SELİMİN AGZİNDAN

23 9 0
                                    

Kızı taburcu ettiler beş gün sonra kontrolü vardı soguk algınlığı zatürreye yada astıma donusebilirmis..
O gittikten sonra bende diğer hastalarimla ilgilenmeye devam ettim daha havanın kararmasina iki saat vardı acile gelen giden yoktu bizde Ayşe ile oturup muhabbet ediyorduk o sırada telefonum çaldı
Arayan annemdi
-"anneciğim"
+"selim baban
- "anne ne oldu sakin ol aglamadan Anlat "
+ "oglum baban ölmüş"
Hic birsey söylemeden kapattım telefonu o an boşluğa düştüm zannettim ne dusunmem gerektiğini ne hissetmem gerektiğini bilemiyordum benim babam ölmüşmü yani nasıl olur ? Uzulmeli miydim yoksa sevinmeli mi ?
Yıllarca benden kardeşlerimden annemden esirgediği sevgiyi başka kadinlara harcayan
Uzerimizde biyolojik katkısından başka gram hakkı olmayan
Kadınların koynunda bastigim yüzümüzü yere eğen utanilasi aşağılık adam ...
Tum yasattiklari film şeridi gibi hafizami zorlarken göz yaşlarım dizlerimin üzerinde birlestirdigim ellerimin uzerine düştüler hızlı hızlı evet agliyordum nefret bile besleyemedigim adam öldüğü için agliyordum uzun bir sessizlik çökmüştü ortama ben kendimi hiç iyi hissetmiyordum hıçkıra hıçkıra ağlamak üzereydim nefesim daralıyor kalbim sıkışıyor aklim olanları almıyordu.
Ben çaresiz hale girmiş öylece otururken bir cift el geldi ellerimi kavradı ve gozlerimin içine bakti kocaman gözleriyle Ayşe..
Hemen yerimden kalkip ceketimi aldim ve hastaneyi dersleri staji hiçbirşeyi umursamadan çıktım dışarıya koşmaya başladım nereye kosuyordum sahi neye yetiscektim zaten ölmemişmiydi hem zaten ölmese bile onu görmeye mi gidicektim ki
Bir an durakladim ve kucukken bana aldığı o kırmızı bisiklet geldi aklıma ve binmeyi bilmediğim için bir ay öylece baktığım bisiklet babamin binmeyi öğrettiği kırmızı bisiklet icime bi ateş düştü
"babaaaaaaaaaaaaaaaaaaaam " diye haykirdim dizlerimin üzerine coktum ve ağlamaya başladım tekrar. içimi çeke çeke agliyordum tıpkı babamı o kadınla bastigimdaki ağladığım gibi. O gun nasıl canım yandiysa bugün milyon kat fazla yanıyordu geri dönüşü olmayan yola gitmişti sevgisini göremediğimiz babamız.

Kardeşlerimin yanında olmalıydım dimdik yanlarında durup herzaman olduğu gibi babalari olmalıydım biliyordum ki onlar bensiz yikilirlar onların dayanağı olmalıydım taksiye binip eve geldim annem ağlıyordu hiçbirşey söyleyemiyor sadece hıçkıra hıçkıra ağlıyordu yanina oturdum dertten bembeyaz olmuş saçlarını kokladim alnindan öptüm ve kız kardeşimin odasina gittim 12 yaşındaydı henüz hiç birsey den haberi yok mp3 dinliyor sesi son seviyede kulaklık olduğu halde bile duyuluyordu içeri girdigimi farketmedi bende kapıyı yavaşça çekip erkek kardeşimin odasina gittim odasında yoktu onu nerde bulacağımı biliyordum

