Gitme demek zor mu? Zor!

173 48 28
                                    

Selâmun aleykum dostlarım. Bu bölüm biraz geç geldi özür dilerim. Bu hikaye kenarda bir yerde kalsın diye uğraşıyorum sanki. Tuhaf. O kadar absuk hikâyeler okunurken bu hikâyenin okunmaması...
İnşallah bir gün birileri gerçekten severek okur bu hikayeyi. Şimdiden o severek okuyan kişilere sesleniyorum:
Size gerçekten ihtiyacım var. Her kitap okuyucu kitlesi ile bir aile ve bu ailenin küçük olması üzüyor beni.
Neyse keyifli okumalar dilerim...

**Bade**

Koltuğa gömülmüş ne yapacağımı bilemiyordum. Sahi mutfakta neler oluyordu?

Aruz mutfaktaydı. Kapıdan yumruk ve Aruz'un' Yapma' sesleri yükseliyordu.
Hemen koşarak çıktı mutfaktan ve yanıma geldi. Gözlerim devasa bir şekilde açılmıştı.

"A Aruz ne oluyor?"diyebildim.

"İçerde hırsızlar var. Bana son kez söylemek istediğin bir şey var mı? Ölüyorum sanırım." dedi, eli karnındaydı. Bıçaklanmıştı galiba.

"Nne söylemeliyim? Ölemezsin! Hani benim yanımdaydın?! Koruyacaktın hani beni!"

"Özür dilerim yapadım. Kendine iyi bak."dedi, oturduğum koltuğun dibine düştü. Her yer karanlıktı. Gözlerim dolmuştu.

"Aruz ne olur bırakma beni."dedim.

"Aruz korkuyorum bir de sen terk etme beni. Nolur..." ağlıyordum bu sefer.

"Nasıl terk edersin beni?!"

"Aruz!" Ağlarken bağırmıştım bu sefer. Sesim titriyor, nefesim kesiliyordu. Aruz yattığı yerden kalkıp koşar adımlarla salonun ışığını açtı. Yanıma geldiğinde buz kesmişti yüzü.

"Benim seni terk edebileceğimi nasıl düşünürsün? Ya koruyamayacağımı?"dedi.

Aruz'un Ağzından

Sadece şaka yapmak istemiştim. Benim sözümden çıktığı için. Hiç sevmezdim sözümün tutulmamasını. Mutfağa girdiğimde kapıları tekmeledim. Ağzımdan saçma sapan sesler çıkarttım. Tepkisini merak ediyordum. Ta ki o, 'Beni nasıl terk edersin?' diyene kadar.

"Benim seni terk edebileceğimi nasıl düşünürsün? Ya koruyamayacağımı?"

Yine sarıldı bana. Kızarmış sulu yeşil gözleriyle ve burnuyla küçük bir kız çocuğu gibi bakıyordu.

"Neden böyle bir şey yaptın? Öldün sandım!"

"Çünkü küçük hanım, size o koltuktan kalkmamanız söylendiği halde kalktınız ve gezdiniz. Ha birde kek yaptınız orası da ayrı bir boyutu."

"Özür dilerim."dedi.

"Özür falan dileme bana. Sadece dediklerimi yap. Seni düşündüğüm için söylüyorum bunları."dedim ve ekledim. "Yani bir polis olarak."

Sonrası derin bir sessizlik. Tabiki de sus pus oturmayı sevmiyordum. Bir şeyler yapmalıydım.

"Kızlar eve dönmüşler. Yarın çağırırım gelip görürler seni."

"Eve dönmek istiyorum."

"Ayağın bu haldeyken bırakmam."

"Üniversite hazırlık okuyorum ve sınavlarım var."

"Gerçekten bu kadar çok mu gitmek istiyorsun?"

"Evet."

Sesi tok ve kararlıydı. Yapabileceğim bir şey yoktu. Madem gitmek istiyordu, elimden de bir şey gelmezdi.

Yanık MısraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin