2- TESADÜF

120K 4.5K 839
                                    

Multimedya ALEV, AYS VE BERRA.
KEYİFLİ OKUMALAR!!!
OY VERMEYİ UNUTMAYINN! ❤❤❤

"Yine mi sen?"

Evet, o da beni tanımıştı. Kesinlikle beni işten attıran adamdı bu. O günden sonra ikinci kez burada karşılaşmıştık ve ona olan sinirlerim hala geçmemişti.

------------------------------------------------

1 HAFTA ÖNCE

Sesli küfür etmemek için kendimle adeta büyük bir savaş veriyordum. Sabahtan beri o masadan o masaya koşuşturmaktan fena halde yorulmuştum ve daha işte ilk günümdü.

Ayrıca sabahtan beri sanki düşmanmışız gibi bana bakan beyazlı kadın da günün bonusu, süprizi ve artı puanı olmuştu.

Sabretmekte büyük zorluk çekiyordum ki beyazlı kadının ve karşısındaki genç adamın ayaklanmasıyla içimdeki çocuk Mahmut Tuncer misali halay çekmeye başladı. Sonunda gidiyorlardı.

Hazırlanan sipariş tepsisini elime alıp 7 numaralı masaya doğru ilerlerken beyazlı kadının yanından geçiyordum. Bilerek koluma sertçe çarpmasıyla elimdeki tepsi yeri boyladı. Buna sadece gözlerimi sımsıkı kapatarak ve sakinleşmeye çalışarak karşılık verdim. Güldüğünü duyabiliyordum. Şeytan gibi gülüyordu. Zaten benziyordu da. Beyaz giymesi onu kurtarmamıştı. Yavaşça gözlerimi açıp kadına baktım.

"Beceriksiz!"

Duyduğum şeyle kan beynime sıçramışken o arkasını dönüp yürümeye başladı. Yumruklarımı sıktım. Öylece gidemezdi. Hemen masanın birinden şarap dolu bir bardağı aldım ve arkasını dönüp gitmekte olan kadını kendime döndürüp şarabı yüzüne fırlattım. Beyazlı kadın artık şaraplı kadın olmuştu. Kıpkırmızı, çok güzel.

"Sen... sen ne yaptığını zannediyorsun?"

"Evet çok beceriksizim hanımefendi bir sorun mu vardı?"

Sinirden gözü seyiren kadına cadı gülüşlerimden birini yolladım. İntikamımı almıştım ve içim rahatlamıştı. Kadın çığlık atıp üzerime gelmeye kalkıştı. Olduğum yerde bana gelmesini bekledim ama onu tutan insanlar yüzünden gelemedi. Dövüşçü olduğumu bilmiyor, yazık.

Kadının yanındaki genç adam ise hem kadını tutmaya çalışıyor hem de kızgınlıkla bana bakıyordu.

"Bu yaptığının bir karşılığı olmayacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Seni işinden attıracağım. Bunu ödeyeceksin."

Kadını tutup götürmeye başladı. Arkalarından bağırdım.

"Yok ya, işimden attıracakmış! Hem kendisi bana çarpıyor hem de ben işimden atılacakmışım. Çok beklersin!"

Sonuç olarak işten atılmıştım.

Tamam hiçbir işte 4 günden uzun bir süre kalamamış olabilirim ama ilk günümde de işten atılmamıştım ki. Ya ikinci yada üçüncü gün atılırdım. Beni kovmak istemeyen biricik canım patronuma rüşvet verdiklerinde hemen kabul etmişti. Ama adam haklıydı şimdi. Rüşvet verseler ben de kendimi işten atardım. " I love money!" düşüncesine saygım sonsuzdu.

----------------------------------------------

İçeriye sonradan dahil olan ve beni işten attıran çocuk ilk önce şaşkınlıkla baktı. "Ne işin var senin burada?" diye tepki gösterdi. Beni hatırlamıştı.

"Asıl senin ne işin var? Ne o, buradan da mı attıracaksın beni rüşvetle?"

Rüşvetle kelimesini vurgulayarak söylemiştim. Yan gözle Selim Hocaya baktım. Rüşvetten etkilenecek birine benzemiyordu. Bir 'I love money' havası yoktu ama güvenemiyordum.

DÖVÜŞÇÜWhere stories live. Discover now