~8~

498 37 19
                                    

"Vay vay vay..."

Jongin Sehun'un etrafında dönerken söylendiğinde Sehun sesli bir nefes verdi.

Sehun dar kısa şortu giymiş ve kocasının önünde kendisini sergiliyordu.

Esmer olan etrafında dönmeyi bırakıp kollarını göğsünde birleştirdi.

" Yakışmış. Dışarda giyersen ölürsün. Bil istedim."

Sehun gözlerini devirip kendisini koltuğun üzerine bıraktı.

"Giymeyeceğim dışarda. Evde giymek için aldım. Yaz geliyor malum..."

Jongin de karşısında ki koltuğa oturdu. Bacak bacak üzerine atıp kocasını süzdü yeniden.

"Evde yalnızken ya da sadece ben varken giyebilirsin."

"Tamammm..."

"Başkasından, arkadaşlarımızdan, ailelerimizden duymayacağım Hunnie."

"Tamam Jongin. Başladın yine... Senden başka kimsenin yanında bunu giymeyeceğim hatta başkasına şortu göstermeyeceğim bile."

"Aferin."

Jongin dudaklarını yaladı ve yeniden baktı kocasına. Zaten etkileyici olmasını göz ardı edersek, bu şort ile dünyanın en etkileyici insanı olma kapasitesini görüyordu Jongin onda.

Şort bacaklarını iyice sarmış, poposunu fazlasıyla belli ediyordu. Kafasını iki yana sallayıp düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı Jongin.

'Hayatta izin vermez. Üstüne bir de döver.'

"Rahat edemedim şu an. İşlerim de var. Üzerimi değiştireceğim."

"Tamam."

Jongin kafasını sallayarak onayladı eşini.

Sehun üst kata çıkıp eşofman giydi ve mutfağa gitti yeniden yemek yapmak için.

"Sehun. Neden annemleri yemeğe çağırdın?"

Salondan seslendi esmer olan.

"Çünkü yemeğe gelmelerini istedim?"

Jongin oturduğu yerden gözlerini devirerek kalktı. Mutfağa gelip kapı kenarından kocasına baktı.

"Onlarla yemek yemeyi sevmiyorum."

"Ben bayılıyorum..."

"Dalga geçmesene benimle..."

"Dalga geçmiyorum be. İkimiz de onlarla yemek yemeyi sevmiyoruz. Ne diye çağırıyorsun?"

"Annen laf sokup duruyor Jongin."

Esmer olan eşinin yanına gidip arkasından sarıldı diğerine. Yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve kokusunu içine çekti derince.

"Üzgünüm bebeğim."

Sehun kafasını çevirip kocasının dudaklarına küçük öpücükler kondurdu.

"Senin bir suçun yok. Sen ne diye özür diliyorsun?"

"Benim ailem sonuçta..."

"Evet ama annen bana ısınamıyor işte. Hem günahlarını almayalım hemen. En son geldiklerinde güzel bitmişti gün. Belki bu kez daha iyi olur."

Gözleri kısılana kadar gülümsedi.

"Umarım bebeğim. Yine de şunu unutma. Sen benim en değerlimsin. Her şeyimsin. Kimse senden önemli değil. Sakın kendini üzme tamam mı?"

"Tamam aşkım. Söz. Şimdi beni bırak da yemek yapayım."

Sehun diğerinin kollarından kurtulup işine döndüğünde Jongin mutfaktaki sandalyeye oturup onu izlemeye başladı.

Sehun yaptığı işe devam ederken gülümsemesine engel olamıyordu.

'Çok seviyorum seni be adam.'

----------
Düzenlemedim yazım hatası olabilir

My Little SeKaiWhere stories live. Discover now