Kocana Sahip Çık!

2.7K 98 13
                                    

Ben bu zaafımı ortaya çıkarınca Levent kahkaha atmaya başladı.

"Oo tamam o zaman kesin çıkalım!"

"Buyrun öyleyse yolun karşısına geçelim."

Şu an karşımızda sonu göremedim ve Dünyanın En uzun binası olan Burj Kahlifa duruyor. Ve ben gerçekten korkudan ağlamak üzereyim.

"Levent ne olur çıkmayalım. Yalvarıyorum ban sana."

"Berem Hanım merak etmeyin. Gün batımını izleyeceğiniz At The Top bölümüne çıkan asansör de dünyanın en hızlı asansörüdür. Asansör ile binanın boyu olan 875 metreyi yani yaklaşık 1 kilometreyi ki buda 124 kata karşılık geliyor yalnızca 5 dakikada çıkacaksınız. saçlarınızın uçuşmamasına dikkat edin. "

"Ya siz benimle alay mı ediyorsunuz! Yükseklik korkum var diyorum!"

"Hadi nazlanmada bin bakalım asansöre. Khal sen bize eşlik edecek misin?"

"Hayır efendim. Bundan sonrasına yalnız devam edeceksiniz. Asansör geldi buyrun.."

Yavaşça ayağımı salon büyüklüğündeki asansöre attım ama korkudan titriyordum. Levent omzumdan tutup beni içeri itti. Asansörün kapıları kapandığı an deli gibi bağırmaya başladım.

"Ya ben senden kurtulamıyorum tamam! Ben seni böyle kabullendim ona da tamam. Ama şurada kalp krizi geçirsem ne olur biliyor musun! Hayır yazık değil mi bana. Şu genç yaşımda buralarda ölmek yakışır mı hiç. Bir de seninle ya seninle! Şu an ben bu asansörde Jamal bin Kamal işe olanbilirdim! Hayır en çok da ne koyuyor biliyor musun? Seninle evli olarak ölmekten korkuyorum!!"

"Beren.. Geldik. İn isterden. Ayrıca tırnaklarını da etimden çıkart istersen. Ben geri iniyorum çünkü. "

"Ay elini mi tırnakladım? Korkudandır. Ayrıca geri iniyorum da ne demek?"

"Ben gidip Şeyh'e herşeyin doğrusunu, evliliğimizin bir kaza olduğunu ve senin aslında onu sevdiğini söyleyeceğim."

Levent gidiyordu. Gerçekten gidiyordu.

"Dur gitme!"

"Ya nereye gidiyorsun!"

"Hiç bir yere gidemezsin!"

"Levent.."

Bir anda adı ağzımdan bir yakarış bir yalvarış gibi çıkmıştı. O da bunu fark edince bir an durdu. Ama bana bakmıyordu hala.

"Levent beni bu kadar yüksekte tek başıma bırakma. Korkuyorum."

"Tamam bak biraz bekle. Şeyh'i çağıracağım zaten. O gelir yanına."

"Ya Levent korkudan saçmaladım lütfen. Beni düşünmüyosan şirketlerin düşeceği durumu düşün."

"O zaman gel birlikte inelim. Otele döner odalarımıza çekiliriz sen de benim suratımı görmüş olmazsın."

"Ama ben şimdi burada güneşi batırmak istiyorum. Gel hadi. Yalvartma beni."

Bu sefer beni Levent'in elini tutmuştum. Kendimi söylediklerimden dolayı çok suçlu hissediyordum.

Elele At The Top'a doğru yürüdük. Kapıdaki korumalar ismimizi öğrendikten sonra güvenliği aradı. Şeyh'in davetlisi olduğumuzu öğrenince içeri buyur etti.

Burası tek kelime ile İNANILMAZDI!

Çok yüksekti. Hayatınızda bulunup bulunabileceğiniz en yüksek yerdi. Bütün Dubai hatta Bütün DÜNYA ayaklarınızın altındaydı. Gerçekten çok korkunç güzellikteydi. İki kavram ilk kez birbirine bu kadar yakışmıştı. Elimi uzatsam güneşe dokunacak uzaklıktaydım. Burası gökyüzünün içiydi! Dünyadan çok uzaktı. Çok farklıydı. Güneş üzerimize batıyordu sanki. Her yer turuncuydu. Belkide kırmızı..

Sarhoş EvlilikTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang