4-Zafer Yılmaz ☾

3.6K 193 19
                                    

  Bu bölümler geçiş bölümleri, asıl olaylar bir kaç bölüm sonra başlayacak. Yorum ve votelerinizi bekliyorum :*  

Bölüm şarkısı: Teoman- Çoban Yıldızı


Duyduğum sesler beni uykumdan uyandırmıştı. Merak ediyordum fakat ellerim bağlı olduğu için doğrulamıyordum. Sesler artmaya başlayınca kendimi yataktan yavaşça kaydırdım. Zemin ile buluştuğumda yataktan destek alarak ayağa kalktım ve sesin kaynağına doğru yürümeye başladım. Perdeden sızan güneş ışınları havanın yeni aydınlandığını gösteriyordu. Odadan çıktığımda yavaşça merdivenlere yöneldim. Loş bir ortam olduğundan etraftaki şeyler pek seçilemiyordu. Yavaş adımlarla merdivenden indiğimde sesin kaynağının Ali olduğunu anlamıştım. Kanepede uyuya kalmıştı. Uykusunda konuşuyordu ve bu beni uyandırmıştı. Etrafta yoğun bir alkol kokusu hakimdi. Ali tekrar mırıldanmaya başlamıştı. Ne dediğini anlamak için ona yaklaştım fakat etrafın karanlık olmasından dolayı göremediğim sehpaya çarpmam ile birlikte kristal bardak yere düştü. Camın kırılırken çıkardığı o tiz ses tüm ev içinde yankılandı.


Bardağın sesini duyan Ali rahatsızca yerinde kıpırdandı ve gözlerini araladı. Karşında beni görmesi ile ani bir kalkış yaptı. Sinirlendiği her hareketinden belli oluyordu ve bu beni korkutmuştu.


''Sen ne yaptığını sanıyorsun. Yoksa kaçmaya mı çalışacaktın.'' dedi sesini yükseltirken. Kaçmak, şuanda yapabileceğim en iyi şeydi fakat aptallığım yüzünden aklıma bile gelmemişti. Ali'nin bu hali korkmama neden oluyordu ve bu durumdan hiç hoşlanmamıştım. Benimle neler yapacaktı bilmiyordum. Kim bilir annem ne kadar merak etmişti beni.  Ali hala gözlerini üzerimden çekmemişti. Mavileri alev almıştı adeta.  Korkmuştum ve verecek yanıt bulamıyordum. 


''Su. Susadım b-ben, sana soracaktım ama sehpaya çarptım. Sonra bardak kırıldı.'' 


Elleri ile gözlerini ovaladıktan sonra bana boş bir bakış attı ve mutfak olduğunu düşündüğüm yere doğru ilerledi. Kısa bir süre sonra elinde bir bardak ile geldi ve bardağı önümde duran masaya koydu. Daha sonra kendini tekrar koltuğa attı. Boş bakışlarla ona bakıyordum. Ellerim bağlıydı suyu nasıl içmemi bekliyordu acaba?


''Ellerim.'' dedim düz bir ifade ile. Bir süre karşısındaki  duvarı izledikten sonra bana döndü ve ellerimi çözdü. Suyu bir dikişte içtim ve bardağı yerine koydum. Bundan sonra ne olacaktı? Ali tekrar gözlerini duvara dikmişti. Düşünceli görünüyordu ve bu hali beni meraklandırmıştı. Onun bu halinden yararlanmak istiyordum, belki aradığım soruların cevaplarını bana verebilirdi.


''Ben neden buradayım Ali.'' 


''Çünkü ben öyle istiyorum.'' dedi gözlerini duvardan çekmeden.  Gözlerim istemsizce açıldı. Ben öyle istiyorum da ne demek oluyordu. Keyfine adam kaçırmak da nereden çıkmıştı? 


''Yok öyle bir dünya! Sen kim oluyorsun da beni kaçırıyorsun. Annem polislere haber vermiştir, kısa zamanda bizi bulurlar da umarım hapsi boylarsın.''  dedim tek nefeste. Cümlelerim bitince soluklanmak için bir süre durdum. O kim oluyordu da beni kafasına göre kaçırıyordu. Benim bir ailem vardı. Beni merak eden bir annem vardı. Dünyada ki tek varlığı bendim onun. Şimdi bende yanında yoktum. Bir kere daha terk edilmek anneme ağır gelirdi. Babam gitmişti, şimdi de ben gidersem annemin tutunacak dalı kalmazdı.

Soğuk MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin