UMUDUNU TAZELE

236 11 1
                                    

Peki, umutsuz yaşanabilir miydi? Ne mümkün! Umudun getirisi; hafif korku yanında daha çok huzur mudur? O hâlde ümitsizlik de daha çok keder midir? İnsan hangisini seçer? Umut etmek elimizden gelmeyecek bir şey değilse, ümitsizliğe düşmek insanın gücünü yitirmesiyle alakalı bir şey midir? Evet. Peki, ümitsizliğe karşı dayanıklı olmanın sırrı nedir? İşin mantığını çözmektir sanırım; sırrını çözmektir. Zira insan ancak sırra erince, muradı bilince istediklerine erişebiliyor. Genel deyişi bilirsiniz; zor olan mümkündür, imkânsız olansa biraz vaktimizi alır sadece. Umudun yanında sabrı besleyenler beklemeyi bilecektir. Sabırsız umut; saman alevi heyecandan, asılsız yanılgıdan ve geçici hevesten başka bir şey değildir. Umudun yanında sabrı besleyen insan bir gün nihayet beklediğini bulacaktır. Er ya da geç... Bu bizim meselemiz değildir. Zamanı tayin eden Allah'tır. Bize düşen sabırla beklemeyi bilmektir. Umutsuz yaşanmaz. İstemeden verilmez. İstemeyi bilenler ve sabredenler er geç istediklerine ulaşacaktır. Bununla ilgili çok güzel bir söz vardır ki hem umudum hem tesellim oluyor. Büyük âlim ve mutasavvıflar arasında büyük bir hakikati ifade etmek üzere kullanılan bir kelam-ı kibardır, aslı Farsçadır ve mealen şöyledir: "Vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi." Sabır da yorulur biliyorum. Ama diz çöküp baş eğmenin felaketimiz olduğunu biliyorsak eğer; başımız her zaman dik, gözlerimiz ileride, hedef ve arzularımıza erişebilme

AĞLAMAK GELİYOR ICIMDENWhere stories live. Discover now