"Güven"

656 89 54
                                    

Hasta bir yazar ve onun hikayesi.

Bu bölüm kendi afak hikayesi ile beni hayran bırakan ODFulyaTomlinson a geliyor.

Kapının açılmasıyla doğruldum yatakta.İçeri Louis girerken ayağa kalktım.Bana yaklaşırken "Merhaba." dedi gülümseyerek.

Ben de ona yaklaşıp karşısında durdum.Kollarımı kaldırarak sarıldım ona.Hayır.Hayır."Galiba ona aşık oldum." falan demeyeceğim.

Sadece..

Sadece ona karşı güven besliyordum içimde.Üzeri siyah kurum bağlamış,hafifçe atan kalbimde bir parça güven vardı ona karşı.

"Merhaba."

Mırıldandım kafamı boynuna koyarak.

Elleri belimi bularken o da bana sarıldı.

"Bugünkü sevecenliğinizi neye borçluyuz?" dedi hâla silinmeyen gülümsemesiyle.

Gözlerimi devirerek ayrıldım ondan.Masaya geçip oturdum.

"Haklısın.Saçmaladım." dedim ve yeniden ayağa kalkıp ona yaklaşarak beyaz giysisinin üzerine saplanılmış kalemi almaya çalıştım.

Kalemi alırken yanındaki kurşun kalemi farkettim ve onu aldım bu sefer.Yeniden masaya geçtim ve boş kağıtlardan birini aldım.

Karalamaya başladım bir şeyler.

"Hayır.Hayır.Sadece şaşırdım." dedi ve o da önümdeki sandalyeye oturdu.Aramızda yalnız bir masa vardı.

Umursamadan çizimime devam ettim.

"Hadi ama..Üzgünüm.Öyle demek istemedim.Biliyorsun." dedi ve elimdeki kağıtı almaya çalıştı.

Kağıtı vermeden kafamı kaldırıp direk gözlerine baktım.

Maviliklere..

Ufuk rengine..

"Susar mısın?" dedim sadece.

Ayağa kalkarak önüme geçti ve diz çöktü.

"Harry." dedi ve ona bakmam için çenemden tutup kafamı çevirdi.

"Tamam.Fazla abartma." dedim ve kafamı çektim elleri arasından.

Ayağa kalktı ve yatağa o oturdu bu sefer ilk olarak.

Karaladığım kağızı buruşturup yatağa geçtim.

Yanına oturdum ve onun gibi sırtımı yatak başlığına yasladım.

Kafamı ona çevirdim ve yüzüne bakmaya başladım.

Güzeldi..

O da kafasını çevirdi.Yüzüme bakmaya başladı.

Gözlerimle saçlarına baktım ilk olarak.Kahverengi ve karışık saçları vardı.Elimi götürerek yumuşak olup olmadığını denedim.

Yumuşaktı..

Sonra çektim elimi.Gözlerim önce yanaklarını,burnunu,çenesini taradı.

Dudaklarına baktım bu sefer.Aralık dudakları yutkunmama sebeb olurken gözlerimi gözlerine çıkardım.

Bakmaya başladım maviliklere.

Ne kadar güzeldiler.

Gözleri dudaklarım ve gözlerim arasında mekik dokuyordu.

Rengini seçemediğim dudaklarına baktı gözlerim.Diliyle ıslattı onları Louis.

Dişlerimle kendi dudaklarımı ısırdım.

Kahretsin bu da neydi böyle?!

Nefesimi bıraktım ağzımdan hızla.

Yutkundu.

Bunu kıpırdayan adem elmasından hissedebiliyordum.

Gözlerine çıkardım gözlerimi.

Rengi mi koyulaşmıştı?

Ellerimi kaldırarak iki yanağına koydum.

Yaklaştım ve yavaşça öpmeye başladım dudaklarını.Öptüm ve geri çekildim.

Tekrar öptüm.Ve tekrar geri çekildim.

Dudakları o kadar yumuşakdı ki, anlatamam.

Tekrat öpmek isterken o da atak yaptı ama öpüşmedik.

Yeniden ikimizde atak yapdık birbirimizin dudaklarını kapmak için.Ama yapamadık.

Geri çekildim bir kaç millimetre.

Sertçe dilimi diline sürterek öpmeye başladım onu.Kafamı eğerek devam ettim öpücüğüme.

Karşılık veriyordu.

Kolları boynumu bulmuştu bile.

Yanaklarını kavradığım ellerimi sürterek beline.

Alnını alnıma yaslayarak öpmeye devam etti.

Ayrıldık nefes nefese.

Hâla alınlarımız birbirine değiyordu.

Gözlerine baktım.

"Tanrım.Az önce ne yaptık biz?" dedi ilk önce.

Sonra her şeyi kavradım..

Kahretsin!

Biz öpüşmüştük!

Hem de delicesine.

Hızla ayrıldık birbirimizden.O kadar hızlı olmuştu ki,bir an dengesini kaybetti.

Ellerini saçlarına çıkardı.

"Siktir." diye fısıldadı.

"Az önce yaşadıklarımızı unut.Yani u-unutalım." dedi nefes nefese.

Bakışlarımı kaçırdım.

Ne olmuşdu ki?

Alt tarafı öpüşmüştük.

Bakışlarımı yüzüne çıkardım.

Kalktım yavaşça yerimden.Yaklaştım ona iyice.

Nefesleri tekrar hızlanmıştı.

Elimi kaldırarak saçından bir tutam götürüp arkaya yönlendirdim.

Kafamı yavaşça yaklaştırdım.

Dudak hizasına geldim.

Dudaklarını araladı.

Sonra kafamı kulak kısmına yönlendirdim.

Ne kulağı ne de dudağı değildi.

İkisinin arasındaki kısıma dudaklarımı oldukca yaklaştırdım.

Konuşurken dudaklarım değecekti tenine.

Söyledim kelimeleri.

Umursamadan.

"Alt tarafı öpüşdük Afak.Bu kadar heyecanlanmana gerek yok.Unut gitsin."

Ve geri çekildim.

Gözleri önce titredi.Sonra parlamaya başladı.

Ağlıyor muydu??

Geri çekilerek arkaya bir kaç adım attı.

Sonra dönerek kapıya yöneldi ve onu açarak kendini dışarı attı.

Kafamda ise yalnız bir düşünce vardı.

Keşke öyle demeseydim..

Afak diyor ki, "Güzel yorumları unutmayalım."

:)

Afak || l.sWhere stories live. Discover now