KC ₪ 2

563 56 11
                                    

TNK-Aşkı Harcamanın 80 Yolu

2. BÖLÜM|

Bu şehrin her köşesinde ayrılık var.


Gözlerinizi sapasağlam açtığınız her gün sizin için yeni bir başlangıçtır. O gün başınıza geleceklerden habersiz yatağınızdan kalkar, işinize veya okulunuza gitmek için söylene söylene hazırlanırdınız. Peki ya gününüzün kalan kısmı? Tahminen o da önceki günün adeta kopyalanmış halidir.

Siz öyle düşünürsünüz ama bazen öyle olmaz.

Sizin basit iş gününüz, aldığınız bir haberle, geçirdiğiniz bir kazayla, iki dudak arasından çıkan birtakım kelimlerle basitlikten çıkar ve unutamayacağınız bir gün haline gelir.

Tabiki bunu hiçbir insan gözlerini açtığı an aklına getirmez, tek düşündüğü bir an önce işe gidip tekrar eve dönmektir.

Her zaman olduğu gibi.

Ama bana yıllar asla sıradan bir gün geçiremeyeceğimi öğretmişti.

Bugün de olacağı gibi.

Yeni bir okula yazılmıştım.

Yeni insanlarla tanışacaktım.

Yeni dertler başımı saracak, belalar beni bulacaktı.

Her zaman olduğu gibi.

İşte benim sıradanlığım buydu.

"Derin hazır mısın?"

Halam odaya hızla girince telaşlı gözlerine çevirdim isteksiz gözlerimi.

Beni süzüp dehşetle yüzüme baktı ve "Hazırlanmamışsın?" diye mırıldandı.

"Sana gitmek istemediğimi söylemiştim."

Kaşlarını çatıp kapıya yaslandı ve "Gitmek istemiyorsun öyle mi?" diye sordu.

Başımı salladığımda sinirlenmeye başladığını hissediyordum.

"Peki daha iyi bir fikrin var mı Derin?"

Ölmek.

Gayet akıllıcaydı bence.

Dolabıma doğru yürürken zeminde tok ses bıkaran pudra rengi topuklu ayakkabısını takip ediyordum. Bu sesten rahatsız olduğum kadar başka hiçbir şeyden rahatsız olduğum söylenemezdi.

Dolabımdan formalarımı çıkarıp yatağa bıraktı ve "10 dakika içinde aşağı in, geç kalacaksın." dedikten sonra odadan çıktı.

Arkasından bir süre boş boş baktıktan sonra "O okula eninde sonunda gideceksin." diye mırıldandım kendi kendime.

Oturduğum yerden kalkıp uyuşuk hareketlerle formalarımı giydim ve boyalı saçlarımı tarayıp tepeden topladım. Büyük ihtimalle boyayı sorun edeceklerdi, önceki okulumda da defalarca uyarıldığım bir konuydu. Ama onlara itaat edeceğimi sanmıyordum.

Aynada son kez kendime baktıktan sonra bordo çantamı omzuma astım ve telefonumu hırkamın cebime attıktan sonra odadan çıktım.

"Ben çıkıyorum."

Sakince kapıya ilerlerken halam mutfaktan hızlı adımlarla çıktı ve yanıma geldi. Ayakkabılıktan çıkardığım botlarımı geri koydu ve "Önce bir şeyler yemelisin. Ayrıca seni ben bırakacağım." dedikten sonra tekrar mutfağa girdi.

Arkasından mutfağa bezgince yürürken "Ofisinle okulun ters yerlerde olduğunu biliyorum. Kendim gidebilirim." diye mırıldanmıştım.

Bana çay doldurup önüme koyduktan sonra "Bugün ilk günün ve seni ben bırakmak istiyorum." dedi ve karşıma oturdu. Tabağıma bir şeyler doldururken "Yaklaşık 11 senedir okula gittiğimi göz önüne alırsak, buna hiç gerek yok." diye homurdandım. Ama karşılık verme gereği duymamıştı, bu da 'Çeneni kapat ve kahvaltını yap.' deme şekliydi sanırım.

KARANLIK CENNETWhere stories live. Discover now