Medya da Lucifer var...
Vote ve yorumlarınızı esirgemeyin... İyi okumalar.
Fazla yemekten sağa sola sallanarak ilerliyordum. Çevremde ki insanların dikkatini çekmiştim. Sarhoş olduğumu düşündüklerine emindim. Ben iki kişilik kahvaltı sofrasını -Damon kendi için iki kişilik mönü almıştı bu onun için tek mönü demekmiş- yemiştim. O kızı nasıl dövdüğüm aklıma geldikçe keyiften iştahım açılmıştı.
''Çekil önümden seni sıska sürtük burada yemek yedim ve yürüyemiyorum.'' Birkaç adım önümde ki mükemmel güzellikte ki kadına bağırıp önümden çekilmesini sağladım. ''Senin yapamadığını yaptım hastalıklı zayıf seni! Bak bana yemek yedim.'' Yanından geçerken tam suratına geğirdim. Bu hoşuma gittiği için kahkahamı bastım. Duvarlara tutunarak odama ilerlemeye çalışıyordum.
Odamın önüne geldiğimde yerde sürünmediğim kalmıştı tek. Kapıyı açıp içeri girdiğimde üçlü ayakta hazır ol da dikelmiş kapıya bakıyorlardı. Kapıyı kapatıp sırıttım.
''Benim lider olduğumu anlayacağınızı biliyordum. Şimdi açılın sindirim sistemim boşalım yapacak.'' Hareket etmek istediğimde yakamdan tutulup geri çekildim. Omzumun üstünden baktığımda karşımda gördüğüm yüzle önce yavaşça ağzım aralandı sonra kaşlarım kendiliğinden çatıldı. Bu sik kafalı herifin ne işi vardı! ''Yaşlı Tilki...'' mırıltım yüzünün gülmesine sebep oldu.
''October en güzel çocuğum benim.'' Her zaman olduğu gibi tüm samimiyetiyle sarıldığında ilk defa ellerimi ona dolamadım. Gerçekten çocuklarıydık onun. Sürekli kavga etsek de haftada bir her çocuğunu severdi. Bunun bizi motive ettiğini düşünürdü. Ederdi de... Beni ölüme gönderene kadar.
''Ne işin var burada?'' kulağına tehdit edercesine fısıldadım.
''CIA peşimde.'' Karşılık vermesiyle korkuyla geri çekildim.
''Lanet olsun seni yaşlı piç nasıl bir bok çukuruna bulaştın.'' Şaşkınca bağırmamla sırıttı. Cevap vermeden yanımdan geçip odanın en görkemli koltuğuna oturup ayaklarını birbirine doladı.
''Rusya'da ki adamlarından birini yakalamışlar. Artık insan kaçakçılığı çetem deşifre olmuş şekilde. İnana biliyor musunuz sizi kaçırdığımı düşünüyorlar! Halbuki annesiz, babanız sizleri sokaklara attığında sahip çıkmak gibi insanlık yapıyorum.'' Dalga geçer gibi cebinden puro çıkarıp yaktı.
''Sizde hazır ola geçip kalmışsınız kendinize gelin.'' Hala hazır ol da olan üçlünün yanına gidip aralarına karıştım. Yine de beni dinlemediler.
''Rahat...'' Yaşlı Tilkinin emri ile normale dönünce sinirle gözlerimi devirdim. Kukla olmaya bayılıyorlardı. ''CIA eşkalime ulaşmadan önce onları şaşırtmalıyız. Ben ölene kadar yetecek süre yem atmalıyız.''
''Önce sen aşağıda ki FBI adamlarını hallet.'' Jack koltuklardan birine yayılıp gözlerini kapattı.
''Yaşlı Tilki işler düşündüğünden daha karışık, geldiğimiz gün lobide FBI bulduk. Hem CIA hem FBI ne yapmayı düşünüyorsun.'' Henri daha ciddi şekilde tam karşısına oturdu. Yaşlı Tilki başıyla adamlarına işaret verdi. Adamlar önümüze bir sürü dosya bıraktı. Geri çekilirken adamlardan birini suratının sağ tarafının neredeyse yanmış olması midemde ki yemekleri harekete geçirdi. Bu adamı tanıyordum. Benimle aynı yaşta aynı zamanda bulunmuştu sokakta. Yaşlı Tilki'nin koruması olana kadar saha görevlerinde birkaç kez çalışmıştık. Tanıdığım en iyi saha görevcisiydi. Fakat Yaşlı Tilki sinirliyken ona cevap verdiği için sağ tarafı yakılmıştı. Hızla bakışlarımı önüme çevirdim. Adam ona baktığımı anlamıştı. Tepki vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikenin Ölüm Tonu
Action22 Eylül 2015-17 Ağustos 2017 October sokaklardan alınıp büyütüldüğü çetenin içinde başarısı ile gözde kişidir. Fakat bir gün yaptığı hata onu Henri ve iki arkadaşıyla birlikte yepyeni bir hayatın içinde bulur.