ilk doğan İlkim olduğu için adları doğumlarına göre belirlenmişti. Bu yüzden Sinem'e Hare diye ikinci adıyla sesleniyordu . Ancak İlkimle tanıştığı günden beri sebebi bilinmez bir şekilde ikinci adını kullanmayı reddetmiş ve hep İlkim demişti . Tabi bu durum İlkim' i sinirden kudurtuyordu . Ama kim umursar ... "

......

Sinem'in odasındaki hem eğlenceli hem sinir bozucu dakikalardan sonra Tamer'i odadan postalayıp Sinem'in hazırlıklarını tamamlayıp yemek salonuna dönmüşlerdi . İlkim Tamer'le aynı masada oturacağı için yeni bir sinir krizine girerken etraftan aç bakışlarını Tamer'in üzerine diken kızlar yüzünden yemek yiyemez hale gelmişti . Annesinin tebrik eden bakışları ise şaşırmasına sebep olurken ikizinin kulağına fısıldadığı şeyle kahkahasını zor bastırmıştı. İkizi annesinin o bakışını " Senin rejimde olduğunu ve o yüzden yemediğini düşünüyor . Dış görünüş önemli tabi içinde dalağın , böbreğini sıkıştırmış ne önemi var . Allahtan göğüs kafesimiz varda oradan da zayıflayıp kalple ciğeri havlete sokmuyoruz. " diye yorumlamıştı . Üzerindeki tüm negatifi alan ikizine minnetle baktı . Bunu bilerek yaptığının farkındaydı .

İkizlerimiz benzer hislerle birbirlerine bakarken Tamer'de gözlerini onlar üzerinde sabitlemişti. Yüz ifadelerini birbirlerine bakışlarını gördükçe gülümsediğinin farkına varamıyordu. Gerçi o podyumun karşı tarafından kendisine bakan yosun gözleri gördüğünden beri içinden kahkaha atma isteğini bastırıyordu . İçeriden sol tarafını döven kalbine lanet yağdırarak gözlerini başka yöne çevirdi . Saniye sürmeden gözleri yine kızlara daha doğrusu İlkim'e kaydı . O İlkim'e bakarken kendisine dönen Hare'nin uyaran bakışları kendisine gelmesini sağladı . Onu diğer kızların arasına ekliyemezdi. O en yakın kız arkadaşının en kıymetlisiydi. Gece boyunca içinden bunu tekrarladı . Ancak gecenin sonuna kadar bir daha gülümsemeye yanaşamadı bile .

..... 3 AY SONRA .....

Kızlar derin bir nefes vererek yeni koltuklarına kıvrıldılar .
" Offf çok yoruldum yaaa ." "Sinem konuşturma şimdi beni nereye yoruldun kızım bütün temizliği kadınlar yaptı. " " Ya ben son 7 ayımı hatırlamıyorum kızım . Okulun son dönemi çalışmalarla geçti zaten aylarca çizim yap beğendir . Derslere gir moda evini kontrol et . Tam bu kargaşadan kurtuldum kendi yurduma döndüm dedim. Bu ev işi çıktı başıma . Bu ayların yorgunluğu. "

Sinem'in gösteri gecesinde vardıkları karar doğrultusunda birlikte bir eve taşımışlardı. Ayrı geçen yılların acısını evlenene kadar ayrılmayarak çıkartmak konusunda kararlıydılar. Ki ikiside uzun bir süre evlenmeyi düşünmedikleri için bunun çok uzun süreceğini düşünüyorlardı . Kim bilebilirdi ki ikiside gönlünü kaptıracak birilerine ...

Sinem'in sitemleriyle kafası şişen İlkim bir fikir sundu ortaya. " Madem öyle şu ayların yorgunluğunu güzel bir tatille atlatmaya ne dersin. Tatilden sonrada çoktan kurulmuş evimize keyifle döneriz . " söyledikleri üzerine hiç üşenmeden kalkıp boynuna atlayan ikiziyle kahkahasını salıverdi. " Tamam o zaman sen nereye gideceğimize karar ver . Güneşli biryerler olsun 4 yıldır götüm güneş görmedi ." Diye koşarak yukarı odasına eşyalarını hazırlamaya çıktı. Tabi bunları yaparkende bir yandan kahkaha atıyordu. Özgürce argo konuşmak yeni hobisi olmuştu. Arkasından gülerek başını sağa sola sallayan bir İlkim bırakmıştı.

Kader'e Karşı Koyamazsın !Where stories live. Discover now