Canımız acidiginda gittiğimiz dört yol agzindaydi kaldırıma oturmuş öylece arabaları seyrediyordu yanina aturdum elimi ensesine yerlestirdim ve kısık bir ses tonuyla
"geçecek merak etme bu günler gececek abin yaninda"
Sözlerim onun aglamasina neden oldu
Hani dokunsan aglarim lafi vardir ya iste öyle oldu yüreğine dokundum hiç ağlarken görmediğim kardeşim yusuf ağlamaya başladı
Bu nasıl bir imtihandi Allah'im bize dayanma gücü ver demekten başka çarem mi vardı ki ağlamak sizlamak onu geri getirmeyecekdi elbette o yüzden kendimi toparlayip kardeşimi güçlendirip ayağa kaldırmam gerekiyordu elinden tuttuğum gibi ayağa kaldırdım ve gözlerinin içine baktim

"yusufum aslan kardeşim beni iyi dinle 18 yasina kadar geldin seni hiç ağlarken görmedim baba diyemedigimiz o adam başını oksamadi ben okşadım bakmadı ben baktim ekmek parasi vermedi ben hem çalıştım hem sizin karnınızı doyurdum sizi dövmeye kalktı ben kolundan tuttum annem boşanmaya kalkinca tehdit etti karşısında ben durdum onun yapamadığı babalığı ben yaptim size şimdi benim sözümü dinle ve gözünden akan yaşı nefretle akitma
Agliyorsun bak bunu hirsa çevirme ona beddua etme onu dusunmede sadece Allah rahmet eylesin de bize babalık yapmadı ama kulluk da yapmadı o çöp gibi yaşadı biz acısını çektik biliyorum bugün sabaha kadar ağla bağır cagir ama yarın sus kardeşim biz ona evlat olalim tabutunu sirtlanan biz olalim vazifemizi yapalım beni baban sayiyorsan bunu annem için bacimiz için yap olur mu aslanim devrilme elinden tutuyorum ayağa kalk güçlen hadi aslanim hadi dert ortağım oğlum herşeyim dayanağım seni seviyorum hadi evimize gidelim evimizde ağlayalım babamiza hadi gel"
Ağzını bıçak acmiyordu tek kelime bile etmiyor sadece ağlıyordu göz yaşlarıyla konuşuyordu onlar sabaha kadar ağladı ben sabaha kadar ellerinden tuttum yüküm iki katına cikmisti artık...
Sabah kiz kardeşim uyandığında bizi salonda ağlarken gorunce şok oldu anlamsiz bakışlarını uzerimize dikti
"ne oluyor burda niye hepiniz agliyorsunuz birine birşey mi oldu size diyoruuum ne olduu".
Verecek cevabımız yoktu zaten öldü sandığı babası şimdi gerçekten öldü ne diyebilirdik ki bu gerçeği ona aciklayamazdik o zaman babasını ondan sakladigimizi düşünür onu kaybederdik bu yalani devam ettirmek zorundaydik
"prensesim gel yanıma korkma anneannem hastalanmış o yüzden böyleyiz ama merak etme iyileşiyor"
Dedim kafamı yere eğerek, gözlerinin içine bakmıyordum nasıl bakabilirdim ki

1 Ay sonra...
Henüz taze olan acimizi icimize gömmeyi başarmış gülen yüzümüzle ağlayan tarafimizi kamufle edilmiştik. Herşey eskisi gibi olmayacakti birşeyler daha da zorlaşacakti ama ailem huzurlu olacakti..

O gün öylece çıkıp geldiğim için stajim yanmıştı bazi insanların vicdanlari körelmis olabiliyor buna yapacak birşey yoktu imtihanimin sonunda yeni imtihanimla karsilastim demekki ilkini geçememisim ki ALLAH. İkinci bir imtihan gönderdi bana. Emrinden sual olunmaz yapacak birşey yok hayirlisi böyleymiş okulu dondurdum ve kendime iş bakacağım ailem benim elimde geçiniyor onların masraflarını karsilayabilmeliydim...

Nasıl hemen aşık oldular çok hızlı gidiyor hikaye diyenler zaten aşk pekde kolay olacak gibi değil önce derdi çekilir sonra sefası sürülür (mutlu olunur) ne demişler dert cekmeyince bal yenilmezmis..
Okumaya devam edin ilginç yerlere gidecek hikaye yorumlarinizi bekliyorum ...

Aşkın KırıntısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin