#Bölüm 1 #

102 20 7
                                    

Berbat bir baş ağrısıyla uyandım. Saate baktığımda- olamaz ! 08.15 lanet olsun gene mi geç kalıcam. Neyse nasılsa umurumda değil yaşama enerjim koca bi 0. Yatağımdan kalktım ve banyoya ilerledim hızlı hareketlerle işini halledip banyodan çıktım ve odama daldım okul üniformamı üzerime geçirip saçımı ördüm çantamı aldım anneme

'Ben çıktım'
diyip cevap beklemeden evden dışarı adımımı attım.
Hayır anlamıyorum ben hareket ettikçe daha fazla ağrıyo sanki başım uyuşuk adımlarla okula giderken parkta durup bi sigara yaktım kulaklığımı çıkartıp rastgele bi müziğe tıkladım ve işte huzur..

2 gün sonra yılbaşı hah ne iyi. Tam bi fiyasko diye düşünürken kafamı sıraya gömdüm ve kabussuz bir uykunun kollarına atıldım dersin bitmesine son bir saat kala fazla uykunun eseri olan baş ağrısıyla tekrar başımı sıradan ayırdım teneffüsü değerlendirip kendimi okuldan dışarı attım okulun yakınındaki marketin bahçesindeki sandalyeye oturup sigaramı yaktım. Sanırım bana iyi gelen sayılı şeylerden biri de bu zehir. Bakmayın bana öyle, onaylamayan bakışlarınızı görür gibiyim ama cidden sigaranın bana verdiği zarar umurumda değil.
Sigaradan son bir nefes daha alıp yere attım ve söndürmeyi umursamadan okula döndüm. Ne kadar berbat bir okul sadece bana göre de olabilir tabi bu durum hayallerime ulaşmak için bi yol olsaydı sınıftaki çocuk davranışlı insancıklara bile katlanabilirdim ama sanırım hayallerimden hızla uzaklaşıyorum.
Sınıfa girer girmez tabikide sırama kafamı koyup uyudum bi süre sonra birinin beni dürüklemesiyle sesli bi küfür mırıldanıp kafamı kaldırdım. Tabikide Elif.. Sevgili sıra arkadaşım aramız iyi yani sınıftaki iki akrabağamdan daha yakınız kendisiyle neyse tek kaşımı kaldırıp soru sorar gibi baktım.

' Uyanmayı düşünürsen gitsek mi artık? '

dediğinde gözlerimi devirip

'Uyandırdığına göre gidelim bari'

dedim biraz imalı şekilde uyandırılmaktan hoşlanmadığımı çok iyi biliyordu tabikide.
Okuldan çıkıp biraz ilerledik tekrar bi sigara daha yakıp Elif'e de paketi uzattım.

'Ahmet istemiyo içmiycem' dedi.

Paketi cebime katıp

'Cidden önemsiyosun' dedim.

Bana baktığında boş gözlerle ona baktım sormak istiyomuş gibi baktığında kaslarımı kaldırdım ona kızgındım aslında ve bence bunun yeterince farkındaydı.

'Noldu?'

Dedim garip bi şekilde sesim çok yabancı geldi kendime bile .

'Mine iyi değilsin ki bu durum benim Ahmet'le çıktığım için değil yanlış mı düşünüyorum?'

'Sadece uykusuzum Elif abartıyosun evet seninle alakalı değil ama kötü bişey olucak üzülmeni istemiyorum.'

Dediğimde hala farkındaydı neyin ne olduğunun.

'Uykusuzluk mu hangi dersi dinledin bugün bahane üretme bence daha tutarlı bi yalan bulsaydın ya ..'

Ona bakmadım bile sigaramdan bi nefes daha içime çektim gözlerini üzerimde hissedebiliyorum şu an ama Elif'le göz göze gelmek şu an ne biliyim saçmaydı.

'Toprak?'dedi 

Bu defa yüzüne baktım.

'Ne alakası var şimdi konumuzla?!'

Biraz sesimi yüksetmiştim sanırsam.

'Ayrıldınız mı Mine ?'

'Hayır' kısa cevap vermeyi tercih etmiştim kısa ve net. Sonra devam etme gereği duydum.

'Bugün yarın ayrılırız eskisi gibi değiliz son ayrılışımızdan beri farkındasındır sanırım. Ben sanırım ona tekrar şans vermekle hata ettim.. bilmiyorum. '

Asıl konuyu sorduğunda anlatıcağımı çok iyi biliyodu tanıyodu artık beni ama anlatmak istemediğim zaman da fazla ısrar etmezdi. Sigaramdan bi duman daha aldım, yere attım ve Elif'e baktım. Bana bakıyodu sanırım daha fazlasını öğrenmek istiyordu ama bende bişey bilmiyorum ki sonuçta, dudağımı ısırıp -

'Bilmiyorum yani eğer bugün konuşursak yarın detaylarıyla anlatırım olur mu bi sorunu var ve bana da anlatmıyo ben sadece yanında olduğumu söyledim her zaman için yani bu kadar' dedim.

Dikkatle dinlemişti sanırım beni başını salladı ve yürümeye devam ettik.

'Aslında zamana ihtiyacı olabilir.'
Elif'e sinirle baktım 'Evet onun zamana ihtiyacı olabilir doğru ama bana böyle davranmasını da gerektirmiyo sanırım artık kaybetmekten korkmuyorum.'

Derin bi nefes aldım anladığını umdum anlamalıydı anlardı yani herhalde.

'Eve gidicem Toprağa mesaj atarım belki yada bilmiyorum işte.' Dedim toparlamaya çalışıyordum kafamdakileri.
Nefesimi sıkıntıyla dışarı verdim midem ağrımaya başlamıştı..

'Elif suyunu verir misin? '
dediğimde aceleyle çantasını açıp suyu çıkarttı sanırım anlamıştı midemin ağrıdığını suyu uzatıp endişeyle gözlerini bana dikti çantamdan mide koruyucumu çıartıp Elif'in elinden suyu aldım.
Birkaç yudumda ilacı mideme postaladıktan sonra suyu Elif'e uzatıp

'Sorun yok hala yaşıyorum.'

Diyip güldüm dalga geçmiştim biraz durumumla ama pek de önemli değildi.

###

Yatağımın üzerine bağdaş kurup oturduktan sonra telefonu elime aldım tekrar Toprak'la konuşuyoduk ve hala morali bozuktu anlaşılan kısa kısa cevap veriyodu. Tekrar mesaj yazmaya başlayıp

"Toprak yeter artık ne bu tavrın" gerçekten sinirlenmeye başlamıştım artık. Tekrar mesaj geldiğinde telefonu hızla elime alıp tuş kilidini açtım ellerim sinirden titremeye başlamıştı midemde koca bi baskı vardı.

"Havadandır.."

Ne yani bu kadar mı, ne şimdi bu ? Ben gelen mesaja sinirliyken yeni bi mesaj sesiyle kendi kendime konuşmaktan kendimi alıp tekrar ekrana baktım.

"Mine.. zaman ver, ara verelim ben sana olan hislerimden emin değilim."

Attığı mesajı idrak edemeyip tekrar okudum şakamıydı şimdi bu daha birkaç gün önce aramız iyiydi.
Bu düşüncelerden sıyrılıp hızlı olmaya çalışarak mesaj yazdım hala çevrimiçiydi bi sorun vardı. Mesajı yolladım ve artık bitmiştik ikimizde .

"Bu son şansıydı."

Papatya MevsimiWhere stories live. Discover now