Bölüm5

1K 77 14
                                    

"Bu ergeni niye aldın lan evime?" derken sesi birazdan kusacakmış gibi çıkmıştı Emre'nin.

Onur kaşlarını kaldırmış Emre'yi süzerken arada kalmış olmanın verdiği yorgunlukla omuzlarımın çöküşünü izledim sadece. Başka hiçbir şey yapamadım.

Ammar yayıldığı koltukta rahatça sırıtıyordu. Ulan şu an canı sıkkın kafası karışık ve korkmuş bir ben mi vardım yani? Gerçekten mi?
"Ne istiyorsun?"

Sesim oldukça net çıkmıştı. Eğer bu saçmalıkları çözebilecekse ona istediği her şeyi verebilirdim. Öhöm, tamam, herşeyi değil.

"Size yardım edecek birini tanıyorum. Ama ona gitmek öyle kolay değil."

"Yaaani? Ne istiyorsun?" dedim sıkıldığımı belli eden bir ses tonuyla. Ne istiyorsa bir an önce söylese iyi ederdi çünkü sabrımın sonuna ekmek banıyordum adeta.

"Oraya gitmek bayağı bir sürecek. Yani size yardımcı olmak için okulumu bile 3 4 günlüğüne asmak zorunda kalacağım. Bu yüzd.."

"Lan ne istiyorsan söyle artık. Küfür de edemiyorum, deli ettin 2 dakikada be!"

Emre olduğu yerde aniden kükreyince gözlerimi kocaman açıp ona döndüm. Olduğum yerde koltuğa iyice gömülürken bu 2 deli manyakla neden aynı evde olduğumu sorgulamadan edemedim. Hah, tabi ya, canım ailem beni terk ettiği için!

Onur en pis gülüşlerinden birini yüzüne yerleştirdiğinde peşine gelecek cümlenin pek hoş olmayacağını biliyordum ama kulaklarımı tıkamaya vaktim olmadı.

"Sen küfür edemiyorsan ben ederim rahat ol. Hem de güzel ederim. Dümdüz giderim. Çok fena bak. Ece'yi odadan çıkarır; sağlı solu... küfür ederim!" Dedikten sonra ruh hastaları gibi bir anda yüz ifadesi değişti. Gülümseyerek devam etti, "O yüzden canımı sıkmadan anlatmaya başla güzel kardeşim,"

Ammar ortamdaki ciddiyeti fark edip oturduğu yerde şöyle bir doğruldu.
"Okulda gerekli mercilere bir miktar para yani bahşiş. Bir de bir araba. Ve aralarda araştırmalarıma devam edebilmek için bir bilgisayar."

Emre gözlerini devirdi, "Bu kadar mı?"

Ammar başını sallayınca Emre tekrar devirdi o gözlerini.

"Ee nereye gidiyoruz peki?"
Bu sefer konuşan Onur'du. Ortamda konuşmayan bir ben vardım resmen.
"Gideceğimiz yeri gidince görürsünüz. Haydi yarın görüşürüz. Ben gider!"

Ayaklanmıştı ki Onur onu pantolonunun cebine taktığı parmağıyla yerine geri oturttu.

"Dur bakalım Harry Potter. Ece sizde kalmayacak mı?"

Hah! Sonunda gözler bana dönmüştü. Şimdi konuşma sırası bendeydi.

"Yok, Ammar'larda kalmam ben."

Onur gözlerini büyüyüp kafasını hayırdır der gibi salladı sağa sola. "Nerede kalacaksın o zaman bro?"

"Burada kalır. Sıkıntı?" Emre, Onur'a cevap verirken her zamanki gibi rahattı. Ne zaman değildi ki zaten?

Onur kaşlarını kaldırıp havaya ufak bir küfür savurduktan sonra bana döndü,
"Sen burada hiç tanımadığım bir adamla tek kalacaksın. Ben de eve dönüp rahat rahat yatacağım yatağımda. Öyle mi?"

Bana sormuştu ama cevabını yine Emre'den aldı. Yine, yeni, yeniden.
"Evet aynen öyle olacak."
"Pembe Tayt giyip gay bar'a da gideyim o zaman? Ben 10 yıllık kardeşimi burada bir erkekle bırakır mıyım lan? Biz de burada kalıyoruz."
Ses tonu o kadar keskindi ki muhabbeti ortadan ikiye bölüp atmıştı resmen.
Emre oturduğu yerden kalkarken derince iç çekti.

DENEY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin