Tatil

43 4 0
                                    


Tatil konusunu İlkim'e bıraktığıma daha bir memnun oldum burayı görünce . Hem yurtdışına çıkmaya da gerek kalmamıştı . Yıllarım Yurtdışında Madam Begaria''nın Yüksek Leydilik Okulunda geçtiği için buraları çok özlemiştim . Odalara yerleşir yerleşmez banyoya attım kendimi yolculuğun yorgunluğunu yarım saatlik bir jakuzi keyfiyle atlattım . Yola öğlen çıktığımız için akşam 4 sularında buraya varıp yerleşmiştik . Şimdide tahmini saat 5 falan olsa gerekti . O yüzden üstümü başımı giyinmeye başladım . Burada kimsenin beni tanımıyor oluşunun verdiği rahatlıkla altıma kot bir şort üstümede tek omzu açık kısa kollu bol bir t-shirt geçirdim saçımı gelişigüzel topuz yaptıktan sonra ayağıma babetlerimi geçirip odadan çıktım. İlkim'inde odasının kapısı açıldı ve ortak salonda sağa sola yürümeye başladı . Birşey arıyordu sanırım . Bir süre bekledim ama onun dolanmasi bitmeyince meraklandım. " Ne arıyorsun ? Yardım edeyim . " " Edemezsin ! " " O niyeymiş ?" " İşle ilgili bir bellek arıyorum senin parmak izinin bile olmasını istemiyorum . " " Niye kim o belleğin üzerindeki parmak izine baksın ki ? " " Eksik anlatmışım . Babamın işleriyle alakalı bir bellek . O yüzden bir bellek falan görürsen hiç elini sürme . " demesiyle tepemin tası attı . " Nasıl yani buraya öyle bir iş mi getirdin ! Sana inanamıyorum !" " Ne var yani sen gidip yüzüp dinlenirken bende bazı görüşmeler yapıcam . Hem senin sayende çok dikkat de çekmem . " dedikleri içime dokunurken sadece " Babama ne kadar da benzemişsin ." Dedim ve kapıyı vurduğum gibi çıktım odadan . Kapıyı öfkeyle kapatıp önüme dönmemle karşımda Tamer'i bulmam bir oldu . " Senin burada ne işin var ." Dedik aynı anda . " İşten fırsat bulunca biraz nefes alayım diye geldim ." Dedi . " Benzer sebeplerdenmiş bende biraz dinlenmek için geldim . " " E o zaman bu suratının hali ne ?" " Offf uzun hikaye gel yemek yerken anlatırım ."

........

İlkim 'le aramızda geçenleri üstünü kapatarak anlattım ve sanki dava dosyası getirmişte ona sinirlenmişim gibi davrandım . Konumuz yeni kapanmıştı ki yüzünde endişeli bir ifade ile İlkim yemek salonuna girdi ve etrafı gözleriyle taramaya başladı . Beni görünce göz bebekleri dehşetle titreşti ve ne anlama geldiğini anlamadığım bakışlar attı bana. Ardından benim aksi yönümde bir masaya doğru yürümeye başladı. Gidip birkaç takım elbiseli adamın masasına oturunca duruma uyandım. Ancak masadaki bir adamın görüntüsü bana tanıdık geliyordu. Fazla baktığımı Tamer'inde o yöne dönmesiyle fark ettim ve ona dönüp onunda bana bakmasını sağladım . Bu sefer demin gözlediğim adamın bakışlarını üzerimde hissedince Tamer'e gülerek birşeyler söylemeye başladım . Ama içim ürperiyordu. Bu adamda tanıdık ve korkutucu birşeyler vardı . Yüzünü ortadan ikiye ayıran dikiş izleri zihnime doluştu . Kalp atışlarını hızlanırken iç sesim buradan çıkmam gerektiğini avaz avaz bağırıyordu . O korkutucu bakışları üzerimde hissetmeye devam ederken daha fazla dayanamadım ve lavobaya gittiğimi söyleyerek kalktım masadan . Suratıma soğuk suları çarparak sakinleşmeye çalışıyordum ama sanki arkamda sıcak bir nefes varmış gibi hissetmeme engel olamıyordum. Aynaya bakınca dudaklarımın ve yanaklarımın tüm rengini kaybettiğini farkettim . Boyun askılı küçük çantamın içinden çıkarttığım meyve aromalı dudak koruyucusunu önce dudağıma daha sonra az miktarda yanaklarıma sürdüm . Bakışlarımdaki korkuyu aldığım tiyatro dersleri sayesinde kolayca silerken derin bir nefes aldım ve masaya geri döndüm .

.......

Yemek salonundan nihayet çıkarken arkamdaki bakışları hala hissedebiliyordum . Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalışırken aniden bir duvara tosladım ve ben ne olduğunu anlayamadan duvar beni kollarıyla sımsıkı sardı. Ne ? Duvarın kollarımı ? Gözlerimi kırpıştırarak açtım ve o an nutkum tutuldu . Çatık kaşların altından bana bakan ela-yeşil gözlerle nefes almayı unuttum . Tabi nefes almayı bile unutan birisinden tanımadığı bir adamla sarmaş dolaş olduğunu hatırlayıp geri çekilmesini bekleyemezsiniz öyle değil mi ? Siz yinede bekleyin çünkü kısa bir sürede toparlanıp geri çekildim . Kısa bir özür cümlesi mırıldanıp hızlı adımlarla Tamer'in yanına gittim . Kulağından çekmek üzere olduğu telefon elinde donakalmış , çatık kaşlarıyla bize bakıyordu . Gidip koluna girdim ve resmen sürükleyerek oradan uzaklaştırdım .

Kader'e Karşı Koyamazsın !Donde viven las historias. Descúbrelo ahora