Bölüm 13- Eğlenceli mi Eğlenceli Bir Kulübe (!)

2.1K 143 79
                                    

Multimedia'da Amy var. Sonunda bulabildim! @geronimoodoctor'a çok teşekkürler ^^

''Annabeth’in nerede olduğunu öğrenmek ister misin? Akşam göl kenarına gel.’’

Amy gözlerini açtı. Ona hiç tanıdık gelmeyen bir tavana bakıyordu.

Yerinde doğruldu. Karşısında yerden tavana kadar olan bir Zeus heykeli vardı.

Amy onun arka tarafında, duvarda olan girintide yatıyordu.

Zeus’un onu gözetlemesini istemiyordu. Heykelin çok gerçekçi gözleri vardı.

Amy geçen saatlerde olanları düşündü.

Zeus onu sahiplenmişti, Sam aşağı itilmişti, Mary’i elinden çıkan şimşekle neredeyse öldürüyordu, Drake kafayı yemişti, bütün kampçılar ona yakında ölecek gibi bakıyordu, ayrıca Harry korkudan yüzüne bile bakmıyordu.

Bir günde her şeyi nasıl da mahvettim, dedi Amy kendi kendine.

Sonra da güneşin yavaş yavaş bu kasvetli odayı aydınlatmasını izledi.

Kulübeyi sevmiyordu. Burada konuşacağı kimse yoktu. Yatak yerine de duvarda girintiler vardı. Açıkçası hiç rahat değildi.

Amy söylene söylene ayağı kalktı. Bugün Kheiron ile görüşmeleri vardı. Ama öğle saatinde olduğu için rahat rahat dolaşabilirdi.

Turuncu melez kampı tshirtünü üstüne geçirdi. Saçlarını tarama zahmetine bile girmeden kasvetli odayı arkasında bırakıp dışarı çıktı.

Kampta daha kimse uyanmamıştı. Birkaç tane çocuk avanak avanak geziyordu o kadar.

Amy temiz havayı içine çekti ve kamp alanına baktı.

Bir kere çok büyüktü. Ortadaki ocak yaz kış yanıyordu. Kulübelerin hepsi bir tanrıyı ya da tanrıçayı ifade ediyordu.

Ares kulübesinin etrafı dikenli tellerle çevriliydi. Kulübe de kendisi gibi korkunç görünümlüydü.

Poseidon’un kulübesi deniz kabuklarıyla kaplıydı. Bakınca insanın içi açılıyordu.

Diğer kulübeler de öyleydi. Sadece Zeus kulübesi kasvetli ve iç bayıcıydı.

Amy nereye gideceğini bilmiyordu. Aklından bir sürü yer geçti. En sonunda kılıç antrenmanı yapmaya karar verdi.

Alana gittiğinde iki kişinin orda olduğunu gördü.

Birisi Sam’di. Çocuk iyi görünüyordu. Düşüşü ona zarar vermemişti. Diğeriyse dün bayrak yakalamaca oyunundaki siyah saçlı kaptandı.

Tartışıyorlarmış gibi duruyordu.

‘’Günaydın,’’ diye bağırdı Amy ve el salladı.

Kızı gören çocuklar tartışmayı yarıda bıraktı ve el salladı.

‘’Nasıl gidiyor Amy?’’ Bunu soran siyah saçlıydı.

‘’Sence nasıl gidebilir?’’ dedi Amy ve güldü.

Sonra çocuğa ismini sormadığı aklına geldi.

‘’Şey…Adını sorarsam ayıp olur mu?’’

Çocuk güldü. ‘’Sorun değil. Üç büyüklerin çocuklarından değilsen kimse seni tanımaz zaten.’’

Amy bu iğnelemeye aldırmadı.

‘’Adım Caine,’’ dedi ve sırıttı çocuk. Amy’nin ateş saçan bakışlarını görünce de ekledi ‘’Üzgünüm.Annabeth’i kaybedişimizden beri sinirlerim çok bozuk. Ne kadar babamız aynı olmasa da, annemiz aynı.’’

Melez GünlükleriWhere stories live. Discover now