65.bölüm

311 19 0
                                    


Tüm cihan Safiye'ye lanet okur. Safiye'nin kalbi olmadığı konuşulur. Safiye bunca olay karşısında bir gram üzülmez, göz yaşı dökmez ya da öyle sanılır. Kimse bilmez lakin Safiye sultanın yüreğine de kor düşmüştür. Minik şehzadesinden ayrılmıştır. Ölmesin diye onu saraydan kaçırtmıştır. Belki de evladını bir daha göremeyecek olmanın acısı yakar güzel sultanın yüreğini lakin zayıflığı bilinmesin diye kimseye kanayan kalbini göstermez. Odasında tek başına yaşar tüm acısını. Evladının kıyafetlerine sarılır,

Tüm cariyeler hazırlıklarını tamamlar ve Murat Han'ın haremi harem-i hümayundan kovulur. Hünkarın kızları da sürgün edilir. Onların boyunları bükük saraydan ayrılışlarını yukarıdan izleyen Safiye sultanın valide sultan olarak ilk emriydi bu, ilk zaferi. Tüm saray onun önünde diz çöküyordu

artık. Bir çok bedel ödenmişti lakin Safiye için bu zafer her bedele değmişti.

- Ben Venedikli Sophia Venier Baffo, babasının altın saçlı, güzeller şahı kızı, annesinin meleği, Venedik'in incisi Sophia.

Kopardılar beni yuvamdan, ayrı düştüm sevdiklerimden, babasının saçının bir teline dahi kıyamadığı kızını köle yaptılar. Sabaha nerede, nasıl, kiminle uyanacağını bilmeden avrat pazarlarında satılan değersiz bir köle. Lakin bir şeyi unuttular, talih benden yanaydı, kader beni seçmişti. Dünyanın köle dediği kıza kader sultanlığı biçmişti. Öyle de oldu. Venedik'in incisi olan ben Osmanlı'ya ece oldum, sultan oldum. Köle Sophia'dan Safiye valide sultanı doğurdum.

Ah Manisa, bana en büyük aşkı, mutluluğu yaşatan, en değerli varlığım, şehzadem Mehmet'imi sunan, belki de hayatımın tek gerçekliğini yaşadığım temiz dünyam Manisa.

Ve Topkapı, cihanın gördüğü en büyük saray, benimse cehennemim. Her odası yalanlarla bezeli, koridorlarında entrika yürüyen, duvarları kanla yıkanan, benden masumiyetimi, gençliğimi, aşkımı, mutluluğumu alan, karanlık odamda acı dolu feryatlarım göğe yükseldiği halde hiç kimseye duyurmayan saray.

Ben Safiye, Nurbanu sultanın öldüresiye kıskandığı, Sokullu Mehmet Paşa'nın nefret ettiği, Şah, Gevherhan ve İsmihan sultanların validelerinin düşmanı bellediği, Mihrimah sultanın harcamak istediği, Sultan Murat Han'ın güneşim deyip karanlığın içine attığı Safiye.

Ben Safiye, Bu makama erişebilmek, evladımı Osmanoğlu'nun tahtına çıkarabilmek için çok şey feda ettim. En başta da ruhumu. Nurbanu sultanın vaktiyle Hürrem sultanın bile oturamadığı tahta benim düşmanım olan sen mi oturacaksın dediği o taht, taç artık benim. Bundan böyle benim devrim başlıyor, Safiye valide sultanın devri. Korksun artık cihan benden zira artık benim ağzımdan çıkacak sözdür Osmanlı'nın ve dahi cihanın kaderi. Osmanoğlu nasıl diz çöktüyse cihan da öyle diz çökecek bu İtalyan kızın önünde.

Herkes bilsin, tarih yazsın Nurbanu sultana rağmen, yüzlerce sultanı, onlarca şehzadeyi ezip geçen, cihanın görüp görebileceği en güçlü, en kudretli sultanım ben.

Sarayda İki VenedikliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin